TSK, ‘Yeni TSK’ mı oluyor?

Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk ve Fuhuş, Poyrazköy... Çok sayıda dava. Türk Ordusu’nda kimler tasfiye edilecekse, kimlerin önü açılacaksa ona uygun operasyonlar. Planlama çok önceden yapılmış.

1995’te gerçekleştirilen “Çelik Harekatı” 2003 yılına kadar devam etti. “Kontrolden çıkan” Türk Generalleri AKP’nin iktidara getirilmesi ve Özkök’ün Genelkurmay Başkanlığı ile birlikte yeniden “kontrol” altına alınmaya başlandı. 2007’de Beyaz Saray’da Oval Ofis’te Bush-Erdoğan görüşmesinde düğmeye basıldı. “Tam kontrol” için harekete geçildi.

Nereden nereye!

“Mehmetçik” geleneği yerle bir oldu. Silah arkadaşlığı yerini güvensizliğe bıraktı. Asker askere sırtını dönemez hale getirildi.

PKK’ya ses çıkarmayan, “açılım”a destek veren bir komuta kademesi oluştu. İmralı’da Abdullah Öcalan’la muhabbet bile onları rahatsız etmedi. En sonunda El Kaide’ye hava desteği de verildi. Suriye sınırında askeri sahalar terör örgütlerine tahsis edildi. Hükümetten gelen yasa dışı talimatlara onay verildi.

Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler bir adım daha ileri gitti. O toplantıda Makine Kimya Enstitüsü’nün Suriye’de savaşan teröristler için mühimmat üretmesini istedi.

Oysa ki o Makine Kimya Enstitüsü Kurumu’nun temelleri Kurtuluş Savaşı sırasında atılmıştı. Yurt savunması için kurulmuştu. Şimdi teröristler için mühimmat üretsin isteniyor.

Nereden nereye!

Yeni TSK!

“Yeni” sözcüğünden nefret eder hale geldim. Bugünkü AKP kadroları Erbakan döneminde kendini “Yenilikçiler” olarak adlandırmışlardı.

Mustafa Kemal çizgisinden uzaklaşan, “Altı Ok”u terk edenler başına geçtikleri CHP’ye “Yeni CHP” demişlerdi.

“Yeni” sözcüğü “ABD’nin logosu” işlevini gördü.

Şimdi bugünkü TSK’ya da “Yeni TSK” denmeye başlandı.

Bu arada kulislerde dolaşan ilginç bir bilgiyi iletelim. Emniyetteki F tipi kadrolardan birçoğunun çocuğu Harp Okulu sınavlarını kazanmış. Anlatılanlara göre Diyarbakır Emniyet Müdürü iken son operasyonlarda görevden alınan Recep Güven’in iki çocuğu da Harp Okulu’nu tercih etmiş.

İlginç!

TSK, ‘Yeni TSK’ olur mu?

Peki TSK “Yeni TSK” olur mu? Herkes bunu soruyor. Ben de soruyorum. Operasyonlarla TSK’dan tasfiye edilen komutanlarla konuşuyorum. Bu soruyu onlara yöneltiyorum.

Tahribatın büyük olduğunu ifade ediyorlar. Ama umutsuz değiller. Türk Ordusu’nun Kurtuluş Savaşı vermiş bir ülkenin ordusu olduğunu vurguluyorlar. Mehmet Ali Çelebi’yi örnek veriyorlar. Çelebi’nin daha teğmen olduğuna dikkat çekiyorlar. “Bu Ordunun çekirdeği sağlam” diyorlar.

Ordunun eninde sonunda “Milletin Ordusu” olacağına inanıyorlar.

DEVLET SIRRI

Son günlerde birilerinin ağzından “devlet sırrı”, “vatana ihanet” sözü hiç düşmez oldu. Ama Ergenekon, Balyoz, ... gibi tertiplerde, kumpaslarda devlet sırları ifşa edilirken hiç sesleri çıkmadı.

Devletin en mahrem bilgileri çarşaf çarşaf düşmanların bilgisine sunuldu. Kılları kıpırdamadı. Ne Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den, ne TBMM Başkanı Cemil Çiçek’ten, ne Başbakan Erdoğan’dan, ne de panik halinde kıvranan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’ndan çıt çıkmadı.

Nedense şimdi büyük bir telaş var. Suçüstü yakalanmanın tedirginliği yaşanıyor. Ama “Devlet sırrı” ile kurtulmak da zor görünüyor.

Çember sürekli daralıyor.