İmecenin gücü

Zühal Tekkanat ve Seyyit Nezir’in birbirini karşılıklı ayartmasıyla dernek tüzüğündeki dergi yayımlama maddesinin Üvercinka adıyla yaşama geçişinin 70. ayında ve sayısındayız. Tekkanat; Cemal Süreya’nın yapıtlarından kendi payına düşen telifin önemli bir bölümünü derneğin ve derginin mali açıklarını kapatmaya ayırdı. Geçtiğimiz Ekim ayında beklenmedik ölümü, derneğe ve dergiye ağır sorunlarla yansıdıysa da, dernek Kasım’daki genel kuruldan güçlenerek çıktı. 9 Ocak’ta ise üyeler ve okurlar Üvercinka’nın 5. cildiyle buluştu. Mart’ta Kovid - 19 küresel salgınıyla birlikte kitapçılar da kapanmaya yüz tutunca, dergi artık asla yürümez diyenlerse bir daha yanıldı: Dergiye beş yıldır sürekli emek veren yazarlardan 40 kadarı, maliyetini karşılamanın yanı sıra dergiyi çevrelerindeki okurlarla buluşturmayı üstlendi. Üvercinka İmecesi, 5 aydır dergiyi daha güçlü ve yaygın hale getirdi; derneğin giderleri karşılandı, sanatolayi.com’un temeli atıldı. Derginin 70. sayısı sanal basında şöyle yer aldı:

ÜVERCİNKA’DA ÖZÜRSÜZ AYDIN OLMAK

Üvercinka’nın Ağustos sayısının kapak yazısı, insanlık değerlerinin postmodernizmle ivme kazanan tersyüz edilişi ve tüketilişiyle birlikte teknolojik donanımlı Yeni Ortaçağ’da aydın kavramının da pompalanmış hurafelerle özürlü kimlikler edinmesini eleştiriyor. Derginin Cezmi Güntay’ca hazırlanan Karatren bölümünde Seyyit Nezir’in sanatolayi.com’da şair Özkan Mert’le yaptığı kapsamlı söyleşinin aydınlarla ilgili bölümüne ve Aydınlık’taki “Kalbini Şiire Boca Etmek” yazısına işaret edilirken, İsmet Alıcı’nın Haydar Ergülen, Ünsal Çankaya’nın Adalet Ağaoğlu üzerine yazıları da konuyu irdeliyor. Alıcı, “Özürde Tura: Reklamın Kötüsü Yoktur” yazısında Ergülen’in yeniden gündeme oturmak üzere şimdi de “aydının özür dilemesini” reklam amacıyla kullandığını öne sürüyor. Ünsal Çankaya, “Adalet Ağaoğlu: Severek Okumuştum” yazısında sanatçı sezgisi ve yaratıcılığının öngörüsüz aydın yönelimiyle nasıl zedelendiğini vurguluyor. Hintli aydının inatçı direnişini sergilediği “Varavara Roa’nın Özgürlük Savaşı” yazısında Ertuğrul Erdoğan, okura güçlü bir aydın örneği tanıtıyor. Belgin Ünal, “İmroz’un Dr. Foka’sı” yazısında Rum asıllı bir aydının yurt edindiği Türkiye’ye kendini ömür boyu adayışını işliyor.

TARİH VE DOĞA BİLİNCİ

Her denemesiyle yeni ustalık çizgileri geliştiren Barış Erdoğan, “Şikâyetnâmem Beş Pâre” yazısında okuru Sokrates’ten Joyce’a uzanan bir serüvene çıkarıyor. Neval Savak, “Duyu” başlıklı yazısında duyularla bilinç oluşumuna ilginç bakışlar getiriyor. Sevda Topaloğlu, “Bir Işık Da Sen Yak” denemesinde teknolojinin yaşamdan götürdüklerine kayıtsız kalmamak gereğini imliyor. (Üvercinka’nın yıllardır en titiz okurları arasında da yer alan Sevda Topaloğlu, derginin bütününe ait görüşlerini Sanat Olayı’nda yalın ve etkili cümlelerle vurguladı: https://sanatolayi.com/farkini-ilk-bakista-koyan-dergi/). Şair üzerine gerçekleştirdiği değerli bir kitap çalışması da bulunan akademisyen Mitat Durmuş, “Melih Cevdet Anday Şiirinin Kaynakları” yazısında bizi şaşırtıcı bilgilere yönlendiriyor. Halûk Cengiz, “Türk Edebiyatının Dışa Açılımı TEDA: Organize İşler mi?” incelemesinin IV. bölümünde çok dolaşık ilişki ve örgütlenme biçimlerinin parayla nasıl ve nerede buluştuğuna ilmek atıyor.

Halit Payza, “H. Avni Paşa’nın Yükselişi ve Düşüşü” yazısında, Ayşe Kulin’in “Her Yerde Kan Var” eserini tarihsel bağlamda değerlendiriyor. Seval Arslan, “Tarihin Doğuşuna Bakış”ta, mitolojiden tarihe ilginç bağlar kuruyor. Demet Kurt Güngör, ”Bir Tozlu Masal Gibi: Adana Kaleleri” yazısında doğayla tarihin eşsiz buluşmasına etkili bir anlatımla katılıyor. Uluer Aydoğdu, “Türkiye Tarihi” şiiriyle tarihsel bağlama farklı bir sanatsal türden girerken; Tuğrul Çutsay, “1940’larda Faşizme Karşı Gerçekçilik: Yeniler, Liman Grubu” yazısında ışıldağı ressamlara çeviriyor. Tarih bilinci, yalnızca toplumsal ve kültürel ilişkileri gelenek ve yenilikte süreklilik bağlarıyla yaşatmayı olanaklı kılmıyor; doğayla tarihin diyalektiğini de zorunluk ve özgürlük karşıtlığı üzerinde geliştirme şansı yaratıyor.

DERGİNİN GÖKKUŞAĞINDA RENK CÜMBÜŞÜ

Beytullah Özilhan, “Ali Gada” öyküsünde kişisel bir yaşanmışlıktan ülke ve dünyada insan ilişkilerinin gelip dayandığı noktaya ışık tutuyor. Cem Bayındır, “Kuşku”nun tüketiciliğini kısa ama etkili bir öyküde sergiliyor. Gönül Tokayeva; “Soru Sormak” öyküsünde, yetişkinlerin sormayı unuttuğu bir dünyada sormaktan yorulmayan çocukların coşkusunu yansıtıyor. Turgut Tan; “Anı Günlükler”e Refik Durbaş, Sait Maden, Egemen Berköz, Zühtü Bayar gibi yazarları konuk ediyor bu ay.

Ali Özpalanlar, Barış Erdoğan, Çavlan Gençer, Damar Orhan Özgül, Duran Aydın, Fügen Kıvılcımer, Halit Özboyacı, Hilmi Haşal, Mehmet Ali Tan, Mehmet Tektemur, Mürsel Üstün, Ozan Telli, Süleyman Yağız, Sümeyye Karaca, Şükrü Çiftçi, Tuncer Gönen, Turgut Tan, Veli Erdem, Yusuf Ferhat derginin gökkuşağında şiirlerinin renk cümbüşüyle bu ayki okur buluşmasına da yine güç katıyor (bkz.: https://halkweb.com.tr/uvercinkada-ozursuz-aydin-olmak/).