Neler oluyor?

Son günlerde bir gariplik var.

Değişik kesimlerden sürekli aranıyorum.

“Ülkede neler olduğunu” merak ediyorlar.

Yetkililerin demeçlerine vurgu yapıyorlar.

Ak Parti’ye yakın kesimlerin tavırlarına.

İktidara yakın yazarlarının yazılarına atıfta bulunuyorlar.

Erdoğan’ın Arnavutluk dönüşü uçakta gazetecilere yaptığı açıklamalara dikkat çekiyorlar.

EN ÇOK SORULAN SORU

ABD’nin son kararları konuşuluyor.

Aslında hiçbir ekonomik yanı olmayan,

Türkiye’yi tehdit amacı taşıyan,

EastMed boru hattı projesinden desteğini çekmesi.

Halkbank davasında erteleme.

“ABD ile kriz konuları aşılacak” söylentileri.

Beştepe’deki bazılarının Biden takımıyla temasları.

Kazakistan olaylarındaki sırlar…

İsrail’le yakınlaşma…

Bunlar sorgulanıyor.

En çok sorulan konu şu:

“İktidar rotasını yeniden ABD’ye mi çevirdi?”

OLUR MU?

Peki böyle bir şey olur mu?

Bunun için çalışanlar var.

Her fırsatı değerlendiriyorlar.

Rusya, Çin, İran’la gerilim yaratan davranış içindeler.

Suriye ile normalleşmeyi önlüyorlar.

Bunların ABD’ye yarayacağının farkındalar.

Krizi tetikleyenin ABD olduğunu biliyorlar.

Ama ekonomideki sıkışmışlığı,

“ABD ile aşmayı” masaya koyuyorlar.

YAŞANANLAR

Son yüzyılda yaşananlar.

Herkes için önemli dersler içeriyor.

Amerika’ya elini verdin mi sonuç belli.

Hele taviz verip kendini kurtaran hiç yok.

1950’den beri yaşadıklarımız ortada.

Belimiz bir türlü doğrulmadı.

Amerikan yardımlarıyla(!) gözümüzü boyadılar.

NATO’ya soktular.

Ne istedilerse yaptırdılar.

ABD için Mehmetçiği Kore’ye bile gönderdiler.

KORKMAZCAN’IN UYARILARI

Dün Aydınlık’ın manşetinde,

Eski Meclis Başkan Vekillerinden,

Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı,

Hasan Korkmazcan’ın uyarısı vardı.

Herkes mutlaka okumalı.

Irak ve Libya’nın başına gelenleri, bugünkü hale geliş sürecini anlattı.

Ben de çok yakından takip ettim.

Bu süreçte sık sık Irak ve Libya’ya gittim.

Çok sayıda toplantıya, görüşmeye katıldım.

Uyarılar herkes için geçerli.

Özellikle de Ak Parti için.

ABD’NİN IRAK OYUNU

ABD’nin Irak’ta yaptıkları ders olmalı.

İran’la savaşı teşvik.

Kuveyt’i işgale yönlendirme.

Sonra da aynı gerekçeyle bombalama ve işgal.

Saddam durumu anladığında geç kaldı.

ABD, BM’yi kullandı.

Elini kolunu bağladı.

Ama son nefesine kadar direndi.

Saddam ilk başta ABD’ye güvenmenin bedelini ağır ödedi.

KADDAFİ VE LİBYA

Kaddafi’nin durumu da benzer.

İktidara geldikten sonra,

Emperyalizme karşı dik durdu.

Üçüncü dünya ülkeleriyle, Afrika’yla dayanışma halindeydi.

Son dönemlerde o da hata yaptı.

Batı'ya taviz verip uzlaşacağını sandı.

Her şeyini kaybetti.

Libya hâlâ iç savaş yaşıyor.

O da ABD ve Batı’ya güvenmenin kurbanı oldu.

DERS DOLU

Bunlar sadece iki örnek.

Emperyalizme karşı zafiyet olmaz

En ufak bir hatanın bedeli ağır olur.

Taviz, zayıflık olarak algılanır.

Dostlarda güvensizlik yaratır.

İç cephede karamsarlığa yol açar.

Kararsızlığı tetikler, hatalar peş peşe gelir.

Yakın zamanda yaşadıklarımız ders olmalı.

BU AŞAMADA

İçinde bulunduğumuz durum ortada.

ABD her yerden silah gösteriyor.

İçeride kaos planları yapıyor.

Uyuyan hücrelerin çoğu uyandırıldı.

Yeni taktik: “Yalancı bahar.”

İktidarın duyarlılığını köreltme.

Rehavete sokup harekete geçme.

Kulağımıza gelen bilgiler kaygı verici.

ABD’nin yeni bir planı uygulamaya soktuğu anlaşılıyor.

Bunca badireden sonra,

Ak Parti bu tuzağa düşer mi?

Bana göre zor.

Yalpalamalar olsa da sonuç değişmez.

Türkiye’nin çıkarları ABD’de değil, Asya’da…