Amerika, İran’ı işgal etse Yeni Şafak mutlu mu olacak?

Amerikancı/FETÖ Darbe Girişimi sonrasında iktidara yakın medya organlarının attığı ABD karşıtı manşetleri alkışlamıştık. Ancak görünen o ki, AKP’ye yakın bazı medya organlarının ABD karşıtlığı kısa sürdü.

ABD Başkanı Donald Trump’ın İran karşıtı söylemleri, Yeni Şafak ve benzeri, darbe girişimi sonrası ABD karşıtı bir duruş sergileyen, basın yayın organlarının Amerika aşkını yeniden depreştirdi. Dört bir yanı saran Sevgililer Günü havasından mıdır bilinmez, Yeni Şafak gazetesi aşka geldi ve Trump’ın İran karşıtı açıklamalarını “İran’a karşı ortak Cephe” manşetiyle duyurdu. Hızını alamayan gazete, Trump’ın açıklamasında olmamasına rağmen İran’a “haddini” bir güzel bildirdi: “Ruhani'ye 'ayağını denk al' mesajı.”

AMERİKA İLE ‘ORTAK CEPHE’DE DURMAK

Gazete, ABD’nin İran’a haddini nasıl bildireceğini, “ABD'nin Körfez'deki askeri üsleri” haritasını yayınlayarak göstermeyi ihmal etmemiş. Daha bir buçuk ay evvel “İncirlik’te Darbe Tahkimatı” manşetiyle çıkan Yeni Şafak, ABD’nin, Tahran’a sadece 360 kilometre uzaklıktaki İncirlik Üssü içinse bir harita yayınlamayı unutmuş.

Daha düne kadar Amerika karşıtı onlarca manşetle çıkan Yeni Şafak’ın İran düşmanlığında Amerika ile ‘Ortak Cephe’de durması oldukça manidar.

ABD BAYRAĞINI YÜKSELTMEK

Darbe girişimi sonrasında “ABD bayrağı istemiyoruz” (22 Eylül 2016) manşetleri atan Yeni Şafak’ın yöneticilerine buradan soruyoruz: ABD’nin İran karşıtı açıklamalarını manşetten, adeta zil takıp oynayarak vermekle ABD bayraklarını yükseltmiş olmadınız mı?

Başbakan Binali Yıldırım ayağının tozu ile, göreve gelir gelmez “dostlukları arttıracağız, düşmanlıkları azaltacağız” demişti. Takdir edersiniz ki, ABD’nin ağzıyla İran karşıtı yayınlar yapmak dostlukları arttırmıyor, aksine fitne ve düşmanlık tohumları ekilmesine yol açıyor.

MEZHEPÇİLİK FİTNESİ

15 Temmuz’da karşı karşıya geldiğimiz ABD ile bu kadar çabuk yan yana gelivermek şaşılacak iş! Şüphesiz Yeni Şafak’ın İran karşıtı bir manşetle, ABD ile omuz omuza gelmesinin nedeni Batı Asya’yı kasıp kavuran “mezhepçilik fitnesi”. Bu fitne, ne yazı ki, emperyalizmin bölge ülkelerini bölmek ve Müslümanları birbirine düşürmek için kullandığı en etkili silâh haline geldi.

ABD’NİN ILIMLI İSLAM SİYASETİ VE SÜNNİ-Şİİ KUTUPLAŞMASI

Bir parantez açarak, kısaca Trump’ın “İran” gündemli telefon görüşmelerine de değinelim. ABD Başkanı Donald Trump’ın Körfez ülkeleri ile (Kuveyt, Katar ve Irak) yaptığı görüşmelerde amacının “mezhepçilik fitnesi”ni körüklemek ve İran’ı yalnızlaştırmak olduğu görülüyor.

Trump’ın bölge ülkeleriyle, “İran” gündemli görüşmeler yapması, ABD’nin önümüzdeki süreçte Sünni-Şii kutuplaşmasını daha da körükleyeceğini ortaya koyması bakımından önemli.

Hatırlanacağı üzere Trump, daha önce de Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün ve Birleşik Arap Emirlikleri liderleriyle “İran konusu”nu görüşmüştü.

Anlaşılan o ki, ABD Trump yönetiminde de, “Ilımlı İslam” siyasetini sürdürecek. Dünyanın en büyük teröristi ABD, mezhepçilik fitnesini de kullanarak yanına aldığı “Sünni Devletler” ile birlikte İran ve Şii Müslümanlara karşı saldırılarını yoğunlaştıracak.

Bu plan ayan beyan ortadayken, aklımıza ister istemez şu soru geliyor: Yeni Şafak, İran’ın işgal edilmesini mi istiyor? Ya da şöyle soralım, Amerika, İran’ı işgal etse, Yeni Şafak mutlu mu olacak? Dileğimiz, Türkiye’de hiç kimsenin ABD’nin mezhepçilik fitnesinin peşine takılıp gitmemesi yönünde ancak bu niyette olanları uyarmak da görevimiz. Kafalarını kaldırıp Irak’a, Afganistan’a, Libya’ya, Yemen’e ve Suriye’ye baksınlar. ABD’nin komşu, kardeş ve Müslüman ülkelere müdahalelerinin nasıl da kan, gözyaşı ve vahşet getirdiğini bir daha görsünler.

Türkiye’nin bütün bu müdahalelerden hiçbir çıkarı olmadığı gibi, ABD’nin o ülkelerde yarattığı terör ve terör örgütleri ülkemiz için en büyük tehdit haline gelmiştir. O ülkelerden ülkemize olan mülteci akını da cabası. 15 Temmuz’da başarısız olan ABD’nin tekrar, tekrar Türkiye’yi hedef alacağı ve Türkiye’nin Fırat Kalkanı Harekatı’nda ABD ile cephe cepheye gelmiş olması da bir başka gerçeklik.

EMPERYALİZMİN KARA GÖZLÜKLERİNİ ÇIKARMA VAKTİ

Artık uyanmak ve tehdidi görmek durumundayız. Yeni Şafak bize inanmıyorsa 15 Temmuz’dan sonra attığı manşetleri şöyle bir gözden geçirsin. 15 Temmuz Amerikancı FETÖ Darbe Girişiminin arkasında “üst akıl” ABD’nin olduğunu yeniden görüp, hatırlayacaklar. (O manşetlerden bazılarını tıklayarak görebilirsiniz)

Mezhepçilik fitnesi, öyle fena bir şeydir ki, alır sizi “üst akıl”ın kucağına oturtuverir.

Mezhepcilik fitnesinin peşine takılıp bölge ülkeleriyle Türkiye arasında düşmanlık tohumlarının ekilmesi emperyalizmin planıdır. Ve yalnızca emperyalizmin işini kolaylaştırmaya hizmet etmektedir.

Türkiye yıllarca sınır komşusu, dostu, kader ortağı İran'a sırtını döndü. 17 Mayıs 1639'da imzaladığımız Kasr-ı Şirin Antlaşması’ndan bu yana İran ile hiç savaşmadık. Ancak İran’a hep emperyalizmin kara gözlükleriyle baktık. Artık emperyalistlerin kara gözlüklerini çıkarıp, kırıp atmanın zamanı gelmiştir. Türk insanı İran'a, Batı'nın gözüyle değil kendi gözlerleriyle bakmak zorundadır.

İran’a düşmanlık, sadece İran’a değil, İran’da yaşayan milyonlarca soydaşımıza düşmanlıktır.

İran’a düşmanlık, Türkiye’ye ve bölge ülkelerine düşmanlıktır.

Türkiye, İran ve bölge ülkelerinin birlik, beraberliği ise emperyalizmin korkulu rüyası!

Artık bu gerçeği herkes görmek zorunda.