Orta Asya’nın Altın Çağı üzerine Starr’ın kitabı

ÇOK esaslı ve tarihimiz açısından çok aydınlatıcı bir kitap okudum. S. Frederick Starr’ın “Kayıp Aydınlanma” başlıklı eserini, Kronik Kitap yayımladı. Kitabın alt başlığı şöyle: Arap Fetihlerinden Timur’a Orta Asya’nın Altın Çağı. Çeviren Yusuf Selman İnanç. 682 sayfa gözünüzü korkutmasın. Su gibi akıp gidiyor. Gözlerinizi uyku basıyor, fakat sabahlara kadar elinizden bırakamıyorsunuz.

BİRUNİ İLE İBN-İ SİNA’NIN GÜVERCİNLERLE MEKTUPLAŞMASI

Kitap 28 yaşındaki Ebu Reyhan el Birunî ile henüz 18 yaşlarındaki Ebu Ali el Hüseyin İbn-i Sina arasındaki mektuplaşmalarla başlıyor. Aralarında 400 km uzaklık var. Güvercinlerin ayağına bağladıkları mektuplarla felsefe, coğrafya, matematik, trigonometri, tıp, gökbilimi, fizik, psikoloji, yerbilimi, özetle bilim ve felsefe üzerine tartışıyorlar. Coğrafya Orta Asya. Tarih 999, yani bundan 1020 yıl öncesi. Dünya Aydınlanmasının merkezi o zaman Orta Asya idi. Entelektüel hayatın coştuğu 750 ile 1150 arasındaki dört yüzyıllık dönemin denebilir ki doruğa çıktığı zamanlar.

YUNUS EMRELERİN KÖKLERİ

Hep araştırmacıları özendirmek istemişimdir. Kendim de meraklıyım. Yunus Emrelerin Hacı Bektaş Velilerin, Anadolu erenlerinin derin felsefî kökleri toprağın altından çıkartılmalı. Çünkü Anadolu Abdalları, oduncular ya da çobanlar değildi. Çok derin bir entelektüel birikimden geliyorlardı. El Harezmî, Farabî, Firdevsî, Kaşgarlı Mahmut, Yusuf Has Hacip, Ravendî, El Razî, Buharî, Rabia Belhî, Ahmet Yesevi, Nizamülmülk, Ömer Hayyam, Mevlana Celaleddin Rumî, Uluğ Beg, Ali Şir Nevaî nereden çıktılar? Onlar Batıda daha çok Arap dünyasının yıldızları olarak bilinirler. Onları himaye eden Harzemşahlar, İsmail İbn-i Ahmed Samaniler, Gazneli Mahmutlar, Selçuk Beyler, Melikşahlar, Timurlar, hangi devlet ve ordu birikiminden geliyorlardı? Hakikatin teslim edildiği soru belki de buradadır. Starr, Milattan Önce 5. Yüzyıllara kadar uzanan o köklerin keşfine büyük emek vermiş. Uzun yıllar Avrasya tarihi ve uygarlığı üzerine çalışmış. Arkeolojik çalışmalardan akademik kuruluşlara ve ABD’nin üç ayrı Başkanına danışmanlığa kadar uzanan birikimle eğilmiş bu derin konuya. Prof. Caner Karavit ve Kiraz Perinçek Karavit son iki ayda katıldıkları Özbekistan’daki bilimsel toplantılarda rastlamışlar Starr’a. Kendisinden “çok sevecen” bir dost olarak söz ediyorlar. Starr da anlaşılan Orta Asya’nın derinliklerinde bir derviş, bir ermiş kemâline erişmiş.

KAYIP AYDINLANMANIN BİLİMSEL KEŞFİ

Starr’ın kitabı bilimsel ölçüler açısından üst düzeyde. Bütünüyle bilimsel yöntem, bilimsel inceleme ve bilimsel usavurmayla Orta Asya’nın Kayıp Aydınlanmasına ışık tutuyor. Orta Asya uygarlığının dünya uygarlık sürecindeki yeri yanında, Türklerin ve Farsların bilime ve kültüre insanlık ölçeğindeki katkıları ortaya konuyor. Kitabın tezlerinden biri beni çok mutlu etti. Kitaplarımda hep öne sürülmüştür: Batıda Siyaset Biliminin babası olarak kabul edilen Machiavelli’nin Prens’inden dört-beş yüzyıl önce Firdevsî’nin Şahname’si, Yusuf Has Hacip’in Kutadgu Bilig’i ve Nizamülmülk’ün Siyasetname’si vardı.

HORASAN’DAN GELENLERİN GETİRDİKLERİ

Türkiye’de kime sorsanız çoğunlukla “Horasan’dan geldiklerini” söyler. Ataları Horasan’dan gelmiştir ya da gelmemiştir, o kadar önemli değil, ama Türkiye topraklarında “Horasan’dan” getirilen büyük kültür mirasıyla tanışmış, buluşmuş ve hemhal olmuştur. O mirasın içinde devlet kurma, askerlik, bilim, felsefe, ahlâk, karakter, gurur, onur, vicdan vardır. Ancak Horasan’ın da kökleri var. Emevî uygarlık atağından sonra Abbasiler döneminde yükselişe geçen Orta Asya uygarlığının da Hint ve Çin’den, Yunan ve Arap âleminden beslenen kaynakları vardı.

BATI MERKEZLİ ÖNYARGILARIN CAN ÇEKİŞMESİ

Starr, Atlantik’in ötesinden bilimsel girişimiyle Batı merkezli önyargıları kıran bir eser üretmiş. İnsanlık, Asya Çağına girdi. Güneş artık doğudan doğuyor. Asya’nın ayağa kalkışı, Asya’nın uygarlık köklerini araştırma merâkını da ateşliyor. Batı Medeniyeti, Batı tepelerinin arkasında kaybolurken, Doğunun kaybolan uygarlıkları da gün yüzüne çıkıyor. Bu, özellikle Orta Asya Uygarlığı için geçerli. Çünkü Çin’in ve Hint’in inkârı pek mümkün değildi. Modern Batı’nın asıl gadrine uğrayan Orta Asya idi. 11-15. Yüzyıllarda yüzünü Orta Asya uygarlığına çeviren Batı’nın bilimsel çevrelerinde şimdilerde yeniden aynı ilginin yükseldiği görülüyor. Batı merkezli önyargıların yıkılmasına değerli katkılarda bulunan Starr’ı yeniden Türkiye’de ağırlamak ve O’nunla bu konuları söyleşmek ayrı bir mutluluk olacak.