Karadeniz’deki tertibin hedefi Türkiye

Bu köşede birden fazla defa ABD’nin Karadeniz’deki hedeflerini, özellikle Ukrayna savaşından sonraki planlarını ele aldık. Savaş, dördüncü yılını doldurmak üzere iken Washington öncülüğünde barış girişimlerinin hızlandığı bir dönemde Karadeniz yeniden gündemde. Karadeniz’de Türkiye’nin münhasır ekonomik bölgesinde seyreden iki tankerin 28 Kasım’da Ukrayna tarafından vurulmasının ardından, 2 Aralık'ta bir tanker daha Türkiye’nin 150 kilometre açıklarında saldırıya uğradı. Hem Rusya’nın hem de Türkiye’nin sert tepki gösterdiği saldırıyı, ABD ve Avrupa’daki küreselci savaş çetesinin, barış girişimlerini baltalamak, dahası savaşı genişletmek için giriştiği Karadeniz’de yeni kışkırtma ve tertipleri kapsamında değerlendirmek gerekiyor.

NATO’YU DAHİL ETME ÇABASI

Bu gelişme, Avrupalı liderlerin Ukrayna’nın barış masasına oturmasını engellemek için çabalarıyla eş zamanlı olarak gündeme geldi. Ukrayna ile Rusya arasındaki anlaşma taslağına NATO, Ukrayna’nın koruyucusu olarak sokulmak isteniyor. Öte yandan NATO’yu savaşın tarafı haline getirme çabasında da artış gözleniyor. Rusya ile Ukrayna arasında müzakere masası kurulması yönündeki çabalar sürerken, NATO’nun Askeri Komite Başkanı, İtalyan Amiral Giuseppe Cavo Dragone Financial Times gazetesine verdiği demeçte, Rusya’ya yönelik “önleyici saldırıyı” gündeme aldıklarını belirtti. Yine üye ülkelerin Dışişleri Bakanları toplantısında konuşan NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, “NATO’nun gerçek ve kalıcı tehlikelerle karşı karşıya olduğunu” savundu. Rutte, Rusya’nın, “jetler ve insansız hava araçlarıyla NATO hava sahasını ihlala ettiğini, sabotajlar gerçekleştirdiğini ve kara sularına casus gemiler gönderdiğini” ileri sürdü ve buna kararlıkla karşılık verdiklerini kaydetti. NATO Genel Sekreteri, Moskova’nın Çin, Kuzey Kore ve İran ile birlikte “uzun vadeli bir hesaplaşmaya hazırlandığı”nı savundu (Milliyet, 3 Aralık 2025).

TÜRKİYE İLE RUSYA’YI KARŞI KARŞIYA GETİRMEK

Daha savaşın ilk aylarında, ABD çelik çekirdeğinin görevlileri, “bir soraki savaş cephesini Karadeniz’de açalım” diye açıkça yazıp çiziyorlardı. ABD’nin eski Avrupa Kuvvetleri Komutanı ve NATO Başkomutanı James Stavridis’in bu yöndeki değerlendirmelerine bu köşede yer vermiştik. Emekli olduktan sonra ABD’nin ünlü yatırım ve fon şirketi Carlyle Group’un Küresel İlişkilerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı ve Rockefeller Vakfı’nın mütevelli üyesi olan Stavridis ABD devleti içindeki en keskin Rus ve Türk düşmanı ekipte halen etkisini sürdürüyor. Bir başka ABD’li general, İzmir’deki NATO Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın ilk komutanı olan ve daha sonra ABD Avrupa Kuvvetleri komutanlığı yapan Ben Hodges, Karadeniz’de sürekli bir NATO operasyonu ile Rusya’nın yenilmesi gerektiğini savunmuştu (bkz. Fikret Akfırat, ABD’li amiral: Ukrayna savaşında sonraki cephe Karadeniz’de olacak! Aydınlık, 6 Temmuz 2022).

Barış girişimlerini baltalamaya ve hatta savaşı derinleştirmeye çalışan Atlantik tekelleri hem ABD devleti içindeki hem de diğer Atlantik kurumlarındaki görevlilerini devreye sokmuş görünüyor. Türkiye ile Rusya’yı karşı karşıya getirmek için Ankara’ya yoğun bir basınç uygulanıyor. Bu koşullarda Ankara’nın, barış girişimlerini baltalamaya yönelik Avrupa siyasetine açıkça tavır alması, Karadeniz’e NATO’nun girişine karşı öteden beri izlediği siyaseti devam ettirmesi, kışkırtma ve tertiplere karşı önlem alması zorunludur.