Batı'nın ambargosu bumerang etkisi yaptı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin 21 Şubat 2022 tarihinde, Donetsk Halk Cumhuriyeti ve Lugansk Halk Cumhuriyeti’nin bağımsızlık kararlarını tanıma kararlarını imzaladı. 24 Şubat 2022 tarihinde ise Ukrayna’ya yönelik özel askeri operasyon başladı. Operasyon sonrası Rusya’ya büyük tehditler savuran Atlantik Cephesi tarihte görülmemiş bir ambargo uygulamaya başladı. Rus devlet kurumlarına, şirketlerine, iş insanlarına, ürünlerine ve teknolojilerine yönelik 10 ayrı aşamada, yaklaşık 11 bin adet yaptırım başlığı açıldı. Rusya Merkez Bankası’nın 300 milyar dolara yakın rezervi donduruldu ve Rus iş insanlarına ait onlarca milyar dolarlık varlığa keyfi bir şekilde el konuldu. Batı emperyalizminin genlerinde bulunan yüzlerce yıllık yağma ve hırsızlık alışkanlığı tüm çıplaklığı ile tekrar ortaya çıktı. Batı, yaptırımların hemen sonrasında Rus ekonomisinde büyük bir çöküş olacağı beklentisi içindeydi. Ancak beklentilerinin tam aksi oldu; yaptırımlar neoliberal Batı’yı yeni bir krizin eşeğine getirdi.

İHRACAT REKORU

Rus ekonomisi 2022’de yüzde 2.1 oranında daraldı. 2022 yılında önceki yıla göre yüzde 20 artışla 591.4 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi. Böylece 332.8 milyar dolar dış ticaret fazlası veren Rusya tarihi bir rekora ulaştı. Toplam ticaret hacmi yüzde 8.1 artarak 850.5 milyar dolara ulaştı. İhracatın yüzde 65’i yani 383.7 milyar doları enerji oluşturdu. Enerji ihracatı ve gelirleri yüzde 28 arttı. Satışların çoğu başta Çin olmak üzere Asya’ya yapıldı. Dış ticaretin güçlü bir seyirde devam etmesinde Avrasya’nın dayanışması etken oldu. Türkiye, Çin, Türk Cumhuriyetleri, Hindistan ve çok sayıda Asya ülkesi Batı’nın baskısına boyun eğmedi ve Rusya ile dayanışma göstererek önceki yıllardan daha fazla ticaret hacmine ulaştı.

RUBLE DEĞERLENDİ ENFLASYON DÜŞTÜ

Dolar/ruble kuru operasyonun hemen ardından rekor seviyede düşmesine rağmen Rusya Merkez Bankası’nın ve hükümetin hamlelerinden sonra değer kazandı. 155 seviyesine kadar çıkan dolar/ruble kuru atılan adımların ardından 4 ay boyunca düştü ve en düşük 50.58 seviyesini gördü. Böylece ruble 2015’ten beri en yüksek seviyeye kadar yükselmiş oldu. Rublenin değer kazanmasında en temel etken sermaye kontrollerinin uygulanmasıydı. Rus ihracatçılarının elde ettiği dövizin yüzde 80’inin Rusya Merkez Bankası’na verilmesi ve bireylerin 10 bin doların üstünde para transferine izin verilmesi vb. önlemler alındı. Ayrıca ihraç edilen petrolün ödemesinin ruble bazında alınması rubleye güç kattı. Yükselen enerji gelirleri ve azalan ithalatın etkisiyle döviz bolluğu oluştu.

REEL SEKTÖRE GÜÇLÜ DESTEK

Krizin başlarında Rusya Merkez Bankası faizi yüzde 9.5’ten yüzde 20’ye yükseltip rublenin düşüşünü frenlemeye çalıştı. Eş zamanlı olarak KOBİ’lere yönelik yüzde 3-4.5 arasında değişen oranlarda 3-10 yıl vadeli özel krediler verilmesine başlandı. Ayrıca büyük yatırımlar için yüzde 5 oranında faizle özel krediler açıldı. Devlet müdahalesi ile şirket iflaslarının önüne geçildi ve yüzde 3’lerde olan işsizlik oranının artışı engellendi. Olağanüstü koşullara rağmen bütçe açığı yüzde 2.3 ile sınırlı kaldı. Bugün Rusya’da faiz yüzde 7.5, enflasyon yüzde 10, işsizlik yüzde 3.6 seviyesinde bulunuyor.

AMBARGOYA RAĞMEN AB’DEN GÜÇLÜ

IMF tahminlerine göre 2023 ve 2024 yıllarında ağır ambargo altındaki Rus ekonomisi Almanya ve İngiltere’den daha yüksek bir büyüme rakamına ulaşacak. Atlantik Cephesi’nin sözcüleri yetkilileri, Türkiye’deki uzantıları, neoliberal ve mandacı ekonomistlerin hepsi koro halinde Rus ekonomisinin çökeceğini söylerken, IMF’nin bu açıklaması çok manidar oldu. Avrupa ambargoya rağmen 150 milyar dolar büyüklüğünde enerji ithalatı yaptı. Ambargo en çok Alman ve İngiliz ekonomisini vurdu, her iki ülke de son 50 yılın en yüksek enflasyonu ile karşı karşıya kaldı. Benzer şekilde hemen hemen tüm Batı ülkeleri son 50 yılın en yüksek enflasyonunu yaşadı. Almanya geçen yıl 1990’dan sonra ilk kez dış ticaret açığı verdi.

AMBARGOLAR ARTIK İŞLEVSİZ

İran 1987’den beri ambargo altında ve 1990-2020 yılları arasında ortalama yüzde 3.3 büyüdü. Tüm bu veriler ışığında dünyanın en büyük ekonomilerinden birisi olan Rus ekonomisinin çökeceğini iddia etmek ucuz kara propagandadan öteye gitmiyor. Asıl çöküş yaşayan 100 milyar doları aşkın ‘yardıma’ rağmen yüzde 30.4 küçülen Ukrayna ekonomisi oldu. Batı’nın ‘yardım’ olarak adlandırdığı şey esasen savaşın uzatılması için Ukrayna’nın ayakta tutulmasından ibaretti. Ukrayna vakası emperyalizmin ipiyle kuyuya inenlere bir uyarı niteliğindedir.

DAYANIŞMA VE DEVLETÇİ POLİTİKAYLA YENDİ

Rusya’nın uyguladığı güçlü devletçi politikalar, Avrasya’nın ve Çin’in gösterdiği büyük dayanışma Rus ekonomisinin çökme ihtimalini sıfırlıyor. Çin üç temel konuda Rusya’ya destek oldu; enerji alımları, Batılı tedarikçilerin ikamesi, ABD dolarının ikamesi. Yıllar öncesinden temelleri atılan ikili işbirliği zor koşullarda hayata geçirildi. Büyük Avrasya Ortaklığı Ukrayna Operasyonu’nun hemen öncesinde ilan edilmişti. Operasyon sonrası somut bir şekilde uygulandı ve zorlu sınavı başarıyla geçti. Büyük Avrasya Ortaklığı, 10 ayrı safhada ilan edilen ambargo silsilesi bir anlamda çöpe attı. Bu hafta Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in Moskova ziyareti ve yapılan yeni anlaşmalar ortaklığı pekiştirdi. Büyük Avrasya Ortaklığı Türkiye için önemli bir fırsattır. Türkiye, adil bir dünyanın temellerini atan ortaklıkta yerini almalıdır.

Kaynakça

https://www.csis.org/analysis/russia-sanctions-one-year

https://eng.customs.gov.ru/

https://www.europarl.europa.eu/RegData/etudes/BRIE/2023/739366/EPRS_BRI(2023)739366_EN.pdf