27 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Türkiye sizi iplemiyor efendiler

Mehmet Yuva

Mehmet Yuva

Gazete Yazarı

A+ A-

Ulusalcı Mustafa Kemal ve Cumhuriyeti'nden haz almayan, varlığına tahammül edemeyen, savunucularından nefret eden, onları ırkçı-faşist ve statükocu diye yaftalayanlar “ulusalcı, Atatürkçü” Cumhuriyet gazetesine kalkan oluyor. Bu ne yaman çelişkidir. Aslında değildir. Nitekim Cumhuriyet gazetesi artık ismi ile müsemma değildir. Y-Cumhuriyet olmuştur ve kurucu ilkelerinden taviz vermiş ve de onları rafa kaldırmıştır. İlhan Selçukların, Uğur Mumcuların Cumhuriyet'i iğdiş edilmiştir.

Gazetenin omurgası İlhan Selçuk ve arkadaşlarının pasif konuma düşürülmesi ve tasfiye edilmesi sürecine kalkan olan Uğur Mumcu “hayat bir duruştur” misaline uygun davranmış ve yıllarını verdiği gazeteden istifa etmiştir. Şam’da “Suriye kasabı” olarak anılan Cemal Paşa'nın torunu Hasan Cemal’in Cumhuriyet gazetesini Mustafa Kemal’in Cumhuriyeti'ne düşman olanların operasyon merkezi yapmasına karşı mücadele etmiştir. Gazetenin en önemli yazar kadroları ve emekçileri Hasan Cemal’i protesto ederek gazeteden istifa etmişlerdir.

UĞUR MUMCU ÖRNEĞİ

Cumhuriyet okurların hassasiyeti ve gazete tirajının 20binlere düşmesi neticesinde Hasan Cemaller beyaz bayrak çekmek zorunda kalmışlardır. Uğur Mumcu 60 bin lira maaşla çalıştığı Doğan Medya'dan istifa edip İlhan Selçuk’un tekrar yönetimine geçtiği Cumhuriyet gazetesine dönmüştür. Peki, bugün muhtevası boşaltılan Cumhuriyet gazetesinin “Atatürkçü ve devrimci” yazar kadrosu hangi tavrı sergiliyor? Devrimci, ulusalcı, Atatürkçü emekçiler tasfiye edilirken, kovulurken, kalemleri kırılırken hangi tepkileri gösterdi? Yazımı yazar, maaşımı alır ya Rabbi şükür derim tavrındalar.

Möhüm sosyolog Emre Kongar böyük zehrini toplumun algısına enjekte ediyor. Arap Kültür Emperyalizmin ABD Emperyalizmden daha möhüm ve de daha tehlikeli olduğunu keşfediyor. Bu yeni keşfi için hizmet karşılığı olarak Nobel ödülüne aday gösterilmeli. Cumhuriyet gazetesinin düştüğü bu hal iç acısı. Cumhuriyet gazetesini bu hale getirenler eserleriyle ne kadar iftihar etseler azdır. Can Dündar’ın Almanya tarafından “özel Alman seyahat pasaportu” ile onurlandırılması, Alman Cumhurbaşkanı tarafından ağırlanması yeterli değildir. Heykeli dikilmeli ve Batı'nın kahramanı olarak kitaplarına girmelidir. Kissinger’ in meşhur sözü de heykelinin altına yazılmalıdır; “Biz vatanlarına ihanet edenleri ödüllendirir, hainlerimizi ise idam ederiz.”

NELER DEMİŞLERDİ?

Ergenekon, Balyoz ve daha nice kumpaslarla hayatlar karartılırken, aileler parçalanırken, insanlar katledilirken, toplumun en değerli evlatları yıllarca hapislerde tutulurken, hukuk çiğnenirken, feryatlar duyulmazken, insanlık katledilirken, ey HDP, ey Cumhuriyet gazetesi, ey Taraf ceridesi ey Zaman ve Akit müsveddesi ey El Cezire ey BBC ey Türkçe konuşan yüreği Danimarkalı matbuat ey dünya olanlara dilsiz kalmayın diyenlere, “derin devlet tasfiye ediliyor”, “askeri vesayet ortadan kaldırılıyor”, “ulusalcı statükocu radikal Atatürkçüler (!) devri bitiyor. Özgürlükçü dönem başlıyor“ dediler.

“Ey AB, ey ABD, Türkiye’de hukuk katlediliyor müdahale edin” diyenlere, “Türkiye bir hukuk devleti, mahkemelere müdahale edilmemeli. Bırakın savcılar görevlerini yerine getirsin” dediniz. Gazetelerinize, yazarlarınıza, savcılarınıza, cemaatlerinize, partilerinize, askerlerinize, şirketlerinize dokunulunca “hukuk katlediliyor, demokrasi rafa kaldırılıyor, Türkiye Hitler rejimine doğru gidiyor, Erdoğan Esadlaşıyor” yaygaralarınız ve riyakârlıklarınız arşa ulaşıyor.

YAPTIRIMINIZIN KIYMETİ YOK

Yaptırım gücünüz var sanıyorsunuz, doların ateşini yükselterek kulak çekeriz mesajı veriyorsunuz, sahadaki örgütleriniz vasıtasıyla hizaya getirir ülkeyi kaosa sürükleriz tehdidini yapıyorsunuz, asarız-atarız-keseriz sopasını sallıyorsunuz ama buna rağmen Türkiye sizi sallamıyor görmüyor musunuz? Taraf ceridesi kapanıyor, ülkeyi bir kadın memesine satan operasyon yazarları tutuklanıyor ipleyen yok. Y-Cumhuriyet gazetesinin en etkili personeli tutuklanıyor ülkede çıt yok.

TBMM’nin üçüncü büyük partisi konumunda olan HDP’nin başkanları ve en etkili vekilleri hapishanede ama yüzde seksen oy aldığı bölgelerin bile gıkı çıkmıyor. Bu kadar güce, paraya, nüfuza, silahlı örgütlere, Avrupa başkentlerine ve Washington’a rağmen Türkiye’nin ezici çoğunluğu neden umursamıyor? Polis copundan, gazından, TOMA'dan, hapishaneden korktukları için mi sanıyorsunuz?

Arkalarında Batı devletlerin, holdinglerin olmadığı, mecliste bile temsil edilmeyen, siyasi iktidarın, cemaatin, HDP’nin ve bir çok kesimin saldırılarına maruz kalan Ergenekon, Balyoz ve tüm kumpasların mağdurlarını kış-yaz, gece gündüz destekleyen, mahkemeleri bir siyasi okula dönüştüren, kumpas savcılarına, hakimlerine meydan okuyan, Silivri duvarlarını yıkan ruha sahip olmadığınız içindir. Kökleri dışarıda olanı, kaderini Batıya teslim edenleri Türkiye kabul etmiyor efendiler.