27 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Talimat ABD’den gelince..!

İsmet Özçelik

İsmet Özçelik

Gazete Yazarı

A+ A-

Başbakan Erdoğan, Ermenilerin “soykırım anma günü” ilan ettikleri günde, “24 Nisan” mesajı yayınladı. Mesaj öncesi gazete ve televizyonlar uyarıldı. “Bir saat içinde sitede yayınlanacağı” ifade edildi. Arkasından “Yarım saat sonra” bilgisi verildi. Açıklama yayınlanıncaya kadar “Az sonra, az sonra” denip durdu.

Mesaj yayınlandı. Takke düştü kel göründü. Mesajda neler yok ki!.. Meğer 24 Nisan “özel bir anlam” taşıyormuş. Başbakan öyle diyor. Bir tek “Soykırımı tanıyoruz” demediği kalmış.

24 Nisan bilerek seçildi

Peki; bu nasıl olmuş? Bir yıldır süren bir çalışma. ABD’de pişirilmiş. “24 Nisan Soykırım anma günü” (!) bilerek seçilmiş. ABD böyle istemiş.

Uyarmıştık! “Erdoğan seçim meydanlarında Batı’ya, ABD’ye esip gürlüyor, sakın Türkiye’nin başına yeni bir çorap örüyor olmasın” demiştik. PKK’ya bağırıp çağırırken Oslo’da, İmralı’da PKK ve Öcalan’la masaya oturduğunu hatırlatmıştık.

Yine yanılmamışız!

Yanılmamışız. Mesajın çatısı Washington’da kurulmuş. Ankara-Washington hattında gitmiş gelmiş, gitmiş gelmiş. Derken son şeklini almış. 9 dile çevrilip piyasaya sürülmüş. Dışişlerinde tartışma çok. AİHM’nin Perinçek kararı sonrasında böyle bir açıklamanın “ihanet” olduğu konuşuluyor. Emekli diplomatlar, “Cumhurbaşkanlığına ABD’yi ikna edebilmek için Türkiye’nin ...” diye söze giriyorlar.

Obama koalisyonu!

Erdoğan’dan sonra Obama da benzer bir açıklama yaptı. Her şey hazırlanan plana göre yürüdü. İç organizasyon da ayarlanmıştı. Erdoğan etkisiz olur diye bu işi bizzat ABD ele aldı. Diplomatlar (!) aracılığı ile kulis yapıldı. Yandaşı, “Yetmez ama evet”çisi, liberali, bordrolusu, iliştirilmişi, Sorosçusu, ... hepsi bir ipe dizildi. Talimat ABD’den gelince, “Obama koalisyonu” kuruluverdi.

CHP de tarihi ile hesaplaşma peşinde

Ana muhalefet partisinin ne demek istediği belli değil. Erdoğan’ın “24 Nisan” açıklaması sonrası yapılan açıklamaları CHP milletvekilleri bile anlamadı. “Bizimkiler ne demek istedi” diye gazetecilere soranlar bile oldu. Haksız da sayılmazlardı.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu dün Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, “Her ülke kendi tarihiyle yüzleşiyor. Biz de yüzleşmeliyiz” demiş. Kılıçdaroğlu uzun bir süredir CHP’nin tarihiyle de yüzleşme peşinde. “Sabahattin Ali’yi CHP öldürdü” bile dedi. 30 Mart seçimleri sonrası milletvekilleriyle yaptığı toplantıda da “Nâzım Hikmet CHP iktidarında kaçtı” ifadesini kullanmış.

Keşke geçen dönem birlikte çalıştığı Kemal Anadol’un “Karşı Yaka Memleket” kitabını okusaydı. Neyse! Niyet Cumhuriyet dönemiyle yüzleşmek olunca AKP ile yan yana geliniyor işte. “Dersim” konusunda da böyle olmadı mı?

Şeyh uçmaz, müritleri uçurur

Başbakan Erdoğan’ın skandal “24 Nisan” açıklamasına yandaş ve merkez medyada tam destek verildi. Hele yandaşlar işi öyle bir abarttı ki “pes” dedirtti. Akşam “Teşekkürler Erdoğan baba” manşeti atarken, Türkiye “Asırlık çalım”, Yeni Şafak “Dünya amin dedi” manşeti attı.

Kendi okuyucularının tepkisini bile hiçe saydılar. Sınır tanımadılar. Tam anlamıyla “Şeyh uçmaz, müritleri uçurur” durumu söz konusu.

Hele de “Şeyh” uçmaya meraklı olunca..!

***

Yüce Divan salonu

Anayasa Mahkemesi’nin Yüce Divan Salonu dün önemli (!) kişileri ağırladı. Abdullah Gül, Başbakan Erdoğan, TBMM Başkanı Cemil Çiçek, ... oradaydı. Türkiye’yi bölünme sürecine götüren, Cumhuriyeti yıkıma sürükleyen kadro önemli ölçüde salonda yerini almıştı. Zafer Çağlayan, Muammer Güler, Egemen Bağış, Erdoğan Bayraktar da var mıydı bilmiyorum. Keşke olsalardı.

Ne de olsa bir gün bu salonu tanıyacaklar. Antrenman olurdu!