Şu çılgın Türkler!

Önce rahmetli Turgut Özakman’ı saygı ve vefa ile analım... “Şu Çılgın Türkler” adlı ölümsüz eserini bir solukta okumuştuk! Almanya çıkarmasında uzaklardaki çılgın Türklerle kucaklaştım, özlem giderdim. Türklüğümle bir kez daha gurur duydum... Hani Ata’mız bir sayfanın kenarına kendi el yazısı ile yazmıştı ya, “Türk budur: Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir!” Almanya’da güneşi gördüm... Hangi birini anlatayım? En az 20 roman olur!

ERDEM, ZERAFET VE İRADE ÜÇGENİ
Üç zarif ve cesur hanımefendi... Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD)’nin Nürnberg, Münih ve Mannheim Başkanları! Ayla, Mine ve Nil Hanımlar... Bermuda Şeytan Üçgeni değil, erdem, zarafet ve irade üçgeni! Aydınlık, nur yüzlü güzel insanlarımızı Atatürk’te birleştiriyorlar... Hem Alman devleti hem de Türk makamlarının diktiği bütün bariyerleri yerle bir ediyorlar. Tutabilene aşkolsun!

FRANKFURT’TA BİR KAPLAN!
Vatan Partisi Frankfurt temsilcisi Selma Karabacak! Bilgisayar mühendisi... Zekâsı yüzünden fışkırıyor. Plan, program, öngörü, önderlik 10 üzerinden 10! Frankfurt’ta yurtseverler salona sığmayınca, bilinen numara: “Bomba ihbarı!” Atatürk’ün evlatları korkacak, salon boşalacak. Hesap bu! Selma Hanım bir kaplan hızıyla kürsüye fırladı ve kükredi: “Biz buradayız; bir yere gitmiyoruz; neyiniz varsa patlatın!” Tüylerim diken diken oldu. Aşkolsun sana asil Hanımefendi!

ALMANYA’DA TÜRK FİLOZOF...
Krefeld’de “Eğitim, Kültür, Kaynaşma (EKİN)” Derneği’nin Başkanı bir akademisyen: Dr. Erol Alkanoğlu! Bilge bir insan, bir filozof gibi... Doğal bir saygı uyandırıyor. Yürekleri Türkiye için çarpan akademisyenleri örgütlemiş! Yurttaşlarımızım kendilerini geliştirmesi için çeşitli kurslar düzenliyorlar.
Dernek üyesi Mühendis Sedat Tuac’ın da aralarında olduğu bir grup ile sohbet ediyoruz... Sayın Tuac 40 yıldır Almanya’da! Entegrasyon meseleleri tartışılıyor. Lafa girdi: “Her şeyimi, canımı bile veririm ama Türk pasaportumu asla! O benim hayattaki en büyük servetim!” Yanlış anlaşılmasın! Alman vatandaşlığına geçen kardeşlerimizin durumunu çok iyi biliyoruz. Onların kalbinden Türklüğü dünyadaki hiçbir güç sökemez! Ben sadece Sedat Beyin hikâyesini naklettim...

ALMAN MECLİSİ’NİN KORKULU RÜYASI!
Vatan Partisi Almanya temsilcisi Beyhan Yıldırım... Siyaset bilimci! Evi kütüphaneyi andırıyor. Cevheri keşfeden Almanlar çengel atmak istiyorlar. Ama küpeli Cem ve benzerleri gibi köle ruhlu değil! Hani Atatürk demişti ya, “Ben bu millete her şeyi öğrettim ama uşaklık etmeyi öğretemedim!” Demek ki imalat hatası da olabiliyormuş! Vatanseverlik Beyhan kardeşimin genlerinde var; hücrelerine kadar nüfuz etmiş! O çile, gözyaşı ve onurlu bir mücadeleyi seçiyor. Tek başına Alman Meclisi’ni sarsıyor! Türk’e yönelik en küçük tecavüzde Almanya sokaklarını birbirine katıyor! Sakin, soğukkanlı, saygılı, insancıl ve kibar... Ama vatan söz konusu olunca, babasını tanımıyor!

HIZIR REİS
Anıt bir görev adamı! Her yerde o... Hızına kimse yetişemiyor. Bitmez tükenmez bir enerji! Beş parmağında beş marifet! Libero gibi... Bütün açıkları kapatıyor. Vazifeyi kutsal bilen bir ahlak anlayışı var. Ameliyat sonrasında sevgili eşini hastanede bırakarak yollara düştü. Başka bir şehirde kızının ve torununun bulunduğu evin önünden hızla geçerek uzaklaştık... O Ali Derya Doğan, bütün yaşamını ülkesine adamış!

YILLARA MEYDAN OKUYANLAR
Orhan Aksoy Almanya’da saygın bir sanatçı! Ucubenin (!) yaratıcısı ünlü heykeltıraşımız Mehmet Aksoy’un kardeşi! Birçok esere damgasını vurmuş. Sevgili Eşi Reyhan Hanımla birlikte 75’inci doğum gününü arabada kutladık! Çünkü bir yere yetişmek zorundaydık! Ben cep telefonumdan “Happy Birthday to You” şarkısını çaldım. Reyhan Hanım Orhan Bey için billur sesiyle sanat musikimizin seçmelerinden bir demet sundu... Orhan Ağabey, vatan, millet, bayrak sözcüğünü duyduğunda birdenbire 18 yaşında bir delikanlı oluveriyor! Eylemlerde, sanatçı kimliğini yansıtan pankartları ile hep en önde! “Ben Atatürkçüyüm, bu yüzden devrimciyim!” diyor... Allah nazardan saklasın!

GURBETTEKİ GÜZEL İNSANLARIMIZ
Nürnberg’e damgasını vuranlardan birisi de Başkonsolosumuz Sayın Yavuz Kül! Herkes bu yetenekli ve saygın diplomatımızdan bahsediyor... Türkler kendisini çok seviyor. Kısa sürede sorumluluk alanındaki Türkleri, ayırım gözetmeden kaynaştırmayı başarmış! Mütevazı, doğal, içi dışı bir ve samimi olduğunu söylüyorlar... Vatandaşlarımız çekinmeden kapısını çalabiliyormuş! Allah yolunu açık etsin!
Dedim ya ilk aklıma gelenler bunlar! Notlarıma baktım; sayfalara sığacak gibi değil... İlk fırsatta devam edeceğim... Onlardan öğrenecek çok ama çok şeyimiz var! Türkiye’yi bizden daha fazla düşünüyorlar... İnanın, Türkiye’deki bombalar onların yüreklerinde patlıyor! Ne olur, şu “Almancı” lafını terk edelim! Onlar bizim kanımız, canımız, ciğerimiz! Onlar bizim üstün tarafımız! İlk nesil ezildi ama şimdi Alman devleti çılgın Türkleri durdurmak için örtülü yöntemlere başvuruyor... Çünkü Türkler Almanya’yı yönetecek kadar yetenekli! Kesinlikle aşağıda değiller ve hızla yükseliyorlar... Bunun canlı tanığıyım ve onlarla gurur duyuyorum... Hepsini sevgi ve saygı ile selamlıyor, özlem ve coşku ile kucaklıyorum... Yolları ve bahtları açık, rüzgârları insaflı olsun!