Bank Asya operasyonu

Bank Asya yönetimine BDDK’nın el koyması Cemaat-AKP savaşının bir sonucu olduğunu söylemeyen kimse yok. Bu savaşın karşısında her iki tarafın da Atatürkçü’lere, masum insanlara, ülkemize verdikleri zararı dikkate aldığımızda destekleyici veya taraf olucu pozisyon almamız mümkün değil. Ancak  bu olayın ekonomik ve teknik anlamda  irdelenmesi sonucunda Türkiye ekonomisi için ciddi olumsuz sonuçlar doğurabilecek bir olay olduğunu söylememiz de gerek.

BANK ASYA YAPISI

Bank Asya, Asya Katılım Bankası A.Ş. ticaret ünvanı ile Türkiye’nin altıncı özel finans kurumu olarak 24 Ekim 1996 tarihinde faaliyetlerine başlamış ödenmiş sermayesi 900 milyon TL’dir.

Şirket sermayesinin 360.000.000 TL’lik kısmı (A) grubu paylardan, 540.000.000 TL’lik kısmı ise (B) grubu paylardan oluşmaktadır.

A grubu hisselerin yönetim kurulu seçme imtiyazı vardır. Yönetim Kurulu, Genel Kurula iştirak eden (A) grubu hissedarların toplam oylarının en az yüzde 51’ine sahip olanlar tarafından gösterilecek adaylar arasından Genel Kurulca seçilecek dokuz üyeden oluşur.

YÖNETİM KURULU DEĞİŞTİRİLDİ

BDDK Bankalar Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca bu dokuz yönetim kurulu üyesi yerine TMSF’yi temsil eden dokuz kişi atadı. Dolayısıyla Bank Asya’nın yönetim tamamen TMSF’ye geçmiş oldu. Bankanın artık Bank Asya’nın ortakları tarafından seçilen yönetim kurulu tarafından değil devletin atadığı kişiler tarafından yönetilecek demektir. Burada hisse devri değil yönetme hakkı devredilmiş oluyor. Bu tabi benim şirketimi ben değil başkalarını yönetmesine benziyor.

YÖNETİME EL KOYMA GEREKÇESİ

Bankacılık Kanunu’nun 70-71. maddesi değil 18.maddesi. Bu madde şunu söylüyor: ‘’Nitelikli paya sahip olan ortakların kurucularda aranan nitelikleri taşıması şarttır. Kurucularda aranan nitelikleri kaybeden nitelikli paya sahip ortaklar temettü dışındaki ortaklık haklarından yararlanamaz. Bu halde, diğer ortaklık hakları Kurumun bildirimi üzerine Fon tarafından kullanılır. Bu ortaklar sermayedeki doğrudan ve dolaylı payları yüzde onun altına düşene kadar rüçhan haklarını kullanamazlar.”

Bu hükme aykırı davrandığı gerekçesi ile Bank Asya yönetimine el konuldu.

Bankacılık Kanunu’nun 70. maddesi BDDK’nın bankadan kısıtlayıcı önlemler almasını isteyen hükümleri, 71.maddesi ise faaliyet izninin kaldırılması veya fona devir hükümlerini içeriyor. BDDK bu hükümlere dayanmadığına göre Bank Asya’nın mali yapısında sorun yok. Sermaye risk oranı yüzde 18 durumunda; BDDK’nın ihtar çekmesine sebep olacak yüzde 12’den uzak bir oran.

BU TASARRUFUN SONUÇLARI

- Yönetime el koyma gerekçesi yasal olmayıp veya yasal dayanağında ölçülü davranılmayan bir tasarruf olmuştur.

- Tasarruf açığı olan Türkiye’nin ihtiyacı olduğu yabancı sermaye gelişine sekte vurur. Çünkü yabancı sermaye kamu otoritelerine güvenmek ister. Başta Cumhurbaşkanı’nın ve AKP’nin  bağımsız ekonomik birimlere bunaltıcı baskısı nedeniyle yabancı sermaye korkak davranacaktır. Kredi derecelendirme kuruluşları değerlendirmelerinde bu hususları ciddiye almaktadır.

- Mevduat sigortası olmasına rağmen halka açık bir şirket olarak ortaklarının mağdur olmaları sonucunu doğuracak yönetim anlayışı ekonomiye de zarar verecektir. Etme bulma dünyası diyerek bu savaşın tarafı olmazsak da aynı teknede olduğumuz için adil ve yasal olmayan bu ekonomik tasarrufların ülke ekonomisine ciddi zarar verdiğini söylemeliyiz.