Bin yılın dördüncü büyük çöküşü!

On altı yıldır ülkeyi yönetiyor. Devletteki bütün kadrolaşmayı o yaptı. Her önemli atamanın altında onun imzası var. Önce çoğunluk partisi iktidarının Başbakanı, şimdi dünyada hiçbir devlet adamında olmayan yetkilere haiz başkan!

Mübalağasız ağzından çıkan her söz kanun hükmünde zira öyle bir yetkisi var. Peki böyle birine rağmen, bu ülkede herhangi bir kurum veya isimin, ekonomimize kafasına göre yön vermesi mümkün müdür?

BASKIN SEÇİME BUNUN İÇİN KAÇTILAR

Asla ve kat’a mümkün değilse, “Enflasyonun sorumlusu Merkez Bankasıdır” ifadesine ne demek gerekiyor? Biz dahil pek çok isim yıllarca haykırdı. “Ekonomik yıkım eşikte, ne olur önlem alın” diye diye, sesimiz kısıldı.

Dahası, Haziran ayındaki baskın seçim için defalarca , “Büyük ekonomik çöküşü gördüler, seçime kaçıyorlar” diye yazdık ve söyledik. Bunu yazıp söyleyen biz ve bizim gibilere , iftiracı, felaket tellalı dediler. Tablo ortada, yangın şimdi bütün Türkiye’yi sarmak üzere! Abartıyor ve korku salıyor değilim!

BUGÜNLERİ BİLE ARAYACAĞIZ

Emin olun bugünleri bile çok arayacağız. Türkiye’yi öyle bir girdaba soktular ki çıkması mümkün değil. Borç, enflasyon, faiz sarmalı her geçen gün ağırlaşacak ve işsizlikle fakirlik artacak zira hâlâ çözüme odaklanmak yerine bahane üretme peşindeler.

Doların ikiye katlanmasını Trump’a, zamları marketlere yüklüyorlar. Sanki üreten ve ihraç eden fabrikalar kurmak yerine, alınan yüzlerce milyar dolar dış borcu yandaş burjuva oluşsun diyerek betona gömen onlar değil! Sanki tarımımızı stop ettirip, ABD’den peynir ithal edip, iki Trakya büyüklüğünde alanı ektirmeyen onlar değil.

ŞARBONU BAŞKALARI MI İTHAL ETTİ?

Sanki hayvancılığımızı teşvik etmek yerine Şarbon ithal eden başkaları! Açık yazacağım, Anadolu Türklüğü bugün dördüncü büyük çöküşün eşiğinde ve muhtemel sonuçlarından kaygılıyım. Malum birinci büyük çöküş 1071 sonrası başlayan Büyük Haçlı Seferleriydi. İkinci çöküş ya da kaos, Timur’un Yıldırım Bayazıt’ı yendiği 1402 tarihidir ki o fetret 20 yılda zor aşılabildi. Üçüncü büyük vurgun Sevr’di ve o büyük felaket Atatürk gibi büyük bir deha ile defedilebildi. Abartmıyorum bugün eşiğinde olduğumuz çöküş bunlardan küçük değil.

İFLAS VE DÜŞMANLAŞTIRMA

Devlet iflas, millet birbirini gırtlaklamanın eşiğinde. Sırf seçim kazanmak adına, toplum, kimlikler ekseninde ötekileştirip düşmanlaştırıldı. Vahim olan hâlâ tehdidin farkında olunmaması. Yapılan sadece sorumluluğu birine yıkmak. İzlenen bu yol değişmez ve paradigma değişikliğine gidilmezse, akıbeti tahmin etmek zor değil.