19 Mayıs’ta parlayan zafer

Âşık Veysel, şiirinde “Ondokuz Mayısta parlayan zafer/İptida Samsun’a bastı ayağı/Ne mutlu Samsun’a zafer kapısı/Her an hatırlarız bu çağı” derken 19 Mayıs’ı Türkiye’nin bağımsızlığını sağlayan zaferin parladığı gün olarak bize hatırlatıyor.
19 Mayıs sadece Mustafa Kemal’in Samsun’a ayak bastığı tarih değil Türkiye Cumhuriyet’inin tarihinin başladığı tarihidir.
19 Mayıs sömürgecilerden kurtulduğumuz tarihtir.
19 Mayıs kapitülasyonların kaldırılmasını sağlayacak gücü yaratacak ateşin yakıldığı gündür.
19 Mayıs tüm sömürülenlerin kurtuluşlarının ilham tarihidir.
19 Mayıs Orta Çağ karanlıklarından kurtulduğumuz tarihtir.
19 Mayıs “evet, tamam, peki” kelimelerinin çok olduğu Türk politikasının yerine “hayır, olmaz, kabul etmeyiz” kelimelerinin vakur bir şekilde söylendiği bir politikanın başladığı tarihtir.
19 Mayıs gençliğin ülke topraklarının emanetçisi kılındığı tarihtir.

ATATÜRK BİZE NAMUSUMUZU VERDİ
Bu parlayan zaferin adımını atan Mustafa Kemal Atatürk sadece bir kurtuluş tarihinin kahramanı, değildir. Onurlu bir millet, bağımsız bir ülke kuran kahramanların önderidir.
Atatürk gerçek üretici olarak köylüyü görüyordu. Kalkınmanın tabanda üretim yapan köylü kesiminin desteklenmesi gerektiğinin bilincindeydi.
Ülkede halkın sınıflar çatışması içinde olmadığını,çeşitli kesimlerin birbirini tamamlayan parçalar olduğuna; bu nedenle izlenecek ekonomik yolun sınıfların çelişkisine değil halkçılık politikası çerçevesinde yürütülmesi gerektiğine inanıyordu.
Siyasi emperyalizme karşı yürütülen savaştan başarılı çıkan Atatürk ekonomik emperyalizme karşı da mücadele edilmesi gerektiğini ortaya koyuyordu. Devlet bir burjuvazi yaratmalıydı. Bu nedenle özel sektör geliştirilmeliydi. Ancak bunun yanında da devletçilik halkın yararı için uygulanmalıydı. Devlet, alt yapı kurmak, ülke sanayisinin gelişmesini sağlamak ve üretim ekonomisine dönmek için ekonomide öncü rol oynamalıydı.Yani karma bir ekonomi uygulanmalı ve ekonomik emperyalizmle savaşılmalıydı.

BUGÜN NEREDEYİZ?
Orta Çağ karanlıklarında yüzmek için 19 Mayıs’ı Türk Ulusunun başlangıç tarihi saymayarak değersizleştiriyoruz.
Tarihini hatırlayan ve bayramlarını kutlamak isteyen halkın reflekslerini kamu gücü ile kırmaya çalışıyoruz.
Millet değil ümmet; tam bağımsız bir ülke değil, aciz bir ülke; küresel ekonomi egemenlerine köle bir ulus yaratma sürecindeyiz.
Toplum olarak büyük bir vicdan suçu işliyoruz.
Böyle devam edersek yeni 19 Mayıs parlayan zaferlere ihtiyaç duyacağımız kesindir.
Yaşasın! Nice 19 Mayıslar...