Vehbi Koç: Planlı ekonomiye geçelim, KİT'leri satmayalım

Türkiye ekonomisinin düştüğü darboğazdan çıkmasının yolunu bu köşede zaman zaman anlatıyoruz. Aslında tek bir yol var. O da Atatürk çizgisidir. Nedir o çizgi? Muasır medeniyetin gerektirdiği dönüşümü yakalamak için dört başı mamur bir planlama. Oysa Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı'nın sitesine baktığımızda 2019'a girmiş olduğumuz halde 2019-2023 yıllarını kapsayan 11. beş yıllık kalkınma planından eser yok.

"Sanki bugüne kadar hazırlanan 10 ayrı kalkınma planındaki hedefler gerçekleştirilebildi de 11. ile kuş kondurulacak demeyin" plan plandır ve plan olmadan pilav da olmaz. 2019 her bakımdan dünyada büyük değişimlerin ve devinimlerin miladı olmaya aday bir yıl. O bakımdan bizim geleceği öngörerek stratejimizi ve en önemlisi de, Rüştü Bozkurt üstadımızın sürekli vurguladığı üzere, metodolojimizi iyi belirlememiz lazım.

MUTLAKA OKUYUN

Efendim başlık dikkatinizi çekmiştir. Biz niye döne döne plan, karma ekonomi filan diyoruz! Bakınız Türkiye'ye birçok işletme, sanayi tesisi, marka kazandırmış merhum iş insanı Vehbi Koç da meğer bizimle aynı görüşteymiş. Geçenlerde Vehbi Koç'un sağlığında kaleme aldığı iki ayrı kitabı ve bazı konuşmaları dernelip Vehbi Koç Vakfı tarafından "Vehbi Koç Anlatıyor" adıyla bir kitap olarak yayımlandı. Yapı Kredi Yayınlarından çıkan kitap Vehbi Koç Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Semahat Arsel hanımefendinin imzasını taşıyan bir mektupla adıma gazeteye gönderildi. Kitap elime geçer geçmez yoğun iş temposu ve mesleki okumalar el verdikçe okudum. Okudukça dost sohbetlerinde de atıflar yaparak okumayan arkadaşların kitabı edinmesini salık verdim. Çünkü Vehbi Koç gibi bir değerin görüşleri yeni nesile mutlaka aktarılmalı. Derlemede elbette birçok hikaye var. Bugün Türk toplumu bir vatansızlaştırılma saldırısı altında. Bazı zenginlerin yurtdışına servet kaçırdığı, çocuklarını başka ülke vatandaşı yaptığı, ülkede eğitim, hukuk ve demokrasinin hali malum olduğundan geleceği başka ülkelerde aradığı bir dönemdeyiz. Sadece zenginler de değil fırsatını bulan herkes kaçma derdinde...

'ÜLKEM VARSA BEN DE VARIM'

Oysa Osmanlı'nın son döneminde doğmuş, Birinci Dünya Savaşı koşullarını yaşamış, İstiklal Savaşında ailesi ile birlikte Müdafaa-i Hukuk Cemiyetine üye olmuş daha sonra uzun yıllar Cumhuriyet Halk Fırkası üyesi olarak kalmış bir müteşebbis olan Vehbi Koç'un tarihe kazınmış sözü unutuluyor: "Devletim ve ülkem var oldukça ben de varım, Koç Holding de var, yoksa bir sıfır oluruz."

Merhum Vehbi Koç'un kaleme aldığı kitapları ve konuşmalarından oluşan eserde dikkatimizi çeken ve meğer Koç da bizimle aynı görüşteymiş dediğim iki ana başlık oldu. Bunlardan ilki planlı kalkınma diğeri kamu iktisadi teşekkülleri..

Merhum Vehbi Koç 24 Temmuz 1975 yılında zamanın CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit'e hitaben yazdığı mektubunda şu önemli uyarıyı yapıyor: "Türkiye'nin kalkınması planlı ve karma ekonomi sistemiyle mümkündür. Bugün memleket sanayii iki sektörden meydana gelmektedir; devlet sektörü ve hür teşebbüs sektörü." Koç mehtubunda iktidarlar değiştikçe devlet sektörüne ait sanayinin durumunun her gün daha kötüye gittiğini de not etmiş.

KİT'LER OLMASA OLMAZDIK!

Vehbi Koç Anlatıyor adlı kitabın 1980 sonrasını ele alan bölümünde "Kamu İktisadi Teşekküllerini (KİT) Özelleştirmede Çok Dikkatli Olunmalı" başlığını görünce içim cız etti. Duayen iş insanı daha o zamanlar uyardığı halde geçen süreçte KİT'ler talan edildi...

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Türkiye Cumhuriyeti'ni kurduktan sonra hemen ekonomik bir savaş başlatığını ve zaferin ancak böyle kazanılacağı inancını o günkü topluma aşıladığını anlatan Vehbi Koç, "Askeri alanda olduğu gibi, ekonomik alanda da umudu yaratmasını bildi. Kamu iktisadi teşekkürleri onun eseridir" diyor.

Bugün yüz bin insanımıza ekmek kapısı olan, ihracat ve vergide ülke ekonomisindeki ağırlığı tartışılmaz Koç Grubu gibi bir eseri miras bırakan Vehbi Koç'un KİT'ler konusundaki uyarıları ve görüşleri ise şöyle: "KİT'ler olmasaydı, 1939-1945 arasındaki II. Dünya Savaşı yılları bizim için inanılmayacak kadar zor geçerdi. KİT'ler ülkenin sanayileşmesinde temel rolü oynamışlardır. Özel sektör, başlangıçta onlardan aldığı bilgi ve elemanlarla bugünkü hüviyetini kazanmıştır. Atatürk teşebbüse geçip bu yolu seçmeseydi, biz de olmayacaktık."

DEMOKRATLARIN SİYASİ HESAPLARI

CHP döneminde gelişen KİT'lere karşı Demokrat Parti döneminde hasmane bir durum izlenmesine rağmen en çok KİT'in Demokratlar zamanında kurulduğuna dikkat çeken Vehbi Koç bakın neler anlatıyor: "KİT düşmanı iktidarlar, KİT'lerin çoğalmasından memnundular, çünkü kendi adamlarını, kendi taraftarlarını oralara yerleştirmekte yarış halindeydiler... KİT'leri iktidarlar ekonomiye yük yapmışlardır... devlet işletmelerinin verimi de, karlılığı da siyasal müdahalelerin kurbanı olmuştur..."

'SATARSANIZ ÖZEL İYİLERİNİ ALIR'

Merhum Vehbi Koç, KİT'lerin özelleştirilmesi hususunda da şu tarihi uyarıyı yapmaktan geri kalmıyor: "KİT'leri satışa çıkarırsanız, özel sektör iyilerini almaya kalkar, kötüsü yine devletin sırtına kalır. Durumu ıslah edilemeyecek kuruluşlar varsa, devlet onları vakit kaybetmeden tasfiye etmelidir. Bunların dışında bütün KİT'ler modern işletme bünyesine kavuşturulmalıdır. İktidarların KİT idarelerine karışmamaları sağlanmalıdır. Devletin yapmaya mecbur olduğu işlerle ilgili (Devlet Demiryolları, PTT gibi) kar veya zarar etmeleri önemli değildir, yükünü bütçeden çekebiliriz... Devlet özel sektörle rekabete girmekten kaçınmalı, düzenleyici, destekleyici bir rolü benimsemelidir."

YABANCI SERMAYE HESABI!

Rahmetli Vehbi Koç'un bugün mütemadiyen "yabancı sermaye çekmeliyiz" demekten başka bir şey bilmeyenlere de bir çift sözü var kitapta. Bakın ne diyor; "Yabancı sermaye gelecekse amacı sizi ihya etmek değil, kar sağlamaktır. Sizin bu işte ne karınız olacağını, onlar değil siz hesaplayacaksınız."

Boş beleş yerli ve milli söylemlerini bırakıp yerli ve milli bir ekonomi için karma modelin birikimiyle geleceği planlamaya başlayalım...