27 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Ukrayna’da filler mi tepişiyor

Doğu Perinçek

Doğu Perinçek

Gazete Yazarı

A+ A-

Filler tepişirken otlar ezilirmiş. Bu söz, fillerin tepiştiğini görenlerin gözlemi olmalı; Afrikalıların ya da Hintlilerin.

Ukrayna bağlamında da bu benzetme yapıldı. Cumhuriyet yazarı Ergin Yıldızoğlu, orada fillerin tepiştiğini yazdı (24 Şubat 2014). Buna göre, Ukrayna’ya müdahalede bulunan ABD emperyalizmi ile bu müdahaleye karşı çıkanlar, aynı torbaya dolduruyor. ABD, AB, Yanukoviç’in başında bulunduğu yasal Ukrayna devleti ve onunla dayanışma içinde bulunan Rusya, hepsi “fil” oluyor.

ABD müdahalesine direnmek “tepişmek” mi oluyor

ABD’nin fil olduğundan kimsenin kuşkusu yok. Ne var ki, ABD’nin sosyalist maskeli dostları, ABD’nin karşısında kim varsa, onları da fil olarak ilan ediyorlar. Böylece ABD emperyalizmine karşı savaş, “tepişme” sınıflaması içine sokuluyor ve ABD’nin müdahalesi meşrulaştırılıyor.

Türkiye’nin ABD savaş filolarına Boğazların kapısını açması ya da açmaması, emperyalizmin sosyalistlerinin umurlarında bile değil.

Çok dikkat çekicidir: Yeni Şafak gibi AKP organları ve Yeni Çağ gibi Milliyetçi gazeteler, Ukrayna cephesinde Rusya’nın yanında tavır alırken, bu emperyalizmin solcuları ABD’nin güdümündeler.

Hatırlayınız, 1991 Körfez Savaşı’nda da aynı tavırlar sergilendi. “Ne Sam ne Saddam” dediler. Mazlum Irak devletini ve halkını ABD emperyalizmi ile aynı kefeye koydular, böylece ABD işgaline “sol”dan destek sağladılar. Lenin, bu gibiler için “emperyalizmin sosyalistleri” demişti. Çağımızda vatan savunmasına burun kıvırdığınız zaman, bu hallere düşülür.

19. yüzyılda değil 21. yüzyıldayız

Sorun nereden kaynaklanıyor?

Dünyaya 19. yüzyılın Batı Avrupasından bakarsanız, proletarya dışında bütün sınıfları ve güçleri fil olarak görürsünüz. Sermayeyi, iri-ufak, emperyalist -millî demeden hepsini düşman ilan edenler, aslında kendi halklarına ve emekçilerine karşı savaşıyorlar.

Ama bu arada 20. yüzyıl yaşanmış, 21. yüzyıla girilmiş! Olsun 19. yüzyıl “teorisi” öyle diyor!

Oysa 20. yüzyılın başında yeni bir dünya oluştu. Kapitalizm emperyalizm aşamasına girdi. 19. yüzyılın Batı Avrupasında burjuvazi ile işçi sınıfı arasındaki mücadele, bütün çelişmelerin merkezindeydi. Devrim bu çelişmenin ürünü olacaktı. Ancak 20. yüzyılın eşiğinde Batı Avrupa’nın ve Kuzey Amerika’nın büyük sermayesi, biriken artı değer fazlasını Asya, Afrika ve Latin Amerika’ya ihraç etmeye başladı. Bunu büyük silahlı güçlerin desteğiyle yaptı. Böylece Ortaçağ ilişkileri içinde olan dünyanın geniş alanlarını emperyalist ilişkilerin içine çekti. Aynı süreçte kendi işçi sınıfını da yemledi, ona sömürüden pay verdi ve Batının gelişmiş ülkelerindeki işçi sınıflarını da “burjuva millet”in bir parçası haline getirdi.

Bu ekonomik ilişkileri önce Hilferding, Hobson gibi iktisatçılar tahlil ettiler. Lenin ise, emperyalizm teorisini iktisat düzleminden kurtardı; bir devrim teorisi kurdu. Artık dünyanın geleceğini belirleyen çelişme, burjuvazi-proletarya çelişmesi değil, Ezen Millet-Ezilen Millet çelişmesi idi. Devrim odağı işçi sınıfının geliştiği ülkelerden Ezilen Ülkelere kaymıştı. Devrimler, Doğu ülkelerinde olacaktı.

Öyle de oldu. Devrimler, 19. yüzyıldaki gibi gelişmiş kapitalist ülkelerde değil, birbiri ardı sıra kapitalizmin az geliştiği ülkelerde gerçekleşti: Rusya, Türkiye, Çin, Hindistan, Arap Dünyası, Latin Amerika, Afrika, Hindiçini...

Ukrayna’ya gelince

Ukrayna’ya gelince, orada filler tepişmiyor.

Bir tarafta ABD emperyalizmi var.

Karşısında yabancı tertiplere ve müdahaleye karşı vatanını savunan Ukrayna var.

Rusya, ABD emperyalizmine direnen Ukrayna’nın yanındadır ve aynı zamanda kendi bağımsızlık ve güvenliğini savunmaktadır. Hatta Rusya, bu mücadelesiyle tıpkı Suriye gibi Türkiye’nin toprak bütünlüğünü ve geleceğini de savunmaktadır.

Gelişen Dünyada otlar yok

Dünyaya kapitalistler ile kapitalistler çelişmesi içinden bakarsanız, ABD kapitalistleri ile Ukrayna kapitalistleri, ABD kapitalistleri ile Rusya kapitalistleri arasındaki mücadeleler, hep filler arasındaki tepişme olur.

Ama dünyaya emperyalizm ile Gelişen/Ezilen Dünya arasındaki çelişme açısından bakarsanız, işte o zaman dünya emekçilerinin ve halklarının safında mevzilenirsiniz.

Bugün Ezilen Dünya artık eskisi gibi yalnız ezilmiyor.

Bir zamanların ezilenleri olan Çin, Hindistan, Brezilya, Vietnam, bugün dünyanın en hızlı gelişen ülkeleri. Onlar olmasa, dünya güneşin çevresinde dönmeyecek, duracak.

Ellerinde ABD’nin ipini çekecek kadar dolar yedeği bile var.

Dünyanın en büyük üreticisi onlar.

Dünyanın en büyük ihracatçısı ve ithalatçısı onlar.

Bilim ve teknolojideki gelişme artık onların önderliğinde.

Rusya da onlarla birlikte.

ABD, Kuzey Karadeniz’de yenilgiye koşuyor. Ukrayna, yeniden Ukraynalıların olacak. Tertipçilerin tepe takla gideceğini göreceğiz.

Bölgemizde Suriye, Irak, İran, Lübnan, Mısır, hepsi Rusya ve Ukrayna ile aynı cephede.

Herkes ABD’yi terkediyor

Tayyip Erdoğan yönetimi ve Katar şeyhliği bölgemizde yapayalnız kaldılar. Devrilme günlerini bekliyorlar. Suudi Arabistan bile Münafık Kardeşler yobazlarını terör örgütü ilan etti. ABD cephesi dağıldı.

Almanya da ABD’yi terk etti, Rusya ve Çin üzerinden Asya cephesine yaklaşıyor.

ABD’yi terk etmeyen bir tek emperyalizmin solcuları kaldı. Onlar terk edemez, misyonları bu!

Koçbaşları

ABD emperyalizmi bugün dünyanın baş belasıdır. Bölgemizin ve Türkiyemizin başındaki bela da odur.

Dünyanın yedi ikliminde ABD emperyalizmine karşı yürütülen mücadeleler, fillerin tepişmesi değildir.

Fillerin tepiştiği teorisi, ABD emperyalizminin solun içine sürdüğü teoridir.

Fillerin tepişmesi teorisi, otları ezmenin teorisidir.

Ama Asya, Afrika, Latin Amerika’da artık otlar yok, yükselen ağaçlar var. Direnen direkler var. Emperyalizmin duvarlarını yıkan koçbaşları var.