27 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Urfa’nın dağlarında tarih yakılıyor!..

Mehmet Faraç

Mehmet Faraç

Eski Yazar

A+ A-


Eski Bld. Bk. Fakbaba, Kzlkoyun’daki maaralar ortaya çkartmak için kamulatrmaya milyonlar harcadı

Geçen hafta Urfa’daydım... En çok da doğduğum tarihi mahalleyi merak ettim... Ve çocukluğumun geçtiği Kötüler Mahallesi’nin (Eyyübiye) arkasındaki gizemli antik bölgeyi...  

Kötüler’in arkasındaki Ahper (Ağbar) Dağı’nda gördüğüm dehşet verici manzara, Türkiye’de tarihin nasıl katledildiğini gösteren en büyük kanıt olsa gerek... 

Bir zamanlar türkülerin yankılandığı gizemli mağaralarında saklambaç oynadığımız, ağaç olmayan vadilerinde çiğdem topladığımız dağların, insanı eskiye götüren atmosferinden yansıyan son tablo, bölgenin bir evladı olarak beni kahretti... 

Çünkü yüzde 70’i gecekondu olan Urfa’daki çarpık yapılaşmanın, tarihin bağrına hançer vurmasına ne yazık bir kez daha tanık olduk!..  

Birinci yüzyılda, Hıristiyanlığı ilk kabul eden Urfa Süryanilerinin, gezegenlere tapan putperest Paganlar’ın baskılarından kaçmak için oluşturduğu mağaralar vadisi, gecekonduların işgali altında...  

Yani, ünlü İngiliz tarihçi Prof. Judah Benzion Segal’in “bir zamanlar 90 bin keşiş barınıyordu” dediği antik bölgede tarih kıyımı sürüyor... 

Kaçak yapılaşmanın hem Ahper Dağı hem de Şeyh Maksut Türbesi’nin yamaçlarına dayandığı yetmezmiş gibi gecekondular, geçmişi 3. yüzyıla kadar dayanan Nekropol (mezarlık) alanının içine kadar girmiş... 

Seçim rehavetinden olsa gerek, Doğu Roma (Bizans) döneminin son kalıntıları olan kaya mezarları ile 2 bin yıllık mağara taş ocaklarının önünde briketten yapılaşma sürerken, bir zamanlar türkülerin yankılandığı antik vadideki çekiç ve hafriyat seslerini ise kimse duymuyor!.. 

AKP’li Urfa Büyükehir ve Eyyübiye belediyeleri ST alanndaki yamaya göz yumuyor.

ANTİK MAĞARALAR AHIR OLMUŞ!.. 

Evet; Urfa’nın tarih kokan gizemli dağlarında büyük gaflet var, kültür katliamı var, doğanın linç edilmesi var!.. 

Dünyada eşi benzeri bulunmayan antik kaya mezarları bir yandan önlerinde yapılan gecekondularla adeta katledilirken, diğer yandan tarihi vadi defineciler tarafından da delik deşik ediliyor... 

SİT alanındaki mağaraları işgal edenlerin bir bölümü aynı zamanda definecilik yaparak antik kaya mezarlarını parçalarken hiçbir engelle de karşılaşmıyor... 

Bölgede devletin egemenliği de olmadığı için, vadi parsellenerek işgal edilmiş... Bir bölümünde hayvancılık yapılan tarihi mezarların içine hayvan dışkısı da depolanmış... 

Urfa’daki gaflet bununla da sınırlı değil... Bürokrasi, antik bölgeye su ve elektrik hatları çekince, gecekondulaşma yaygınlaşmış!!! Yani Urfa, asırlık mağaralarına elektrik bağlanan tek şehir olarak literatüre gaflet satırlarıyla yazılıvermiş... 

Gecekondular, tarihi Ahper Vadisi’ni istila etti.

URFA’DA DEVLET YOK MU?.. 

Kentte bir başka çarpıklık daha var ki, o da “Bu ne perhiz, bu lahana turşusu” sözünü anımsatıyor... Urfa’nın eski belediye başkanı Ahmet Fakıbaba, “Kızılkoyun” mevkiindeki kaçak yapıları milyonlarca lira bedelle kamulaştırarak antik kaya mezarlarını ortaya çıkartmıştı... 

Ne yazık ki bu başarılı projeye karşı şimdiki AKP’li belediye yönetimi, Eyyübiye’deki kaya mezarlarına gecekondu yapılmasına göz yumarak büyük bir rezalete imza atıyor. 

Urfa’daki bir arkeolog dostum, “Ne yani, Urfa Belediyesi, 20 yıl sonra da Ahper Dağı çevresinde yapılan gecekonduları mı kamulaştıracak” diyerek bürokrasinin çifte standardına dikkat çekti... 

Şimdi asıl sorulara gelelim; Kültür ve inanç turizminin Türkiye’deki en önemli bölgesi olan Urfa’da, tarih nasıl olur da bu kadar kolay harcanabilir?.. 

Urfalılar, Eyyübiye sınırlarındaki antik nekropol alanlarının yağmalanmasına nasıl izin verebilir?.. Geleceği turizmde olan Urfa, nasıl bir ihanetle kendi ayağına kurşun sıkabilir?.. 

O halde söyler misiniz; Urfa Büyükşehir Belediyesi, tarihin katledilmesine nasıl göz yumar?.. Eyyübiye Belediyesi kendi sınırlarındaki tarih yağmasını nasıl görmezden gelir?.. Urfa’daki Kültür Müdürlüğü ile “Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu” ne iş yapar?.. 

Ve tabii ki Urfa’nın sayın valisi, belediyelerin seçim gafletiyle kent tarihini parçalamasına neden müdahale etmez?.. 

Evet, tam da türkülerinde olduğu gibi “Urfa’nın etrafı dumanlı dağlar...” Çünkü o dağlarda tarih vicdansızca yakılıyor (!), ihanet ateşini ise kimse görmüyor!..