Arthur Miller ve Köprüden Görünüş

Oyun Atölyesi 2015-16 tiyatro dönemine Köprüden Görünüş adlı oyunla perdelerini açtı. Arthur Miller, Amerika Birleşik Devletleri’nin seçkin oyun yazarlarının başında geliyor. Doğal olarak birkaç önemli oyun yazarından daha söz etmem gerekir. Eugene O’neill (1888-1953), John Steinbeck (1902-1968), Tennessee Williams (1911-1983), Arthur Miller (1915-2005). Bu dört yazar, özgür ABD diye bilinen ülkenin unutulmayan yazarlarıdır. Oyun yazarları sıralamasında daha sonraki kuşaklar arasında çok yetkin olanları var tabi ki. Onlardan sadece birini örnek vereceğim, Edward Albee (1928-). Adlarını belirttiğim bu yazarlar özellikle ABD toplumunun sosyopolitik eleştirisini çözümleyici biçimde değerlendirirler. Özgürlük ülkesi diye bilinen ABD’nin pek öyle sanıldığı gibi olmadığını da oyunlarında ortaya koyarlar. Siyah beyaz çatışmaların hala durmadığı bir ülkenin yönetiminin Orta Doğu’da ve Libya’da özgürlük arayışları içinde oluşu şaşırtıcı değil mi? Gelelim, emperyal ülke ABD’ye çoğu yapıtları ile kafa tutmuş Arthur Miller’e. Oyun Atölyesi’nde, Gül Y. Yıldırım’ın dilimize çevirdiği, Hira Tekindor’un sahneye koyduğu Köprüden Görünüş (1955) yazarın ironik karakterini gösteren çok başarılı bir yapıtıdır. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra ABD, Avrupa’ya ve dünyaya nasıl bakıyordu? Özgürlüklerin savunucusu (!) ABD, Sovyetler Birliği’ni ve Çin Halk Cumhuriyeti’ni nasıl görüyordu? Bu soruların yanıtı başlı başına siyasal yorumlar gerektirir. Ancak, Köprüden Görünüş, Miller’in ABD’nin özgürlük anlayışını görece de olsa değerlendiren bir oyun.
AMERİKAN RÜYASI! Eddie Carbone, İtalyan kökenli bir liman işçisidir. Eşinin İtalya’dan özgürlükler ülkesi Amerika’ya kaçak olarak gelen yeğenlerini evinde konuk eder. Yeğenlerden biri olan Catherine’e Eddie ilgi duyunca işler karışır. Aile çalkalanmaya başlar. Ve seyirciler dramatik sona doğru gidişi ilgiyle ve merakla izlerler. Aslında A. Miller bir işçi ailesinin portresi ile ABD’de yaşamanın göçmenler için ne kadar güç olduğunun da altını çizmektedir. Her gelen işçi Amerikan rüyasının giderek boşa çıktığını bilir. Köprüden Görünüş oyunu, ABD’de özgürlüğün koşullarını, gerçeklerini bir ailenin penceresinden izleyiciye yansıtmaktadır. Göçmenlerin ülkesi ABD sanıldığından çok daha yanıltıcı durumlar ortaya koyuyor. A. Miller bu kırılma noktasının altını ustaca çiziyor. Genç yönetmen Hira Tekindor sahneye koyduğu Köprüden Görünüş oyununu Londra’da izlediğini ve kendisini etkilediğini söylüyor. Söyledikleriyle sahnelediği oyundaki buluşması onun yönetmen olarak basamakları tırmandığını göstermektedir. Geçtiğimiz dönem yine Oyun Atölyesi’nde Edward Albee’nin Kim Korkar Hain Kurttan adlı oyununu sahneye koymuştu. İlk ‘reji’ deneyiminde dikkatleri çekmişti. Haluk Bilginer’in kendi tiyatrosunda gençlere yer vermesi önemli bir atılımdır. Bülent İnal ‘Eddie’ rolünde yazarın çizdiği karakteri olabildiğince güzel yorumluyor. Daha yakından bildiğim Aslı Yılmaz ‘Beatrice’ karakterini daha önceki oyunlarından bir üst düzeye taşıyor. Nitelikli oyunculuk özelliklerini görüyorum Aslı Yılmaz’da. ‘Catherine’de Nazlı Bulum’u ilk kez izlememe karşın başarılı bir kompozisyon çiziyor. Kubilay Karslıoğlu ‘Alfieri’ rolüyle nitelikli oyunculuğu ile dikkati çekiyor. ‘Rodolpho’da Aykut Akdere, ‘Marco’da Ercüment Acar, ‘Tony’de Sedat Bilenler, ‘Memur’ rolünde Melih Pamukçu üstlendikleri rollerde katkılarıyla oyuna bütünlük kazandırıyorlar. ZerrinTekindor, sahne sanatındaki üst düzey oyunculuğunun yanı sıra, ‘Köprüden Görünüş’te sahne ve giysi tasarımıyla bir başarıya daha imza atıyor. Işık tasarımıyla Kemal Yiğitcan’ı, müziği ile Orhan Enes Kuzu’yu başarılı buluyorum.