27 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Türbanı Meclis'e AKP mi soktu CHP mi?..

Mehmet Faraç

Mehmet Faraç

Eski Yazar

A+ A-

"Başörtüsü konusunda eski anlayışın değişmesinde CHP'nin de katkısı olduğunu ifade etmek isterim. Bu konu bir tabu olarak görülürdü. Onların da müspet anlamda katkısı olduğunu görmek gerekir..."

"Yeni CHP"ye yönelik yukarıdaki övgü dolu sözler Abdullah Gül'ün 29 Ekim resepsiyonundaki konuşmasından alındı... Cumhuriyet'le zaten ezeli bir kavgası olan Gül'ün bu sözleri yalnızca bir övgü değil, aynı zamanda bir deşifre ve itiraf da...

Artık kimse kendini kandırmasın; türbanı Meclis'e sokan yalnızca AKP değil; "Yeni CHP"nin ideolojisindeki derin erozyon da kamuda türbanın yolunu açtı... Bunun kanıtlarını mı soruyorsunuz?.. Birkaçını sıralayalım o halde:

- Kuran kurslarına yaş düzenlemesini kaldıran genelgeye CHP sessiz kalmadı mı?..

- İmam hatiplere katsayı kıyağı karşısında CHP başını kuma gömmedi mi?..

- Kaçak Kuran kurslarına verilen cezalar kaldırılırken CHP vurdumduymaz davranmadı mı?..

- Laik eğitim "444" tuzağıyla mollalaştırılırken CHP'nin cılız muhalefeti AKP'yi cesaretlendirmedi mi?..

- Türban üniversitelerde bizzat Kılıçdaroğlu'nun desteğiyle serbest kalmadı mı?..

- Kamu kuruluşlarında türban serbestisi getirilirken CHP ortalıktan kaybolmadı mı?..

Daha sayalım mı?.. "Yeni CHP"nin Atatürk'ün Meclis'indeki erozyona sessiz kalacağı zaten Said Nursi'ye övgüler sıralayan Faik Tunay gibi zavallıları, Aydın Ayaydın, Erdoğan Toprak, Gürsel Tekin ve benzerleri gibi cemaat sempatizanlarını milletvekili yapmasından belliydi...

Ne ilginç değil mi; cumhuriyeti kuran parti, cumhuriyetin kuruluş yıldönümünden iki gün sonra, Atatürk'ün ölüm yıldönümüne 10 gün kalmışken, AKP'nin gerici zihniyetinin cumhuriyetin Meclis'ine kafa tutmasına sessiz kaldı...

Kim istedi acaba bunu Kılıçdaroğlu ve ekibinden?.. Tarikatlar mı cemaatler mi?.. Yoksa "Türbanla sorunumuz yok diyen" Sezgin Tanrıkulu gibi CHP içindeki Truva atları mı?..

Hüseyin Aygün'ün dönüşü!..

CHP Meclis Grubu'nun Ekim'in ilk haftasında yaptığı basına kapalı toplantıda, AKP'nin "Demokratikleşme Paketi" tartışılmıştı... Çok sayıda vekil, CHP'nin laiklik konusunda daha duyarlı olmasını isterken, en şaşırtıcı konuşmayı Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün yapmıştı. Demişti ki Aygün;

"Eskiden, 'laikliğe çok vurgu yapılıyor, abartılıyor' diyorduk, Şimdi ise laiklikten hiç söz edilmiyor. Kamuoyunda böyle bir algı var. 'Andımız' kimi niye rahatsız ediyor? Ben, Türklük kavramına karşı değilim, bu kavramı kaldırırsak, altından ümmetçilik çıkar."

Aygün'ün; türbanlı vekil konusunda dünkü Aydınlık'ta yayımlanan açıklaması da çok şaşırtıcıydı:

"Eğer laikliği savunamıyorsak kapıyı kilitleyin, dükkânı kapatalım. CHP laikliğe mi sahip çıkacak, yoksa cemaatlere iyi görünme siyaseti mi izleyecek?.."

Aylar önce ulusalcılarla ilgili "geri zekâlı" dediği için tepki çeken Aygün'deki bu olumlu değişimin ardında ne var acaba?.. Cumhuriyete bağlı Tuncelilerin baskısı mı, yoksa partisindeki aymazların da desteklediği kara tehlike endişesi mi?..

Kadına hangi özgürlük?..

Kadına yönelik şiddet AKP iktidarı döneminde zirve yapmadı mı?.. Kadın cinayetleri son 12 yılda büyük boyutlara ulaşmadı mı?.. AKP iktidarının gerici politikaları, töre katliamlarını yeniden hortlatmadı mı?..

İktidar, "444" tuzağıyla kız çocuklarını okuldan uzaklaştırarak kadınların geleceğine büyük darbe vurmadı mı?..

"Gezi" olaylarının ardından kadınların meydanlarda dayak yemesini, deniz kenarında oturan kızların polis tarafından saçlarından sürüklenmesini ve onlarca kadının cezaevlerine atılmasını ise kimse unutmadı...

Kadının sosyal statüsünü artırmak için kılını kıpırdatmayan AKP'nin, kadın "özgürlüğü"nü din istismarının aracı olan türbana indirgemesi utanç verici değil mi?..

Can Ataklı'nın tespiti...

İstanbul için aday adayı olmasına rağmen ne medyanın ne de CHP yönetiminin öne çıkarttığı Can Ataklı dün Twitter'da, "CHP Sarıgül'e katıldı" diye yazmıştı... CHP yöneticilerinin Sarıgül'ün ayağına kadar gitmesi de herkesin aklına aynı yorumu getirdi...

Siyaset için yıpranmamış bir isim olan Ataklı'nın; adları şaibelere karışan Sarıgül'den de Gürsel Tekin'den de fazla oy alacağı konusu herkesin dilinde... Çünkü CHP'nin İstanbul adayıyla ilgili görüş belirtenlerin neredeyse tamamı, "yıpranmamış, temiz; şaibesiz bir isim" peşinde...

Merak ediyoruz; Kılıçdaroğlu, Ataklı'yı niçin anketlere koymuyor ve seçmene sormuyor acaba?..

"Amerika Birleşik Devletleri oluyor da Anadolu Birleşik Devletleri niçin olmuyor" diyecek kadar bölücü kafalara taviz veren, cemaatlerin partiye sızdırmaya çalıştığı CHP düşmanı baronlar mı böyle istedi?..

Baransu'nun Ataşehir balonu!..

"Ergenekon" dosyaları nedeniyle adı "kurye"ye çıkan Mehmet Baransu, Ataşehir Belediyesi'nde "yolsuzluk var" diyerek televizyonlarda bağırıp durdu, Battal İlgezdi'yle tartıştı.

Baransu sonra nedense sustu!.. Herkes elindeki dosyalar bitti sanırken "Taraf"çı Baransu, 21 Ekim'de Twitter'da şunları yazdı:

"Battal İlgezdi sağda solda bana para indirdiğini söylüyormuş. Kime indiriyorsa bilelim de, onun kafasına yeni raporlar, dosyalar indireceğim... Bu haftayı Battal İlgezdi haftası ilan edelim... Devlet raporları bu hafta... Savcılık dosyası bu hafta, müfettiş raporları bu hafta..."

Şimdi Ataşehir'den arayan onlarca yurttaş soruyor; "Aradan 10 gün geçti... Nerede Baransu'nun yazacağı raporlar ve dosyalar?.. Bunlar balon muydu?.. Taraf yazarı boş kabadayılık mı yaptı, gözdağı mı vermek istedi, yoksa dosyalar Ataşehir'deki 'kargocu'da mı?

AKP'nin çöküşü!..

AKP siyaseti yalnızca yerel seçim öncesi türban sömürüsünü hortlatmadı; tesettür bayraktarlığı yapan, bir dönemin terör örgütü Hizbullah'ın partisiyle de ittifak arayışındaymış...

Ancak bizim konumuz, Erdoğan'ın kucak açtığı Hizbullahçı Hüda-Par değil; AKP yöneticilerinin "Hizbulşeytan" diye nitelediği emperyalizmle de savaşan Lübnan Hizbullahı...

Beşar Esad'dan yana tavır almasının yanında, "din adına" Suriye'de kafa kesen bağnaz terör örgütleriyle de savaşan Hizbullah'ın Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, "Gerçeği artık görün, Suriye düşmanları yenildi" demiş...

Kim bu düşmanlar acaba?.. Akla ne yazık Türkiye değil, Türkiye'yi Suriye'nin düşmanı yapan AKP geliyor...

Suriye bataklığında diplomasi rezaletine imza atan AKP'nin, gündemi türban şovuyla değiştirmesi yeni bir kandırmaca ama asıl Hizbullah'ı "şeytan" diye nitelerken, Güneydoğu'da cinayetler işleyen Hizbullah'a sempatisi nereden geliyor acaba?.. Milli Görüş'ten mi, Akıncılar'dan mı?..