Yandex
05 Aralık 2025 Cuma
İstanbul 11°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Trump’ın İsrail siyaseti

Fikret Akfırat

Fikret Akfırat

Gazete Yazarı

A+ A-

ABD’de Trump’ın Batı Asya’ya yönelik siyasetleri konusundaki tartışmalarda bir canlanma görülüyor. Gazze’de ateşkesin başlaması ve üzerinde müzakerelerin sürdüğü Trump planının pratiğe geçmesiyle ortaya çıkan ilk sonuçlar üzerine, özellikle ABD’nin geleneksel dış siyaset stratejilerini savunan çevrelerde kaygıların arttığı görülüyor. Son olarak, Suriye Geçiş Yönetimi Cumhurbaşkanı Ahmed el Şara’nın Washington ziyareti, İsrail siyasetindeki değişiklik ile birlikte değerlendiriliyor.

‘DERİN DEĞİŞİM’

ABD’de geleneksel dış siyasetinin ve değişmez olarak görülen Ortadoğu stratejisinin destekçileri, durumu önceki dönemlerden önemli bir kopuş olarak görüyor. Bu konuda, ABD’nin eski Tel Aviv Büyükelçileri’nden Daniel C. Kurtzer ile kıdemli bir Arap-İsrail uzmanı ve eski Dışişleri Bakanlığı çalışanı Aaron David Miller’in birlikte kaleme aldığı bir analizde dikkat çeken saptamalar yer alıyor. Carnegie Endowment kuruluşunun konuyla ilgili uzmanları olan yazarlar, analizlerine “ABD-İsrail ilişkilerindeki derin değişim” başlığını atmış. Alt başlıkta ise şöyle diyorlar: “Trump, Netanyahu üzerinde baskı kurma gücüne sahip ve önceki başkanlardan farklı olarak bunu kullanmaktan çekinmiyor” (Carnegie Endowment, 13 Kasım 2025). Uzmanların çalıştığı Carnegie’yi herhangi bir ABD think tank kuruluşu diye düşünmeyiniz. Adeta gölge bir ABD kabinesi gibi bir kuruluş olan Carnegie, hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi Başkanlar’ın ekibinde çalışan CIA, Dışişleri ve Pentagon görevlilerini bünyesinde barındırıyor. Ayrıca analizin yazarları, konuyu uzaktan çalışan akademisyenler değil doğrudan bu süreçlerde görev almış, kamuoyunun bilmediği birçok ayrıntıya hakim iki ABD görevlisi olması, değerlendirmelerini daha önemli kılıyor.

İKİ ÖNEMLİ BENZERSİZ GELİŞME

Uzmanlar, ABD-İsrail ilişkilerindeki derin değişimi iki önemli ve benzersiz olarak niteledikleri gelişmeye bağlıyor. Bu gelişmelerin, ABD-İsrail ilişkilerinde “köklü ve geri dönüşü olmayan” bir değişime işaret ettiğini savunan yazarlar bunları, “Trump’ın Netanyahu’ya 20 maddelik planını kabul ettirmek için baskı uygulaması” ile “İsrail’in izlediği askeri saldırganlık stratejisinin ABD’de derin itirazlara yol açması” olarak belirtiyor. “Netanyahu’nun Hamas’ı ‘yok etme’ çabası, İsrail’in yaptığı hemen her şeye karşı ABD’nin daha önce sarsılmaz olan desteğini zayıflatmaya başlamıştır” diye yazan Carnegie uzmanları, geçen yılki başkanlık seçimleriyle ilgili önemli bir ayrıntıya işaret ediyor. Uzmanlar, Gazze ve Amerikan politikasına yönelik öfkenin, Trump’ın birkaç hassas salınan eyalette seçim zaferi kazanmasını sağladığını vurguluyor.

Kongre’de, giderek artan sayıda Demokrat ve hatta bazı Cumhuriyetçilerin İsrail’e daha fazla askeri yardıma karşı oy kullandığını kaydeden Carnegie uzmanlarının dikkat çektiği başka bir beklenmedik gelişme, Gazze planını uygulamak üzere çok uluslu istikrar gücü için Trump yönetiminin BM Güvenlik Konseyi’ne başvurması. Kurtzer ve Miller, İsrail’in, ulusal politikasına BM Güvenlik Konseyi’nin müdahil olmasını hiçbir zaman istemediğini ve ABD’nin neredeyse her zaman İsrail’in isteklerine boyun eğdiğini, bu defa durumun farklı olabileceğini hatırlatıyor.

Carnegie uzmanları, “Clinton veya Biden’in aksine, Trump’ın İsrail’e karşı araçsal bir yaklaşımı var ve İsrail’e olan derin bir duygusal bağlılıkla kısıtlanmıyor.” diyor.

Trump İsrail