Türkiye’nin önündeki büyük ekonomi fırsatları

Hiç kimse yüzünü Atlantik sistemine dönerek, Türkiye ekonomisi için bir çözüm bulamaz. Aksine gözleriniz Atlantik ufuklarına takılır kalırsa, çıkış yoluna sırtınızı dönmüş oluyorsunuz.
TÜRKİYE EKONOMİSİNİN GERÇEKLERİ
Önce Türkiye ekonomisinin görmezden gelemeyeceğiniz gerçekleri var:
- Borcu borçla çevirme dönemi arkada kalmıştır. Bunun anlamı, Atlantik’te deniz bitmiştir.
- Türkiye ekonomi için biricik çözüm, üretimdedir. Üretim ise, planlı karma ekonomidedir. Bugün Asya’da halkçı ve kamucu, yeni bir uygarlık yükseliyor. Türkiye’nin geleceği o uygarlığın içindedir.
- Türkiye’nin birinci ticaret ortağı Çin, ikincisi Rusya, üçüncüsü Almanya. Özeti, Türkiye ekonomisi Avrasya ile bütünleşmiş bile. Hiç kimse Türkiye’yi bu bütünleşme sürecinden koparabilecek güce sahiptir. Çünkü Avrasya ile bütünleşme, Türkiye ekonomisi için nesnel bir olgu. Düşününüz Türkiye’de hükümet Atlantik sistemine bağlı iken, ekonomi Avrasya ile bütünleşti.
- Türkiye’nin enerji güvenliği, Irak, İran, Azerbaycan, Rusya ve Suriye ile işbirliğindedir. Bu ülkelerle dostluk ve dayanışma, bir mecburiyet Türkiye için!
ASIL BÜYÜK FIRSAT
Asıl büyük fırsat ise güncel gelişmelerdedir.
Birincisi, ABD’nin İran’a yaptırım tehditleri. Dananın kuyruğu Kasım ayında kopuyor. İran, Türkiye’nin komşusudur ve yalnız ekonomide değil güvenlik alanında da iki ülke arasında dostluğu hiç kimse bozamaz. Türkiye, komşusuna yönelik yaptırımlara uymayarak enerji güvenliği ve ticarî alanda büyük olanaklar elde eder. Batı Avrupa bile, artık ABD’nin yaptırım dayatmasına boyun eğmiyor, İran ile ekonomik ilişkiler için yeni bir sistem kuruyor. Türkiye, İran’ın komşusu olarak İran ile ekonomik ilişkilerin köprüsü işlevini görebilir. Böylece ucuz enerji elde eder ve geniş İran pazarına kavuşur. Ayrıca Dünyanın İran ile ilişkilerinden büyük kazançlar sağlar. Ülkemizin kaybedeceği bir şey yoktur, ABD’yi zaten kaybetmiştir. ABD, Türkiye’yi düşman olarak görüyor. Bu durumda yalnız ekonomik düzlemde değil, siyasal düzlemde de Türkiye’nin ABD tehdidine karşı güvenilir dostlara ihtiyacı var. İran ile ortaklık, Türkiye için her alanda zorunludur.
İkincisi, ABD’nin Çin ile ticaret savaşı. Türkiye, Çin ile ticarette bazı ürünlerde ABD’nin yerini alabilir. Çin’in de Türkiye’nin dostluğuna ihtiyacı var. Her iki ülke ABD’nin beslediği bölücü terör örgütlerine karşı mücadele ediyor. Ekonomik işbirliği, teröre karşı işbirliğiyle bütünleşmekte ve birbirini desteklemektedir.
Üçüncüsü, ABD’nin Rusya üzerindeki baskıları ve yaptırımları. En son Ukrayna, Rusya merkezli Ortodoks kilisesinden ayrıldı ve Fener Patriğine bağlandı. Fener, bilindiği gibi ABD’nin güdümündedir. ABD’nin Rusya’ya yönelik ekonomik yaptırımları da Türkiye’ye geniş olanaklar sunmaktadır.
Dördüncüsü, Suriye’nin yeniden imarı. Devlet Başkanı Beşar Esad’ın yönettiği Suriye hükümeti, ülkesinin bütünlüğünü sağlama yolundadır. Suriye yeniden inşa edilecektir. Türkiye, sanayi birikimiyle, inşaat müteahhitliğinde kazandığı tecrübelerle, becerikli insan kaynaklarıyla komşumuzun imarında çok büyük iş olanakları üstlenebilir.
Beşincisi, ABD’nin Almanya’ya açtığı ticaret savaşıdır. Türkiye, en çok dışsatımı Almanya’ya yapıyor. ABD’nin Almanya’yı hedef alan ekonomik savaşından yararlanma olanaklarımız var. Bu olanak, yalnız ekonomide değil siyaset ve kültür alanında da değerlendirilebilir.
Altıncısı, Venezuela ve diğer ülkelere ABD yaptırımları. ABD, yalnız İran, Rusya, Çin ve Almanya’ya değil, dünyanın çok büyük bir bölümüne yaptırımlar uygulamaktadır. ABD yaptırımları öyle geniş boyutlara ulaştı ki, kendisine yaptırım haline geldi. Bu da Türkiye için bir fırsattır.
BÜYÜK İŞBİRLİĞİ OLANAKLARI
Sonuç: Türkiye, ABD’den medet umarsa, gerçek ekonomik ortaklarıyla arasına mesafeler koyar. ABD’nin Türkiye’yi yeniden denetim altına alma şansı yoktur. Ancak Türkiye’nin dostlarıyla olan ilişkilerini dinamitleme planları vardır. Bu planı bozmak, çok önemli. O zaman Türkiye, ABD yaptırım, baskı ve tehditlerine karşı koyan çok geniş bir dünyanın dostluğunu kazanma olanağına kavuşur. En son Washington yönetiminin Türkiye’ye baskıları karşısında Çin’den Almanya’ya uzanan geniş bir ittifak birikiminin ortaya çıkması, önümüzde izleyeceğimiz siyasetin ipuçlarını da vermektedir.
Türkiye’nin ABD ile ilişkilerini egemenliğe ve toprak bütünlüğüne karşılıklı saygı ve karşılıklı çıkara dayanan işbirliği çizgisine oturtmak da, Ankara’nın bütün dünya ile ilişkilerini cesaretle geliştirmesine bağlıdır.