Pes etmek yok!
Her aile çocuğunun okulda ve hayatta başarılı olmasını ister. Bunu yollarından biri de daha başında çocuğun yolunun açılması ve güdülenmesidir. Güdülenme (Motivasyon) üzerine yapılan araştırmalar, uzun vadeli özgüven ve azmin yalnızca doğuştan gelen yetenek değil, aynı zamanda ustalığa doğru bilinçli bir çalışmayla da mümkün olduğunu gösteriyor.
Aileler, bu yaz aylarında olduğu gibi çocuklarına yaz kursları, kulüpler ve takımlar aracılığıyla veya evde plansız zaman geçirerek güçlü yönlerini geliştirme fırsatları sunabilirler. Mesela kurslarda mekanik yetenek gösteren bir çocuk maket yapmayı sevebilir; seyirciyle vakit geçirmekten hoşlanan biri ise münazara veya tiyatro denemeleri yapabilir.
Okullarda öğrenci kolları bir fırsat olabilir. Tiyatro topluluğu, gazete topluluğu, gezi, müzik vs. toplulukları öğrencilere bir yol haritası olabilir. Önemli olan, çocuklara bir aktivite önermek ve bunu zorla kabul ettirmemektir; bu ters tepebilir ve kızgınlığa yol açabilir.
Aktiviteler çocukların zayıf yönlerinizi gidermek için güçlü yönlerinizi kullanmalarına neden olabilir. Bazen bir çocuk çıkmaza girer ve başarısız olduğunu düşünür. İşte tam da bu noktada anne-babalar şunu söyler: Her şeyde iyi olmak zorunda değilsiniz. Güçlü yönlerinizi hatırlayalım; bunlar, nerede katkıda bulunabileceğinizi anlamanıza yardımcı olabilir. Bir alandaki özgüven, başka bir alanda dayanıklılığı artırabilir.
Sözel olarak başarılı ancak yazmayı zor bulan bir çocuk, kalemini kâğıda koymadan önce fikirlerini yüksek sesle söylemekten faydalanabilir.
Duygusal zekası yüksek, dışa dönük ve yönetici işlevlerde zorlanan biri, akranlarının bir grup projesi etrafında bir araya gelmesine yardımcı olabilir, ardından organizasyon ve teslim tarihlerini yönetme konusunda başkalarına güvenebilir.
Bir çocuğun güçlü yönleri belirli bir göreve uygulanamasa bile, bir konuda iyi olduğunu bilmek, aşılmaz görünen bir engelle karşılaştığında ona destek olabilir.
Ailelerin çocukları hakkında konuştukları büyük etki yapar. Çocuklar sürekli olarak eksiklikleri hakkında mesajlar duyduklarında (o iyi bir okuyucu değil; o zaman yönetiminde berbat), bu kimlikler pekişebilir ve kendi kendini gerçekleştiren kehanetlere dönüşebilir.
Güçlü yönleri öne çıkaran ve tebrik eden bir aile kültürü (insanları nasıl iyilk yaptığınızı fark ettim; anlattığınız hikâyeleri seviyorum – hayal gücünüz beni her zaman şaşırtıyor!) olumlu bir benlik duygusu geliştirebilir.
Kutlamalar samimi olmalı, yoksa içi boş kalırlar. Torunlarım yaptıkları resimlerde, onlara neleri beğendiğimi ama aynı zamanda bana göre düzeltme yapılabilecekleri de söylerim. Bu şekilde resim okuması yaparız. Gerçek övgü anlamlıdır çünkü inandırıcıdır.
Özünde, çocuğumuzun başarılı/istekli ve yeterli olduğu alanların yani "yeterlilik adaları" çerçevesi, çocuklarımızı nasıl gördüğümüzü yeniden hayal etmemiz için bir davettir.
Odağımızı korkudan olasılığa, düzeltmeden geliştirmeye kaydırmamızı ister. Gençlerin başarmaları gerekenlerle ilgili mesajlarla bombardımana tutulduğu bir çağda, onlara zaten sahip oldukları şeyleri hatırlatabiliriz.
Adalarını belirleyip besleyerek, onlara kendi potansiyellerini derinleştirmenin bir yolunu gösteriyoruz ve bunu yaparken kendi kaygılarımızın bir kısmını da giderebiliriz. Çünkü hayat hiçbir zaman tekdüze değildir.