Erdoğan’ın dayanılmaz yalnızlığı:Yanında 2 bürokrat, 1 bakan kaldı

Türkiye’nin manzarası:

Bir: Ergenekon barikatı yıkıldı.

Yurtseverler çıkıyor.

Kalanların durumu?

Tarih hükmünü vermiştir:

Kimseyi tutamayacaklar.

***

İki: Söyleyeceklerim kibir değildir.

Tahliyelere millet karar verdi.

Mahkemeler formaliteyi yerine getirdi.

Erdoğan-Cemaat kavgasının etkisi?

Kolaylaştırdı, hızlandırdı.

***

Üç: Tahliyelerde son müdahaleyi kim(ler) yaptı?

Kimi Tayyip Erdoğan zannediyor.

Kimi de Çankaya.

Nesnel bakalım. İkisi de değil.

Siyasi irade gösteremediler.

***

Dört: Erdoğan cenahının pozisyonu başkaydı.

Seçimden önce tahliye istemiyorlardı.

(İlker Başbuğ hariç.)

Özel yetkili mahkemeler yasasını öyle geçirdiler.

Toplu tahliye sağlayacak önerileri reddettiler.

Sadece, tutukluluğu 5 yılla sınırladılar.

Yani: Yurtseverler genel af rehinesiydi.

***

Beş: Gül, bekleyenlerini şaşırtamadı.

Cesaret edemedi bir türlü.

Bazılarının beklentisi: Ülkenin önünü açan lider olması.

Çağırı yapması: Meclise, partilere, kurumlara.

“Gelin, şu defteri kapatalım” diyebilmesiydi.

Yine yapamadı: Oysa genel kamuoyu hazırdı.

***

Altı: Erdoğan da, Gül de inisiyatif alamadı.

Erdoğan, acze düştüğü için.

Gül’ün de lügatında “risk” yazmıyor.

Fakat, haklarını teslim edelim.

Yapana da engel olmadılar.

Hatta destek verdiler.

***

Yedi: Anayasa Mahkemesi kimin kuvveti?

Siyasi bir odak değil. Herkesin temsilcisi var.

Başkan Haşim Kılıç süreci okudu.

İnisiyatif aldı.

Hesabı: Körler diyarında tek gözlüyü kral yaparlar mı?

Kılıç’tan yeni hamleler bekleyelim.

***

Sekiz: Erdoğan ve Gül hesap yapadursun.

Şimdiden iki cumurbaşkanı adayı var:

İlker Başbuğ ve Haşim Kılıç.

***

Dokuz: Haziran ayaklanmasından beri biliyorduk.

Erdoğan artık iktidarsızdır.

17 Aralık’ta süreç yeni aşamaya girdi.

İktidar koalisyonu parçalandı.

Şimdi hükûmeti de yarımdır.

***

On: Devlet, aşiretten beter hale düşürüldü.

Cemaatçi savcılar gözaltı kararları verdi.

Erdoğancı polislerin cevabı: Uygulamıyorum.

Anayasa Mahkemesi tahliyelerin önünü açtı.

Cemaatçi mahkeme: Tanımıyorum.

Yargıtay, Balyoz’da mahkumiyetleri onadı.

TSK: Yerine getirmiyorum.

Yargıtay’dan itiraz yok.

Biliyor ki, kararı hukuki değil.

***

Onbir: Erdoğan dünün tek adamıydı

En güçlüydü. Tartışılmaz, itiraz edilmezdi.

Oysa bugünün yalnızıdır.

Yanında 3 isim kalmış görünüyor.

Bir bakan: Adalet Bakanı Bekir Bozdağ.

İki de bürokrat: Hakan Fidan ve Efkan Ala.

“Ön cephede” sadece üçü var.

***

Oniki: Erdoğan Milli Görüş’ten geliyor.

Kader birliği yaptığı arkadaşları vardı.

Saadet Partisi’nde kalanlar tamam.

AKP’de yola çıktıkları nerede?

Bülent Arınç kendisini niye ayrıştırdı?

***

Onüç: Fethullah Gülen iddialı.

Ona göre: Erdoğan ekibi küçük bir grup.

Bakınız: Erdoğan’ı nasıl daraltıyor.

AKP içinde değil.

Hükûmet içinde küçük bir grup.

“Hükûmetin yürütme kanadındaki

küçük bir grup tüm bir ülkenin kalkınmasını rehin tutuyor.”

(Financial Times, 11 Mart 2014)

***

Ondört: 17 gün sonra sandığa gideceğiz.

İddialar, spekülasyonlar muhtelif.

Seçimin yapılabilirliği...

Kaos senaryoları...

Kuşkular besleniyor.

***

Onbeş: İşte, AKP Türkiye’si.

Ana muhalefet partisi: Kasetle dizayn edildi.

İkinci muhalefet partisi: Kasetlerle budandı.

Silahlı kuvvetleri: CD’lerle teslim alındı.

Başbakanı: Kasetlerle götürülmek isteniyor.

Sırada: Neler var, bilinmiyor.