27 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Zennubya minnana mı?

Mehmet Yuva

Mehmet Yuva

Gazete Yazarı

A+ A-

Suriye’nin başkenti Damas(ş)ko (Şam) 2008’de Arap Kültür Başkenti seçilmişti. Emevi sahası Opera Binası’nda gerçekleşen açılışta Esad ve eşi Esma’nın özel konukları vardı. Eski Katar Kralı Hamed eşi Mouza ve yalnız katılan eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül. Bizim “Anadolu Ateşi” dans grubuna benzer bir grubun dansını seyretmiştik. Adı Kraliçe Zennubya Dans Grubu. Muhteşem bir gösteriydi. Zennubya’nın hayatı kadim müzik ve ateşli dans eşliğinde haşmetli ve sihir tadında sunulmuştu. Biz bu tarihi kadının haysiyet, vatan ve özgürlük için verdiği mücadeleyi sergileyen oyunu seyrederken, Gül, Katar Kralı ve sermaye sınıfının yeni üyesi ve  yükselen yıldızı Ahmet Çalık otel lobilerinde, opera binasının VIP kapıları arkasında ATV ve Sabah medya kuruluşlarının haysiyetini satın almakla meşguldü.       

Efsanevi Arap Tannuh boyunun en önemli temsilcisi olan El-’Amlaq (Kocaman, Büyük, Azim, İri)  kabilesinin lideri ‘Amr İbn El-Zarib’in kızıdır. Esas ismi Zeyneb El-Tabari’dir. Babası bir suikasta kurban gidince El-’Amlaq kabilesinin liderliğine seçildi. Kılıç kullanmada mümtaz usta ve ok atmada mahirdi. Ata en az bizim Malkoçoğlu Cüneyt abimiz kadar akrobatça binerdi. İffet, sevgi, emek ve saygıya büyük ehemmiyet verirdi.  Askerleri ile dans eder, içki içerdi. Filozof ve âlimlerle her fırsatta muaşeret ederdi. Anadili-Aramice-Arapça yanı sıra Yunanca, Mısırca, Latinceyi çok iyi yazar ve konuşurdu. Ayrıca tüm kaynaklar kendisinden çok zarif ve cazibeli bir kadın diye bahseder.

Tedmor, Suriye’nin ‘Çöl Gelini’ olarak bilinir ve bugün UNESCO koruması altındadır. Şam, Humus, Musul, Mari (Deyr El-Zor), Bağdat ticaret yolunun kesiştiği noktadadır. Sıfır rutubet iklimi, sarı kumun içinden fışkıran zengin sıcak su kaynakları ve milyonlarca hurma ağacı, Babil bahçesi misali bağları ve her biri bir şaheser olan taş yapıları, mabetleri, sarayları ve yerüstü mezarlık binalarıyla tarihi kent Tedmor’un büyük kafileleri ve orduyu içine alacak büyüklükte onlarca gizli yer altı güzergâhları vardı. Zennubya işte bu harika kentin Kralı Safto-Mayo ‘Idda Nakhus (Septimius Odaenathus) ile M.S. 258’de evlenir. Zennubya gibi kral da Arap Tannuh boyundandır. Kral ve Zennubya’nın oğlu Wahbat El-Alakh henüz bir yaşındayken, Kral ve birinci eşinden olan oğlu M.S. 267’de suikasta kurban gider. Tahtın tek varisi tıfıl olduğundan anne Zennubya Tedmor Kenti Konseyi (Akıllılar Meclisi) tarafından Kraliyet makamına seçilir. O akıllılar bizim akil grubu ile karıştırılmasın. Bizde “Akil” “yiyici” demektir. Bunlara neden “Akıllı” değil de “Akil-Yiyici” denildiği ilginçtir. Allah’ın sopası yok ki, hikmetinden de sual olunmaz. Cuk diye oturmuş. Neyse biz Zennubyamıza odaklanalım.

Zeyneb-Zennubya Samandağ, Antakya, İskenderun, Lazkiye ve Afamya’nın kurucusu Selukyalılar, Tunus’ta tesis edilen Kartaca’nın kurucusu Suriyeli Prenses Dido, Kraliçe Kleopatra, meşhur Kartacalı Hanibal ile akrabalık bağı vardır. Roma İmparatoru Suriyeli Arap Filip (Philip The Arap), Roma İmparatoru Karakalla ve annesi Roma Kraliçesi Suriyeli Julia Dumia Zennubya’nın soy ağacındandır. M.S. 269-273 yılları arasında hüküm süren Zennubya, Roma askeri nüfuzunu Büyük Şam coğrafyasından (Anadolu, Irak, Suriye, Lübnan, Filistin ve Mısır’dan) söküp atmıştır. Mahalli kavgalar, ticaret çıkarları için Roma sultasını bağımsızlığa tercih eden dönemin sermaye grubu, aile içi çekişmeler ve ihanet neticesinde M.S. 272’de Antakya yakınlarında Roma ordusuyla yapılan son savaşta yenilmiş ve Tedmor’a geri dönmek zorunda kalmıştır. Uzun bir zaman kenti savunan Zennubya para ve makam karşılığı kente giden gizli güzergâhları düşmana ifşa edenlerin ihaneti sonucunda kente giren Roma askerleri ile son gücüne kadar savaşır. Yaralanır ve esir alınır. Altın zincirlere vurulur ve Roma’ya götürülür. Roma’daki esaret yılları ile ilgili farklı hikâyeler vardır. Ancak burada önemli olan, Roma imparatoru ve valisinin sundukları imtiyazlar ve vaatleri neden kabul etmediği ve sonuna kadar savaşmayı yeğlediği çıkışına verdiği tarihi cevabıdır: “Hiçbir şey bağımsızlık ve özgürlük kadar kıymetli değildir. Bunları kaybederseniz vatansız kalırsınız. Vatansız kalırsanız onursuz yaşarsınız. Vatansız ve onursuz yaşamaktansa ölmek daha şereflidir.”