Gölgelerde saklananlar – 2

Geçen hafta annesi beyaz, babası Nijeryalı, siyahi, kendisi melez, Britanyalı tarihçi David Olusoga’nın BBC için yaptığı ilginç belgeseli anlatmıştım burada. BBC’nin devlet kanalı olduğu düşünülürse adeta devlet bir ulusun namusunu mu temizlemeye çalışıyor diye aklımdan geçirmiştim. Kölecilik dünya yüzünde görülmemiş bir vahşet, 200 yıl sürmüş burada ama sorumlusu bugünkü herkes mi? Bu vahşetin kaymağını yiyen bugünkü tüm Britanyalılar mı?

Yoksa gözü paraya ve güce doymayan bir avuç hırslı insanın torunu mu? Emperyalizmin ayak sesleri mi? 1500lü yıllarda bir avuç korsan ve maceraperest insanın Portekiz’i takip ederek Afrika’dan köle teminiyle, satılmasıyla başlayan, yeni bulunan ve anayurttan çok mesafelerde olan, gözün görmediği, gönlün katlandığı, uzak kıtalarda kurdukları çiftliklerle devam eden bir suistimal yolculuğu mu?

KİM MAHCUP HİSSETMELİ

Bugün devletin televizyon kanalıyla rengi koyu Britanyalı bir tarihçiye verilen bu görevle, yüzyıllardır kendilerini gölgelerde gizlemiş köleci ailelerin isimlerinin ifşasıyla yeni bir boyut, yeni bir anlayış kazandı ki hakları da var böyle yapmakta. Köle ticareti ve çalıştırılmasıyla varsıllaşmış, siyasi güce ulaşmış bu sayılı aile 200 yıl boyunca bu suistimallerle kazandıklarıyla yetinmemişler ve kölelik biterken büyük bir tazminata da göz dikmişler.

Kendilerini bu 200 yıllık suistimalde kazandıklarıyla siyasete sokan bu aileler siyasi güçlerini kullanarak köleciliğin kaldırılmasına itiraz etmişler ve sonunda bugünün parasıyla 17 milyar pound tazminat talepleriyle köleciliğin kaldırılmasını kabul etmişler. O gün köleleri olan ve bu yüklü tazminatı alan 46 000 kişi bugün tüm ulusun namusunu zehirleyenler, Birleşik Krallık pasaportu taşıyan herkesin mahcup hissetmesine neden olanlar…

OLUSOGA: GÖLGEDE SAKLANMALARINA İZİN VERİLDİ

David Olusoga “Biz bu insanların gölgelerde saklanmalarına izin vererek kendi tarihimizi kirlettik. Bunları gün yüzüne çıkarmayarak bugünkü İngiliz yaşamının hayat damarlarına köle parasının nasıl girdiğine izin verdik” diyor. Köle sahiplerinin ve kölelerin isimlerinin tek tek yazılı olduğu defteri gösteriyor. Acaba o günün kölelerinin torunlarına ileride ödenecek ve 1834de ödenmesi gereken gecikmiş tazminat bu ailelere mi fatura edilecek?

Belgeselin çarpıcı noktaları ile devam ediyorum: Defteri gösteriyor, din adamlarının ve dul kadınların isimlerine işaret ediyor, yani hiç beklenmedik insanlar da faydalanmış kölecilikten. Her köle sahibinin aldığı tam paraya işaret ediyor defterlerde. Kölelerle de ilgili ayrıntılı bilgi var. Yaşları, kaç para ettikleri, cinsiyetleri, vb. University CollegeLondon (UCL) bu araştırmayı yapmış ve devletin ödediği tazminatın Birleşik Krallığa nasıl yansıdığını açıklıyorlar.

WILBERFORCE VE GEORGE HIBBERT

Önce parlamentodan köleciliğin kaldırılmasına öncülük yapan William Wilberforce’u anlatıyor. Mezarını ve Londra Clapham Common’da gittiği kiliseyi gösteriyor. Onunla aynı kiliseye giden George Hibbert’ın ise tam tersine koyu bir köleci taraftarı olduğunu, köleciliğin kaldırılmaması için büyük çaba gösterdiğini anlatıyor. Hibbert’ın tazminat için bastıranlardan biri olduğunu belirtiyor.

Wilberforce ve yanındakiler parlamento ile kiliselerde yapılan bu savaşı kazanıp köleciliği kaldırıyorlar ama tazminatı kölelerin alması gerektiğini söyledikleri halde bu ikinci savaşı kaybediyorlar, bu savaşı o günlerde köle sahipleri kazanıyor. Ancak şimdilerde George Floyd’un ölümüyle tekrar canlanan kölecilik, ırkçılık, sömürgecilik konuları ileride eski kölelerin torunlarına bir tazminata dönerse bu savaşı kim kazanacak?

KÖLECİLİK BÜYÜK SUÇ

Belgeselin sonunda yüklü tazminatları kazanmış ailelerden George Hibbert’in torununu dedesinin resmi önünde Olusoga ile görüyoruz, tabii belgesel boyu Hibbert adı çok geçiyor. Torun bu resmin önünde duruyor ve ilginç derecede büyük dedesine çok benziyor ve David Olusoga ona bir soru soruyor.

“Kölecilik büyük bir insaniyet suçu ve sizin büyük büyük babanız bu SUÇu işledi. Dış görünüşünüz bile ilginç derecede büyük babanıza benziyor. Bu suç işleme konusunda ne düşünüyorsunuz?” Torun Hibbert yüzü kızarmadan “Artık bu konular konuşulmalı” diyor, belki de biraz zoraki ama belli ki dedesinin sorumluluğunu üstlenmiyor… Peki, köle sahipleri bu aldıkları yüklü tazminatlarla ne yapıyorlar, nasıl harcıyorlar? Haftaya…