TSK'ya sırtını dönenler iktidarda kalamaz

Harp prensiplerini hiçbir kurmay göz ardı etmez. Dokuz adettir: “Emir-Komuta Birliği, kuvvet konsantrasyonu, sadelik, taarruz, hedef, sürpriz (Baskın), manevra, emniyet, kuvvet tasarrufu. Hükümetin TSK ile ilgili yaptığı son düzenlemeler bu prensiplerin hayata geçirilmesini adeta imkânsız hale getirmektedir.

STRATEJİ YOKSA TAKTİKLER SİNEK VIZILTISIDIR
Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri MSB’ye bağlanarak “emir-komuta birliği prensibi” bozulmuştur. Ayrıca Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı bütünüyle sivilleştirilerek bir genel harpte ilave komuta sorunlarının ortaya çıkmasına neden olunmuştur. Hükümet sözcüleri gücün dağıtılması ile darbenin engelleneceğini ileri sürmüşlerdir. Ancak askeri doktrin, “kuvvet konsantrasyonu (siklet merkezi) prensibi” gereğince üstün gücün bir merkezde toplanmasını dikte eder. Anayasa ve yasalarla da çelişen yeni sistem belirsizlikler ve dağınıklık yarattığından ve ilave koordinasyon sorunları ortaya çıkardığından “sadelik prensibine” aykırıdır. Tek tek incelendiğinde, düzenlemelerin harp prensipleri ile uyum içinde olmadığı kolaylıkla fark edilmektedir.

BARIŞTA CAYDIRICILIK SAVAŞTA DARBE!
Stratejinin doruk noktası rakibinizi savaşmadan yenmektir. Silahlı kuvvetler barış döneminde bu hedefe caydırıcılıkile ulaşır. Barış ve savaş birbirini takip eden süreçlerdir. Sadece kullanılan vasıtalar değişir. Her savaşın içinde biraz barış, her barışın içinde biraz savaş vardır. TSK, geleneksel yapısıyla “düşmana korku, dosta güven vererek” barışta önemli bir caydırıcılık yaratıyordu. Şu andan itibaren sivilleşen ya da demokratikleşen ve geleneklerinden uzaklaşan bir ordu görüntüsü ile bu öne çıkan özelliği önemli ölçüde aşınmıştır. Ayrıca, yeni önlemler alınmadığı takdirde bir sıcak çatışmada en azından karar alma süreçleri uzayacağından nasıl sorunlarla karşı karşıya kalacağımızı şimdiden kestirmek çok güçtür. Ama geminin pruvası önünde çok sayıda engel vardır.

SİYASETE BULAŞAN ORDU
Kuvvetlerin MSB’ye, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın askerlikle tüm bağları koparılarak İçişleri Bakanlığı’na bağlanması ve YAŞ’ın bütünüyle iktidar partisinin denetimine verilmesi ile TSK’daki komutanların maddi ve manevi ağırlığı azalmıştır. Ayrıca atamaların da sivil makamlara bırakılması ile TSK’nın siyaset bataklığına saplanması yönünde önemli risk unsurları oluşmuştur.

SONUÇ
İmparatorluklar kurmuş bu büyük millet kendi içinden çıkmış kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri’ne eski saygınlığını ve tüm kurumlarını er geç geri verecektir. TSK’ya sırtını dönenler bu ülkede iktidarda kalamaz! TSK’nın komutanları da bu asil millete layık olacaklardır. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın!
Yazı dizimize Halk Ozanı Karaalioğlu’nun “Oğul” şiirindeki iki dörtlük ile son verelim: / Hocaya, hacıya darıldın tamam / Uzuna, kısaya kırıldın tamam / Bilmem mi çok çektin, yoruldun tamam / Ama mevzu vatan, bezilmez oğul! / Eğer dün bezseydi ecdadın, atan / Bugün olur muydu bu cennet vatan / Kıtadan kıtaya kılıç parlatan / Bir neslin torunu çözülmez oğul! /
Bizler de o şanlı neslin torunları olarak bezmeden, bıkıp usanmadan vatan ve Mehmetçik kavgasını son nefesimize kadar sürdüreceğiz…