3 generalin Çin seyahati sanki devlet ziyaretiydi

3 generalimiz Çin'e gitti (24.11.2016).
İlker Başbuğ, Bilgin Balanlı ve Kadir Sağdıç.
Ben de eşlik ettim. Gazeteci olarak.
Döndük (1.12.2016).
* * *
Ziyaret aslında özeldi.
Fakat: Adeta bir devlet ziyareti gibi geçti.
İki taraf için de.
Ayrıntıya gireceğim.
* * *
Önce: Ziyaretin "künye"sini verelim.
Davetçi: Şanghay Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Merkezi.​
Program aşırı yoğun. Sağolsun Adnan Akfırat bize soluk alacak fırsat bırakmamış!​
Düşünce kuruluşları. Enstitüler.
Üniversitelerin bünyesinde.
Sonuçta devlet kurumları.
* * *
Dönüşte Başbuğ da vurguladı: "Görüştüğümüz makamlar devlete bağlı organlardı."
Zaten: Pekin'de muhatap doğrudan "devlet"ti.
Heyetimiz,Çin Çağdaş Dünya Çalışmaları Merkezi'yle ​toplandı.
​Çin Komünist Partisi Dış İlişkiler Bakanlığı'na bağlı.
* * *
Şimdi bazı ayrıntılar.
Biliniyor. 3 generalimiz emekli.
Resmî sıfatları yoktu.
Çin tarafı da biliyordu elbette.
Durum: Görüşmelerdeki "devlet sorumluluğu"nu engellemedi.
Zaten: Şanghay Başkonsolos Vekili Tunç Angılı da olayın farkındaydı. Bütün görüşmelere katıldı.
Generallerde sadece memnuniyet yarattı bu.
Nasıl olsa: Masaya Türkiye için oturulmaktaydı.
* * *
(Bir not: Türkiye Büyükelçiliği heyetimizi karşılamada ve uğurlamada vardı.
Fakat: Büyükelçi görünmedi.​ Pekin'de devletle görüşmeye gelmediler. Gelselerdi, kendi işlerini yapmış olurlardı.)
* * *
Generaller "sorumluluk" örnekleri verdiler.
BİR: AKP'nin hataları? Daha çok da Suriye ve Irak krizinde.
İlker Başbuğ, özellikle medyaya set çekti. Bütün soruları geri çevirdi.
Vurguladı: “Biz partiler üstüyüz. Yurt dışındayken partilere destek açıklamayız. Eleştiride bulunmayız.”
* * *
Oysa: Devr-i AKP'de mapusanelere atıldılar. Üçü de.
Sır değil: Eleştirileri çoktu.
Fakat girmediler. Zemini uygun bulmadılar.
Çinliler rahatsız oldu mu?
Hayır: Milli çıkarı iyi bilen bir millet.
İKİ: Başbuğ, bir konu​yu istisna tuttu. Suriye krizini.
Yanlışı tartışmadı. Doğrusunu söyledi.
Sürekli vurguladı: "Türkiye, Esad yönetimiyle ilişki kurmalıydı. Hem de bir an önce."
ÜÇ: Irak konusundaki çuvaldızı karşıya batırdılar. Bağdat ve Tahran'a.
Eleştirileri: "Mezhepçi refleksler" ve "mezhepçi hesaplar"dı.
Türkiye'nin hataları yok muydu? Girmediler.
Tersine, Türkiye'nin meşrû endişelerini kayda geçirdiler. PKK, Telafer ve Musul'la ilgili.
Niçin: Sonuçta bir çeşit müzakere yürütüyorlardı.
Masaya Türkiye'nin hatalarını saymak için oturmamışlardı.
* * *
DÖRT: PKK, generallerin gündeminde ilk sıradaydı.
Ayrılıkçılık ve terör olgusuyla birlikte. Özellikle Pekin'deki son görüşmede.
PYD/YPG'yi öne çıkardılar: "Bunlar PKK'nın Suriye kolu."
Çin heyeti baktı. Generaller ısrar ediyorlar.
Heyet başkanı talebini ortaya koydu: "Bizim bu konuda belgeye ihtiyacımız var."
Görünen: AKP iktidarı Pekin sahasını da boş bırakmış. Bilgilendirme, belgelendirme yok.
BEŞ: Askeri işbirliği de gündeme geldi.
Daha çok da roket ve füze üretiminde.
Emekli hava orgenerali Bilgin Balanlı dosyaya hakim.
Türkiye-Çin savunma işbirliğinin fotoğrafını çekti.
Anladığım: Askeri işbirliği ilerlemiş.
Siyasi yol kazalarına rağmen durmuyor. Ancak hız kesilmiş. ​
Ayrıntıya girmek de gereksiz.
ALTI: Türkiye-Çin ekonomik işbirliği.
Çin'in büyük Avrasya projesi: Bir Kuşak, Bir Yol İnisiyatifi.
Yani: Çin'den Avrupa'ya demir ve deniz ipek yolu.
Çin tarafının en istekli olduğu konu. Bütün konuşmaları buraya bağlıyorlar.
Türk heyetinin cevapları da net:
Projeler önemli. Destekliyoruz.
Fakat: Dış ticarette Türkiye aleyhine büyük dengesizlik var. Giderilmeli.
YEDİ: Tamam, biz Çin'i fazla bilmiyoruz.
Fakat: Çin tarafı da öyle.
Türkiye'nin öneminin farkındalar. Ama az tanıyorlar.
Oysa: İran ve Arap dünyasını öğrenmede hayli mesafe almışlar.
Üniversitelerdeki Ortadoğu enstitülerinde ağırlık o bölgelere.
"Türkiye çalışmaları" henüz başlamış.
Çin tarafının çağrısı: "İşbirliğine hazırız. Düşünce kuruluşlarıyla. Üniversitelerinizle."
* * *
SEKİZ: Generallerin ziyaretine Çin tarafı önem verdi.
Görünen: Türkiye'yi öğrenmek istiyorlar. Özellikle de Türk ordusunu.
Son söz: Bu temaslar sürmeli.
Devam edeceğim...