28 Nisan 2024 Pazar
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yaşasın! Trump koluna dokundu yeni bir ‘hikayemiz’ oldu!

Ufuk Söylemez

Ufuk Söylemez

Eski Yazar

A+ A-

Türkiye’de demokrasiyi iğdiş etme sürecinin bir ayağı kuvvetler ayrılığının fiilen ortadan kaldırılması ise diğer bir ayağı “çok kanallı ama tek sesli” hale getirilen medyadır.
Adına ister havuz medyası diyelim, isterse yandaş/yalaka medya; halkın doğru ve tarafsız haber alma hakkını gasp ediyorlar maalesef.
İnsanlar bugün artık, medyanın neredeyse tamamında yapılan gözü kara-militan ve partizan tek yanlı yayınlar yüzünden, özgür-doğru yorum ve analizlerden ve de medyanın demokrasinin 4’üncü kuvveti olarak yapması gereken eleştiri ve denetim fonksiyonlarından mahrum bırakılmış vaziyette.
Örneğin, Sabah ve Hürriyet gazetelerini okuyorsanız, Türkiye’yi Hollywood, Nice veya Cannes tarzı bir yaşamın sürdüğü bir yer zannedebilirsiniz.
Hele ATV, TRT veya CNN Türk gibi TV kanallarını izliyorsanız, ülkenin güllük-gülistanlık olduğuna, her türlü olumsuzluğun ise “dış güçlerin” fesadı olduğuna neredeyse inanacak hale gelirsiniz.
İşte bu akla ziyan medya yayınları karşısında, herkesin sabrı artık taşma noktasına geldi.
Geçen akşam Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda, Trump’ın tüm dünyaya, yine kaba ve saldırgan bir üslupla ayar vermeye kalkıştığı konuşmasının bitiminde, kulis kapısından çıkarken, T. Erdoğan ile karşılaşmasını çok büyük ve mükemmel bir şey yaşanmışçasına abartarak anlatan bu yandaş TV kanalları karşısında çileden çıktı insanlar.
Neymiş, bu tarihi ve de Allah’ın bir lütfu sayılması gereken, 30 saniyelik karşılaşma esnasında, Trump, Erdoğan’ın koluna dokunmuş!
İşte bizim her gün saatlerce ekonomi yorumu ve programı yaptığını sanan akıl ve izan yoksunu medyamızda bu “dokunuşun” borsaya ve kurlara nasıl da olumlu etki yaptığını veya yapacağını söyleyip, adeta bayram yaptılar bütün gece.
Nasıl bir aşağılık duygusu ile nasıl bir arsızlık ve yüzsüzlükle böyle şeyler konuşup, yazabiliyorlar pes doğrusu!
Ertesi gün ise bilgisi de, aklı da, kifayetsiz kalan ve bu TV’lerde yayın yapan sözde ekonomi programcıları ve konuklarının büyük çoğunluğu, bu “dokunuşun” ekonomimizin içine sürüklendiği derin sıkıntılardan çıkmak için yeni bir “hikaye” olduğunu bile söylediler, iyi mi?
Demokrasimizi de Cumhuriyetimizi de önce adına Merkez Medya denilen Kartel Medyası, bugün de hep birlikte yandaş-yalaka hale getirilen bu medya zihniyeti mahvetti, mahvediyor.
Ulusal Kanal, Halk TV ve Tele1 TV kanallarının, Aydınlık, Cumhuriyet, ve Sözcü gazetelerinin ve OdaTV İnternet haber sitesinin son derecede güç şartlarda, özveri ile sürdürdükleri doğru-cesur ve dürüst yayınları olmasa Türk Medyasının hali tam bir cinnet ve rezalet hali ne yazık ki...