Tayyip yerine Gül-Fethullah projesi!

IŞİD de tıpkı PKK gibi ABD-İsrail enstrümanıdır ve eylemlerini o çerçevede okumak gerekiyor.
Dolayısı ile İstanbul İstiklal Caddesi’nde bomba patlatması amaçlanan projenin sonucudur.
Proje ise Tayyip Erdoğan’dan kurtulmak.
Nasıl mı?
Darbe zeminini inşa ederek!
Diyeceksiniz ki Tayyip gitsin de ne olursa olsun!
Gitsin de hedeflenen şudur:
Darbe ile Erdoğan alaşağı edilip Abdullah Gül-Fethullah Gülen iktidarı kurulacak ki böyle bir şey direkt olarak ABD mandasına girmek olur.
Buradan hareketle ABD-FETÖ destekli bir darbeyi ülkeye ihanet saymak gerekiyor.
Tayyip Erdoğan elbette gitmeli ama onu Washington değil Türk halkı göndermeli.

Mülteci anlaşması oy için!
3 milyar Avro için ülkemizin şerefi yerlerde.
Canı pahasına AB ülkelerine sığınanlar bir bir göçmen oteline yerleştirilecek ki o otel Türkiye’dir.
Evet maalesef Türkiye’yi Avrupanın kapısında nöbet tutan jandarma yaptılar.
Nedeni ise para artı oy hesabı içindir.
Ağızlarındaki baklayı çıkardılar, sığınmacı Suriyelileri vatandaş yapıp oy kullandıracaklar.
Bu şekilde ilave 1 milyon oyla gelsin Başkanlık!

AKP hâlâ nasıl yüzde 50?
Türkiye bugün hapishane yani insanlar korkudan sokağa çıkamıyor.
Sorun sadece güvenlik değil, ekonomi sos veriyor ki turizm sektörü yere serilmiş durumda.
Toplum etnik, inanç ve mezhep ekseninde savrulmuş durumda.
Kısacası tam bir çöküş tablosu var...
Öyle iken AKP’nin anketlerden yüzde 50 çıkması olacak şey midir?
Bunun tek açıklaması Kemal Kılıçdaroğlu ile Devlet Bahçeli’nin muhalif seçeneği bloke etmesidir.
Türkiye’nin öncelikli sorunu Tayyip’ten ziyade bu ikilidir zira onlar gitmeden Tayyip sandıkla gitmez... CHP ve MHP’liler bunu niye görmez?

İşte İran asaleti
Dün internet medyasından İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin evini gördüm.
Gecekondu misali mütevazı bir ev!
O fotoğraflardan sonra bizimkilerin oturduğu Saray’ları göz önüne getirdim ve ülkem adına kahroldum.
Söyleyin Hasan Ruhani’nin öyle bir evde oturması İran’ı küçültür mü?
Tam tersine büyütüyor zira asaleti çağrıştırıyor.
Ülkelerin büyüklüğü yöneticilerinin Saray’larda sefa sürmesi değil, halkına ve devletine verdikleri ile doğru orantılıdır.

Mandacı Cumhuriyet!
PKK ve FETÖ seviciliği yetmedi, şanlı Çanakkale direnişimizi görmezden geliyor.
En önemlisi kendince Türkiye adına manşetten teslim bayrağı çekiyor.
Evet Atatürk’e sarhoş diyen Can Dündar’ın yönettiği Cumhuriyet Gazetesi’nden söz ediyorum.
Söyleyin böyle bir gazete hiç solcu ve Cumhuriyetçi olabilir mi?
Yahu solculuğun amentüsü anti emperyalizm, anti ırkçılık ve din istismarına karşı dikilmek değil midir?
Cumhuriyet’teki bu savrulmaya şaşırmayın; Ulusal Kanal Genel Müdürü Sevgili Turan Özlü anlattı, İlhan Selçuk Ergenekon’dan göz altına alındığında, Hikmet Çetinkaya’dan telefonla Ulusal Kanal’a bağlanıp tepki koyması talep edildi... Çetinkaya bu talebe arayanın yüzüne telefonu kapatarak karşılık vermişti..İşte Cumhuriyet’i bugün bunlar yönetiyor...