28 Mart 2024 Perşembe
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Nedim Şener’e cevap: ‘Çok korkmuş, çok kusmuş’, hala kusuyor...

Hikmet Çiçek

Hikmet Çiçek

Gazete Yazarı

Önceki akşam CNN Türk “Tarafsız Bölge”de Cumhuriyet gazetesine yönelik tutuklamalar konuşuluyor. Konuklardan Nedim Şener şöyle diyor: “Aydınlık’ta yazılan iki yazı, Hikmet Çiçek ve Rıza Zelyut’un yazıları, tıpkı Mehmet Baransu’nun benim hakkımda yazdıkları gibi.” 1 Kasım 2016 günlü “Cumhuriyet bu hale nasıl geldi?” başlıklı yazımın, tutuklama gerekçesinde bir “delil” olarak gösterilmesinin saçmalığını bir yana bırakalım. Nedim Şener’e gelelim. Ne zaman Şener’in adı geçse, 4 Mayıs 2012 günlü Aydınlık’ta, “Şeytanca” köşesinde Yalçın Küçük’ün Şener hakkında kaleme aldığı “Çok korkmuş, çok kusmuş” başlıklı yazısı aklıma gelir.

DUVARLARIN İÇİNE SAKLANIP YÜRÜYORDU

Küçük, Şener’in “Baba seni neden oraya koydular?” kitabı için ‘Af dileme kitabı’ dediği yazısında Nedim Şener’i şöyle anlatıyordu: “Önce doktora, sonra avukata giderken karşılaştım, selam vermeme imkan tanımadı, ‘Yalçın Küçük geliyor, kaçın, suç... kaçın’ diye bağırıyordu. Vahşi bir ses çıkarıyordu. Önce şaka yapıyor sandım, bir iki kez tekrarladı ve sonra, maltada beni görünce, duvarın içinden yürümeye başladı. Duvarların içine saklanıp yürüyordu, Yüce Gök’e akıl sağlığı için dua etmeye başladım. Çağlayan’da uzun süre kaldığımız nezarethanede hep uzak durdu. Çok korkmuştu, üzerime kusmasından korkuyordum. Korkmuşlardan korkarım. Kusarlar, üzerime sıçrarlar.”

ERGENEKONCULARIN OLDUĞU HAPİSHANEYE GİTMEM’

“Silivri’ye ulaştık, bizi biraz dolaştırdılar, sonra 2 No’lu cezaevine getirdiler, biz, ‘cürüm arkadaşlarımızla’ 1 No’lu cezaevine gitmek istedik. Nedim Şener benimle hiç konuşmadı, ‘Ben Ergenekoncuların olduğu hapishaneye gitmem’ diyordu; Soner Yalçın’ın nefes aldığı mekanda olmak istemiyordu.

Anladım, beni ‘Ergenekon’ sanıyordu ve çok titriyordu. Nedim Şener beni gördükçe Ergenekon’un yürüdüğünü sanıyordu.”

Bugün Cumhuriyet Vakfı’nda dönen dolapları, Cumhuriyet yönetiminin, Uğur Mumcu’nun kıdem tazminatına nasıl “ihtiyati tedbir” koyduğunu yazacaktım, araya Nedim Şener girdi. Neyse onu da yarın yazarım.

Başka hayat tarzlarına tahammülleri yok

“Hayat tarzlarına karışmayız” demeyi pek seviyorlar ama ortada karışacak hayat tarzı bırakmamak için de ellerinden geleni yapıyorlar... Siyasal İslam’ın güçlendiği ve devlet mekanizmasını ele geçirdiği ülkelere bir bakın. Özgürlükler nereden nereye gelmiş? Başka hayat tarzları nasıl boğulmuş? (Mehmet Y. Yılmaz, 8 Kasım 2016)

Suriye ve Irak’ta ciddi sorunlar

Türk Genelkurmay Başkanı destek istediği gün ABD “PYD’ye destek vereceğini” açıkladı. Pentagon dün “Rakka’nın geleceği, yönetilmesi konusunda Koalisyon’un Türkiye ile birlikte çalışacağını” açıkladı ama sonradan buna benzer sözlerin tutulmadığı daha önce görülmüştür. (Güngör Mengi, 8 Kasım 2016)

Çadır mahkemesi’ hakimi nerede?

2009 yılında Habur Sınır Kapısı’nda kurulan “çadır mahkemesi”nde teröristleri sorgulayan hakim Asabil Yırtıcı’nın da ne olduğunu merak etmişsinizdir. O hakim de tutuklu ve halen Silivri Cezaevi’nde bulunuyor. (Saygı Öztürk, 8 Kasım 2016)

Darbeye böyle tepki göstermedi

Kılıçdaroğlu ve parti yönetimi, bu tavrını sürdürmeye devam ederse, sadece AK Parti’ye oy devşirmekle kalmayacak; kendilerine güvenmiş olan sadık seçmeninden de çok uzaklara savrulacak. (Ali Saydam,8 Kasım 2016)

Bass’ın basın sözcüsü!

Bass, sözlerine büyükelçi olmak için dünyadaki en iyi yerin Türkiye olduğunu söyleyerek başladı ve aşağıdaki noktalara dikkati çekti: “ABD’nin Türkiye’yi bölmek istediğinden bahsediliyor. Bizim böyle bir isteğimiz yoktur. Biz Türkiye’nin istikrarlı, güçlü ve zengin olmasından fayda sağlarız.”

(Yaman Törüner, 8 Kasım 2016)

Florya’daki hayalet!

Sırf Dursun Özbek’e kalkan olmak için Florya’daki Hayalet konumuna düşen ve buna razı olan, Alp Yalman iftihar etsin. Riekerink adlı futbol özürlüsü elinde takım ne hale geldi, görüyor herhalde.. Görüyor da niye hala “Gık” demiyor?.. Sen bu kadar ruhsuz, bu kadar isteksiz, bu kadar kadere razı sahada dolaşan bir Galatasaray gördün mü hayatında? (Hıncal Uluç, 8 Kasım 2016)

ABD’nin ne işi var Genelkurmay’da?

Vaktiyle Bülent Ecevit, “Özel Harp Dairesi’nin yerini sordum, Amerikan Askerî Yardım Heyetiyle aynı binada cevabını aldım” demişti... Ve şimdi istihbaratı doğrudan alabilsinler diye Amerikalı bir yetkilinin Genelkurmay’da çalışması kararlaştırılıyor!Ne diyeyim; kendi düşen ağlamaz! (Arslan Bulut, 8 Kasım 2016)