Emperyalizmi hesaba katmak

Aydınlık gazetesi geçtiğimiz hafta üst üste 2 gün ABD Büyükelçiliği elemanlarınca Rusya Federasyonu ile ticaret yapan iş insanlarımızın ziyaret edilerek, Rusya ile ticaret yapmalarının kendilerine zarar vereceği konusunda tehdit edildiklerini yazdı.
Türkiye’nin Rusya ile yaptığı ticaret 2023 yılında 56 milyar dolara yükseldi. Rusya Türkiye’nin birinci ticaret ortağı.
Türkiye’yi ziyaret eden turist sayısı toplam 56 milyon 613 bin kişi. Bu rakamın içinde Rusya’dan gelen turist sayısı 6 milyon 313 bin kişi ile birinci sırada.
Türkiye, aralık ayında akaryakıt ithalatının yüzde 68’ini Rusya’dan yapmış. Doğal gaz ithalatının yüzde 35’ini Rusya’dan gerçekleştirmiş. Doğal gaz ithalatı kasım ayında yüzde 52 oranında Rusya’dan, ancak aralık ayında ABD’den pahalı LNG ithalatı yapılınca yüzde 15 pay ABD’ne kaymış.
Sonuçta şunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Rusya ile yapılan ticaret ciddi boyutlara ulaşmış durumda. Bu doğal bir gelişme. Çünkü dünya ticaretinin ağırlığı Asya’ya kayıyor. Bu gerçeklik uzun yıllardan bu yana dile getiriliyordu. Kim, ne kadar görmek istemese de hayat gerçekleri gözümüzün içine kadar sokuyor.
Şunu düşünün bir ülke, bağımsız bir diğer ülkenin 1 numaralı ticaret ortağına sen onunla ticaret yaparsan sana yaptırım uygularım tehdidinde bulunuyor. Tehdit altındaki bağımsız ülke ise bu tehditlere ses çıkartamıyor.

NEDEN YANIT VEREMİYORUZ?

Neden korkuyoruz? Bu tehditlere neden yanıt vermiyoruz ya da veremiyoruz? ABD Türkiye’ye ne yapabilir? Bize karşı kullanabileceği hangi güçleri var?
1- ABD, Çin’den yaptığı ithalatı azaltma maksadı ile kendisine başka tedarikçiler aramaya başladı. Bu tedarikçilerin arasına bizi de koydu. Bu nedenle ABD ile olan ticaretimiz en sonunda 2023 yılında 30 milyar dolara ulaştı. Bu ticaret aslında biraz zoraki ticaret. Örneğin bu ticaretin içinde Türkiye’nin ABD’den ithal ettiği LNG gazı da var.
Türkiye muhtemeldir ki ABD’nin ithalat ihracat dengesi sağlanması zorlamalarıyla ABD’den alacak başka bir mal olmadığı için dünyanın öbür ucundan gemi ile doğal gaz getiriyor. Fiyatını bilmiyorum ama Rusya ve İran’dan alınan, Türkiye’ye boru ile getirilen gazın en az 2 katı maliyeti vardır. Türkiye ABD ile bugün ticaretini durdursa, yarın İran ile ticaret başlasa toplam ticaretini 30 milyar doların çok üstüne çıkartır. Bu işten zararlı çıkan biz olmayız. ABD zararlı çıkar. Yani ABD ile yapılan ticaretin ziyadesiyle seçeneği var.
2- ABD eğer Rusya ile ticaret yapmaya devam edersek bizi bir diğer tehdit aracı olan dolar üzerinden tehdit edebilir.
New York bankalarındaki dolar hesaplarımıza bloke koyarak ticaretimizi engeller. Evet bunu yapabilir.
Ancak hepimizin bildiği gibi bugün Rusya, Suriye, İran, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti, Küba, Venezuela, gibi ülkelerinde ABD bankalarındaki hesapları dondurulmuş durumda. Ayrıca birçok ülke hesapları dondurulma tehdidi altında. Bugün biz bu ülkelerin neredeyse hepsi ile ticaret yapıyoruz. Her ülkenin kendi koşulları ile, bu ticareti o ülkeye uygun koşullarla sürdürüyoruz.
3- Silahlı olarak tehdit eder. Zaten, güneyde Suriye ve Irak üzerinden PKK/YPG, batıda ise Yunanistan ve Güney Kıbrıs’a yerleştirilen silahlarla Türkiye tehdit edilmektedir.
Ancak gerçeğe bakarsak Hamas önderliğinde Filistin halkı 2,5 milyon nüfusu ve orta boy bir ilçemizi geçmeyecek yüzölçümü ile İsrail ve ABD’yi ateşkese zorlamaktadır. Yoksul Yemen halkı attığı füzelerle ABD ve diğer Atlantik ülkelerine Kızıl Deniz’i adeta dar etmiştir.
Faiz indirimini planlayan Avrupa Merkez Bankası, Uzak Doğu’dan gelen ticaret mallarının, bu gelişme sonucu Süveyş Kanalı yerine Ümit Burnu’nu dolaşması nedeniyle artan navlun fiyatlarının enflasyonu tekrar tetiklemesi endişesi ile yapamamaktadır.

KORKMAK DAHA ZOR

Rusya, ABD’nin bütün planlarını alt üst etmiştir. Artık Filistin ve Yemen’i bile yolundan çekememektedir.
Sonuç olarak rahatlıkla şunu söyleyebiliriz.
ABD, Türkiye için askeri tehdit olmaktan çıkmıştır. ABD için en önemli araç Türkiye içinde yıllardan bu yana beslediği işbirlikçilerini harekete geçirmesidir.
Bu tehdit bile devlet içine yuvalanmış olan FETÖ’cülerin temizlenmesi ile sadece bir renkli devrim girişiminin ötesine geçemeyecek durumdadır.
Bunları daha da uzatmak mümkün. Şunu söyleyebiliriz. Artık ABD’den korkmak, korkmamaktan zordur.
ABD’den korkarak sadece zaman kaybederiz.