Erken seçim kaçınılmaz

AKP kurmayları ikide bir “Erken seçim gündemimizde yok!” deseler de ben inanmıyorum.
Bunlar 2019’a kadar dayanamazlar.
Yanlış anlamayın... Polisiyle, askeriyle en güçlü hükümet... Birazcık sesini çıkartanın başına topuzu indiriyorlar.
Ama ekonomi tarafı çok berbat...
Hem hayat pahalılığı (enflasyon) artıyor hem de faizler...
İşsizlik de tırmanıyor.
Çünkü işadamları artık yarına güvenle bakamadıkları için yatırım yapmıyorlar.
İstanbul’daki bir işadamı arkadaşım, “Kapattım işyerini, 90 kişiyi işten çıkardım” dedi.
AKP iktidarı öyle bir saltanata dönüştü ki Osmanlı padişahları bile bunlar gibi debdebe içinde olmamıştı. Düşünebiliyor musunuz? Topkapı Sarayı’nda padişahların yaşadığı Harem bölümü, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sarayının ancak bir salonu kadar...
İnsafsız zamlarla ve aşırı vergilerle topladıkları paraları, kendileri ve yandaşları için saçıp savurdular. Türkiye’yi 80 yılda yapılan borçlanmanın 3 katından daha çok borçlandırdılar.
Ama artık faizle bile para bulmakta zorlanıyorlar...
Ekonomi iyice ısındı; kazan patlayacak...
Bu yüzden 2001 krizi gibi bir olay yaşamamak için seçime gidecekler.
Tarzan güç durumda...

EZANA SAYGILI OLUN

Ezanı, müezzinler okur. Yanılmıyorsam; ülkemizdeki camilerin çok büyük bölümünde imam aynı zamanda müezzinlik yaptığından ezanı da onlar okuyor.
Ezan, namaz çağrısı olarak önemli. Sembolik bir görevi var.
Bu dinsel sesleniş, dinin özüne uygun olarak gösterişten uzak biçimde yapılmalı.
Bir şarkı imiş gibi her vakitte değişik makamla okunmasına karışmıyoruz. Ama artık dinlediğimiz ezan değil, sanki bir gazel.
İmamlar, ezanı ne kadar eğip bükerlerse, ne kadar uzatırlarsa o kadar becerikli olduklarını sanıyorlar. Öyle bir eeeee çekiyorlar ki bir an hiç bitmeyecek duygusuna kapılıyorsun.
Son zamanlarda bu eeee’leri, iiiiii’leri bir de cankurtaran sesi gibi tizden pese inerek, pesten tize yükselerek okuyorlar ki ince sesli birisinin ezanı, yakınlardan cankurtaran aracı geçiyor izlenimi bile veriyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan rica ediyoruz.
Ezanı anlaşılır biçimde; fazla eğip bükmeden okutunuz.
Minarelerdeki 4 yöne bakan hoparlörlerin yanına 4 tane daha taktıran imam efendileri uyarınız. Bir minarede 8 hoparlör olur mu arkadaşlar?
Camları zangır zangır titreterek ezan okutmanın insanlara bir tür işkence olduğunu, o türlü aşırılıklara giden imam kardeşlerimize hatırlatınız.
Unutmayın ki Peygamberimiz zamanında hoparlör yoktu.
1950’lerde hoparlörden ezan okumayı küfür ilan eden hocaların şimdi her minareye 8 hoparlör taktırmasını bidatın en aşırı şekli görüyoruz.
Akif’in deyişi ile ezan, “Ebedi, yurdumun üstünde hep inlemeli...”
Ama onu gazele çeviren, siren gibi kullanan gösterişçi imamları da insafa gelmeye davet ediyoruz.
Hem de kendilerine Maun Suresi’ndeki uyarıyı hatırlatmadan...
Ey müezzinler! Ezana saygılı olun... Çünkü sizler gazelhan değilsiniz...
Umarım ki Diyanet İşleri yönetimi bu uyarımızı dostluk mesajı olarak algılar...
Gereğini yapar...

SEÇKİNLER KİTABI

(Kitab-ı Ekâbir)
İnternette bolca reklamı yapılan bu kitabı hazırlamak için 40 yıl uğraştım desem, yalan olmaz.
Öğrencilik yıllarımdan beri okuduğum gazellerdeki ilginç beytleri not ettim. Sonra Divan Edebiyatı’nın ünlü ozanlarının “divan”larını inceledim. Oralarda bulduklarımı da ekledim. Bunlardan ilginçlerinin hikayelerini de ekleyerek ortaya bu önemli kültür yapıtını çıkardım.
Hem de bir siyasal Osmanlıcılığın keskin bir karşıtı olmama rağmen...
Türk kültür tarihinin 750 yıllık özel bir dönemini kapsayan bu kitabı, okumuşlar, kültür insanları ve yüksek öğretim gören gençler için hazırladığım için Kitab-ı Ekâbir adını verdim. Çünkü eskinin yazarları böyle beytleri kullanarak rakiplerini bastırmaya çalışırlardı.
Bence saray edebiyatını tanımak isteyenler için bulunmaz bir fırsattır. O dizelerin bugünkü söylenişe aktarılmış biçimiyle birlikte...
Özellikle Osmanlı torunu geçinenlere bu eseri okumalarını tavsiye ederim.