Tarımda önemli dönüşüm-2

Cuma günlü yazımızda Bakan Faruk Çelik tarafından “Milli Tarım Seferberliği” ilan edildiğini açıklamış ve tarımımızın içinde bulunduğu sorunları analiz etmiştik. Bugün de 2017’de uygulamaya geçecek bu paketin içinde neler var,onları değerlendireceğiz.

DÖNÜŞÜMÜN TEMELİ

Bu dönüşümün ana ilkeleri şöyle:

| Tarımsal ürünlerde, tarımsal girdilerde ve hayvancılıkta gereksiz ithalatı ortadan kaldırmak. Yerli üretime geçmek.

| Çiftçiyi ve işletme sahiplerini destekleyerek topraktan satışa kadarki aşamaları sağlıklı bir zincir haline getirmek. Her halkanın mutlu olmasını sağlamak.

| Verimliliği sağlamak.

| Son 15 yılda iki Trakya büyüklüğünde (27 milyon dönüm) azalan tarımsal üretim alanımızı artırmak.

| Yani milli bir anlayışa geçmek ki bu da köklü bir dönüşüm demektir.

ÜRETİM BÖLGELERİ

Havza bazlı üretim sistemine geçiliyor. Hangi bölgenin hangi ürüne uygun olduğu belirlenmiş durumda. Ekim bu havzalarda hangi ürün ekilmesi gerekiyorsa o ekilecek. Alternatif ürünler de olacak. İhtiyaç neyse o üretilecek.

941 havza belirlenmiş durumda. Buralarda ekim yapılacak. Buralarda yapılacak ekimler ve belirlenmiş ürünler desteklenecek. 2017’de bu sistemin uygulanması ile tarımda 11 milyar liralık hasılat bekleniyor.

Bu sistemi belirlenmiş bölge ve belirlenmiş ürün sistemi olarak adlandırmak mümkün.

HAYVANCILIKTA İTHALATA SON!

Tarım ve hayvancılık ülkesi Türkiye’nin hayvancılıkta dışa bağımlı olması ve son 4 yılda 4 milyon baş canlı hayvanın ithal edilmesi ve bu ithalata 4 milyar dolar para ödenmesi hayvancılıkta da köklü bir değişimi gerekli kılıyor. Bunun için atılan ilk adım kamu ve özel sektör tarafından kurulacak damızlık çitlikleri.

İlk aşamada 22 ilde 20 tane damızlık çiftliği kurulacak. Biri hangi hayvan besiciliği yapmak istiyorsa damızlık çiftliğinden o hayvanı alacak ve üretecek. Yani besi hayvanlar artık ithal edilmeyecek bu besicilik çiftliklerinden temin edilecek.

Damızlık çiftliklerindeki besili hayvanların yarısı erkek yarısı dişi olacak. Erkekler besi olarak, dişileri süt ve damızlık için kullanılacak.

1980’de 85 milyon olan hayvan varlığımız 53 milyona düşmüş durumda. Bu alınacak tedbirlerle hayvan varlığımızın artırılması hedefleniyor.

YEM FİYATLARI

Damızlık çiftlikleri ile yerli hayvan varlığını yaratırken yem fiyatlarının da aşağıya çekilmesi için

Türkiye’nin her yerinde yem bitkileri de yetiştirilecek. Havza bazlı üretimin içinde yem üretimi de önemli bir tedbir olacak.

Hayvan otlak yerleri (meralar) hayvancılıkla uğraşanlara 20 yıllığına verilecek. Bunun için meraların ıslah edilmesi şartı aranacak. Köyün tamamı hayvancılık yapıyorsa meralar köy tüzel kişiliğine tahsis edilecek.

Bununla beklenen fayda 14.6 milyon hektar olan ( 40 yıl önce bu rakam 28.7 milyon hektardı) meraların ıslahı ve verimli kullanılması ve yem fiyatlarının düşürülmesi olacak.

Hayvan besiciliği ile hayvan varlığımızın artırılması ve üretim girdilerindeki maliyet düşüşleri ülkemizde tüketilen etin kilosunun 15 avrolardan aşağıya düşmesine sağlayacak.

ŞAP HASTALIĞI

Hayvancılığın en büyük belası şap hastalığı. Bunun zararlarını ortadan kaldırmak için alınacak önlemler şunlar:

| Şaptan ari bölge belirlenmesi. Antalya’dan Sinop’a uzanan bir sınırın batısı şaptan ari bölge olacak. Bu şekilde Türkiye’nin yarısı şap hastalığına karşı korumalı bölge olmuş olacak.

| Doğudan batıya hayvan geçişleri için üç merkez ilan edilecek. Bu merkezlerden sadece geçiş sağlanacak. Bu merkezlerde hayvanların gerekli kontrolleri yapıldıktan sonra batıya geçiş izni verilecek.

| Bu bölgede arilik sağlandıktan sonra doğu bölgesi için de aynı sistem uygulanacak.

TARIMDA GELİNEN NOKTA

Rusya, Almanya, Fransa, Ukrayna’dan buğday, İngiltere, Hırvatistan’dan arpa,Gürcistan’dan saman, ABD, Yunanistan, Türkmenistan, Hindistan’dan pamuk, ABD, Vietnam, İtalya, Tayland’dan çeltik ve pirinç, Arjantin’den soya, ABD, Arjantin, Brezilya’dan Mısır, Etiyopya, Bangladeş, Mısır, Çin’den kuru fasulye, Kanada’dan nohut ve yeşil mercimek, ABD, Ukrayna, Kanada’dan bezelye, Bulgaristan’dan kurbanlık koyun, Şili, Uruguay, Fransa’dan büyükbaş hayvan ithal eden ve dışarıya bağımlı olan ülkemizin tarımda milli ekonomiye geçmesi zorunludur. Son 15 yıldır ülkeyi yöneten AKP’nin bu seferberlik ilan etmesi de aslında bir itiraftır.

Bu kadim Anadolu toprakları dünyayı doyurabilecekken sanayi ülkelerinden tarım ürünleri ithal edilmesi bizim durumumuzu göstermeye yetiyor. Bu nedenle bundan sorumlu olan AKP de olsa nedamet getirip milli ekonomiye dönüşünü desteklemeliyiz. Bu seferberliğin tembelleşen köylümüzü de harekete geçireceğini umut ediyoruz!