27 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Açılım, AKP-PKK ittifakına dönüştü

Rafet Ballı

Rafet Ballı

Gazete Yazarı

A+ A-

AKP bütün alanlarda sallanıyor. Biri hariç: Kürt açılımı.

Gerçekçi olmalı, kabul etmeliyiz.

Açılım sürüyor.

Hem de öngörülenden "kararlı" şekilde.

Bakmayın siz PKK'nın şikâyetlerine.

Onlar bile bu kadarını beklemiyordu.

***

Açılım, giderek ittifaka dönüştü.

AKP-PKK ittifakına.

Ciddi sınamalarla ilerliyor.

İttifak, iki "meydan okuma"da sınandı.

İlki, Taksim isyanıydı.

İkincisi, 17 Aralık süreci.

***

Taksim, önemli bir sınavdı.

PKK: "Açılım kardeşliği"nin gereğini yerine getirdi.

Üç kesimin tepkisini göze aldı.

Bir: Yörüngesindeki liberallerin.

İki: Tabanındaki Kürt Alevilerin.

Üç: Kentli gençliğin.

Sonuç:

Örgüt Taksim'e uzak durdu.

İttifak için "sağlam" temel atıldı.

Bilinir: Örgütün pragmatizmi yüksektir.

Tabloyu doğru okumuştu: AKP gider, açılım biter.

***

AKP, PKK'dan bu kadarını beklemiyordu.

Destek karşılıksız olmaz.

Açıkça teşekkür etti örgüte.

***

BDP'den bir vekil anlatmıştı.

Örgütten bazılarının görevden alındığını.

Gerekçe: "Taksim'i anlamadıkları için."

Nasıl "doğru" anlayacaklardı?

Öcalan daha sonra talimat verdi.

"Doğru"nun ölçüsünü koydu.

"Taksim'i Ulusalcılara bırakmayın!"

Yani: Hedef AKP değil, Ulusalcılar olmalıydı.

***

17 Aralık süreci, ittifakı pekiştirdi.

İmralı, Kandil, BDP...

Tereddüt edilmedi.

Daha baştan tavır müşterek oldu.

İşleri daha kolay bu kez.

Anti-emperyalizm bile yapabiliyorlar.

Çünkü: "Cemaat'in arkasında ABD var" (Cemil Bayık).

***

Örgütle konuşuyorsun.

"AKP ile doku uyuşmazlığımız var."

Ama şimdi ittifak kurdunuz?

"İktidarda kim varsa onunla otururuz."

Adeta: Urfa'da Oxford vardı da okumadık mı?

***

Tuhaf bir durum yaşanıyor.

İktidar koalisyonu parçalanmış.

AKP en zayıf döneminde.

50 gün sonra seçim var.

Siyasi duyarlılığın arttığı süreçteyiz.

Açılım: Mayın tarlası gibi riskli.

Fakat:

Açılım ortakları adeta balayında.

Sürekli vites büyütüyorlar.

***

Açılımda kuvvetlerin pozisyonları.

AKP-PKK ortaklığı: Devam.

Cemaat: Destekliyor.

CHP: İtirazı "iyi" götürülmeyişine.

MHP: Demeç itirazcısı.

Atatürkçüler: Dikkatleri yurtseverlerin özgürlüğünde.

Halkta beslenen algı: Açılım, kan akmaması demektir.

Tablo özeti: Açılıma engel yok.

Açılım ittifakının cesareti: Engelsizliğinden kaynaklanıyor.

***

Abdullah Öcalan'ın ilk sorgu görüntüleri?

İşçi Partisi tam bu ortamda açıkladı.

İlk bölümünü ancak dün izleyebildim.

Tamamını henüz görmedim.

***

İlk tespitlerim:

Bütün örgütler kuvvete duyarlıdır.

PKK daha da duyarlıdır.

Evet, "sol" iddialıdır.

Fakat, milliyetçi tepki olarak ortaya çıktı.

Gelişmesini borçlu olduğu zemin:

İlk dönemde: Bölgesel çelişmelerden beslendi.

1991'den sonra: "İkinci İsrail" projesine yaklaştı.

1999'dan sonra: Önce Atatürkçülere meyletti. Birlikçiyim dedi.

AKP açılımıyla rotası tekrar değişti. Atlantik'i seçti.

Sonuç:

Ayrılık mı, birlik mi?

Ahlaki bir mesele değildir?

İhtiyaçlar ve kuvvet dengesi belirler.

***

Dün izlediğim bölümdeki Öcalan?

Kendisini tanırım.

İki uzun röportaj yaptım.

Şaşırtmadı.

Şartları ve nabzı okumuş.

Hattı hareketini ona göre ayarlamış.

***

Hepimizin düşünmesi gereken başka.

Ortada "bir" Öcalan, "iki" tutum var.

Atatürkçülerle temastayken: Birlikçi.

AKP ile temastayken: Ayrılıkçı.

Açılımın özeti budur.