Yaşar Atan

atanyasar@yahoo.de

Son Yazıları

Işığı hiç sönmeyen ozan

SANDOR PETÖFİ

“1823-1849 yılları arasında yaşayan ünlü Macar ozanı Sandor Petöfi; hem halkın belleğine kazınan içten şiirleriyle, hem bedenen, ülkesinin savunma savaşına katılımıyla önemli bir yönlendirici oldu... Ülkesi Macaristan, karısı Julia ve bütün halkların mutluluğu konusunda duyup dillendirdiği şiirleri, bütün dünyada büyük yankılar yarattı...

Yazının Devamı

Gerçekçi Macar ozanı İllyes

Gerçekçi Macar ozanı Gyula İllyes (1902-1983), toprak emekçisi bir aileden gelmektedir. Gençliğinde bir süre Fransa’da kaldı ve orada, yenilikçi ozanlarla yakın dostluklar kurdu: Aragon, Eluard, Breton vb…

Gyula İllyes’in dili, açık ve durudur... Gerek günlük yaşamla ilgili konuları, gerekse yaşlılık ve ölüm izleklerini işleyen şiirleri, yalın söylemlerle örülmüştür. Birçok şiir yazdı. Fransızca olarak yazdığı şiirlerin yanında, tiyatro oyunları ve gezdiği ülkelerle ilgili anı yazıları da vardır.

Yazının Devamı

Umutların ozanı Attila Jozsef

“Macaristan’ın evrensel boyutta ünlü birkaç ozanından biri olan Attila Jozsef, 1905- 1937 yılları arasında yaşadı.. Macaristan’da pekçok sokak, meydan ve de üniversiteye onun adı verildi.

Çamaşır işçisi bir anne ve toprak emekçisi bir babadan dünyaya geldi. Hep yoksul yaşadı. Ve de daha otuz iki yaşındayken, bir şiirinde öngördüğü gibi, raylar üstünde canına kıydı!

Yazının Devamı

Bitmeyen Acıların Şairi; Heine

1797-1856 yılları arasında yaşayan Heinrich

Heine (Haynriş Hayne); ülkemizde pek

Yazının Devamı

Bitmeyen Acıların Şairi; Heine

1797-1856 yılları arasında yaşayan Heinrich

Heine (Haynriş Hayne); ülkemizde pek

Yazının Devamı

Dost Acılarıyla Yüklü Bir Ozan

Alman ozanı Nelly Sachs (Neli Saks), 1891 yılında Berlin’de doğdu. Son yıllarını İsveç’te geçirdi.

Bütün ailesi ve yakın dostlarından ayrılmanın acısını da bütün yakıcılığıyla şiirlerine yansıtıyordu...

Yazının Devamı

Bitmeyen çilelerin ozanı: Heinrich Heine

1797-1856 yılları arasında yaşayan Heinrich Heine (Haynriş Hayne), ülkemizde pek tanınmamasına karşın dünyaca ünlü en büyük birkaç Alman şairinden biridir. Ne var ki Yahudi kökenli olduğundan, çoğu kez Alman toplumunda dışlandı ve Fransa’ya göç etmek zorunda kaldı. Orada birçok ünlü düşünür ve sanatçıyla kalıcı dostluklar oluşturdu; zaman zaman onlarla sanatsal üretimini sürdürdü..

Heinrich Heine

Yazının Devamı

O yanık ozanın son isteği

SANDOR PETÖFİ

Yazının Devamı

Ünlü ozandan sevgi dizeleri

Bu haftaki konuğumuz dünyaca ünlü Macar ozanı Endre Ady’nin kısaca özyaşamı:Dünya edebiyatının da büyük ozanlarından sayılan Macar ozanı Endre Ady, 1877-1919 yılları arasında yaşadı. Hukuk eğitimini bitirir bitirmez de, gazeteciliğe başladı. Sevgilisi Adel, onun yazarlık ve ozanlık sürecinde en yakın yoldaşı oldu ve Leda adıyla ölümsüzleşti. Ady; ilk başlarda Fransız sembolist akımının etkisinde kaldı.

Endre Ady1914 yılında, I. Dünya Savaşı başlayınca Ady çok üzüldü. Çünkü o daha değişik ve insanlık yararına güzel oluşumlar bekliyordu!..Ady; kendisine karşıt olanların çok ağır eleştirilerine uğradı. Ne var ki kendine çok yakın bir ozan olarak algıladığı Endre Ady’yi, büyük bir sevgiyle bağrına basan Macar halkı, onun ölümüne çok ağladı... Şiirleri okul kitaplarına girdi: Pek çok yere anıtları dikildi.Ve günümüzde de artık Macar halkı, onun hasımlarından birini bile anımsamıyordu...Aşağıda ondan çevirdiğim iki şiiri sunuyorum:GÖZLERİNE BAKIYORUMKırışmış avuçlarıma alıyorum,Severekten ellerini usul usul.Artık yaşlanmış gözlerimle, Hep senin gözlerine bakıyorum.Ebeden dededen kalan bu hep aynı koşu,Bitti bitecek bu topraklar üstünde...O yüzden bir sığınak yok mu diyorum, yok muHani şu son demlerimde ve baş başa seninle?Usulca severekten ellerini, Kırışık avuçlarıma alıyorum.Gitgide yaşlanan gözlerimle, Hep senin gözlerine bakıyorum.Acep kaç gün bırakırlar daha beni,Seninle böyle baş başa, bilemem kiAma hep gözlerine bakıyorum gene de,Böyle ellerini tutaraktan, hep ellerini…(Çeviren: Yaşar Atan)***BİRAZCIK İYİLİK ADINAAzıcık İyilik kalmışsa daha içimde benim,Ağlayıp sızlanmadan Tanrım, hemen söyleyim: Hükmü benden sonra da sürüp gitsin bu iyiliğin!Nice güzelliklerle yüklüydüm hani ilk geldiğimde.Çekip aldı ellerimden tümünü senin dünyan.Çaresiz bir acı koydu yüreğime.Bana bir zamanlar bakar bakar da sevinirdin.Gene bırakma beni bundan böyle de Tanrım,Hani beni sevmeyen o adamların ellerine.Gerçi çoktan çekip gitti Günah ve Zaman Ve ben de alıp başımı giderken Tanrım, Nolur, içimde biraz da İyi Şeyler kalsın…(Çeviren: Yaşar Atan)*** Dünyamızın güzelliğini sık sık şiirlerle paylaşsak, diyorum... İyi haftalar dileğiyle iki şiirimi sunuyrum:GURBET MENEKŞESİ Ta uzaklardan duydum sesiniTopraktan daha dün püskürüp çıkmışAkdeniz mavisiYaprakları yeşile çalmışGurbet menekşesiEğildim kokladım da kokladımBüktü boynunuAkdenizli çiçekler anladımGöçmen topraklarındaKokmuyordu.

Yazının Devamı

Oduncu Amca ve son yolculuğu

MÖ VI. yüzyılda yaşayan Afyonkarahisarlı Ezop‘un Anadolu halklarından duyup derlediği masallardan birini şiirleştirip sunuyorum.

İyi haftalar dileğiyle...

Yazının Devamı

Bir alakarga ve çocuklar

Anadolu halklarından duyup derlediği, özellikle hayvan ve biraz da insan içerikli masallar aracılığıyla, her yaştan insanı eğiten ve bu yolla bir felsefe oluşturan dünyaca ünlü masalcı (fabl’cı) Ezop; MÖ VI. yüzyılda yaşadı.

Doğup büyüdüğü yer de, Afyonkarahisar’a bağlı Emirdağ ilçesiydi.

Yazının Devamı

Gerçeklerin ozanı: Gyula İllyes

Ünlü Macar ozanı Gyula İllyes (1902-1983), toprak emekçisi bir aileden gelmektedir. Gençliğinde birsüre Fransa’da kaldı ve orada, yenilikçi ozanlarla yakın dostluklar kurdu: Aragon, Eluard, Breton vb…

Gyula İllyes’in dili, açık ve durudur... Gerek günlük yaşamla ilgili konuları, gerekse yaşlılık ve ölüm izleklerini işleyen şiirleri, yalın söylemlerle örülmüştür. Birçok şiir yazdı. Fransızca olarak yazdığı şiirlerin yanında, tiyatro oyunları ve gezdiği ülkelerle ilgili anı yazıları da vardır.

Yazının Devamı

Bir Troya öyküsü ve iki şiir

Yunanistanlı kent krallarından Odisseus, katıldığı Troya savaşından tam yirmi yıl sonra dönebildi yurduna... Ne var ki ülkesini ve sarayını sömürürücü asalaklar sarmıştı onun yokluğunda!.. Onlardan kimliğini gizlemek için, yaşlı bir dilenci kılığına bürünüp eski çobanı Eumayos’la buluştu. İki gün sonra da karısı kraliçe Penelopeya’yla evlenebilmek için kendi sarayına çöreklenmiş o arsız damat adaylarının yanına gitti...

SÜTANASI ONU ESKİ YARA İZİNDEN TANIDI!..Sözde dul kalan karısıyla evlenmek isteyen damat adayları; dilenci kılığındaki Odisseus’a, sözle ve elle ağır saldırılarda bulundular. Durumu büyük bir üzüntüyle öğrenen kraliçe Penelopeya, tanımadığı bu yaşlı konuğu odasına getirtti hemen. Kim olduğunu bilmediği yabancıyla epeyce sağdan soldan konuştu... Yaşlı konuk; kendisinin kral Odisseus’u tanıdığını ve onun yakında döneceği muştusunu verdi kraliçe Penelopeya’ya. Bu habere çok sevinen kraliçe, hemen sarayın dadısı Eurikleya Nineyi çağırttı. Bitkin ve yorgun konuğun iyice yıkanmasına, giyinip kuşanmasına yardımcı olmasını istedi ondan...

Yazının Devamı

Egeli Masalcı Ezop ve iki şiir

Anadolu halklarından duyup derlediği, özellikle hayvan ve biraz da insan içerikli masallar aracılığıyla, her yaştan insanı eğiten ve bu yolla bir felsefe oluşturan dünyaca ünlü masalcı (fabl’cı) Ezop; MÖ VI. yüzyılda yaşadı.

Doğup büyüdüğü yer de; bazı verilere göre, Afyonkarahisar’a bağlı Emirdağ ilçesiydi.

Yazının Devamı

Müzisyen Orfeus’un serüvenleri

Müzisyen Orfeus’un sevgilisi güzel Euridike; kötü niyetli bir delikanlıdan kaçarken, üstüne bastığı bir yılanın sokmasıyla, tanrı Hades’in Ölüler Ülkesi’ne göçüp gitti...

Sevgilisi müzisyen Orfeus da, lirini çala çala, Ölüler Ülkesi’ni yöneten karı-koca tanrıların; Persefone ile Hades’in yanına varabildi.

Yazının Devamı

Şiirlerinde yaşayan ozan

Bu yazımızın konuğu, ünlü Macar ozanı Endre Ady’nin kısaca özyaşamı:

Günümüzün de büyük ozanlarından sayılan Macar uyruklu Endre Ady, 1877-1919 yılları arasında yaşadı. Hukuk eğitimini bitirir bitirmez de, gazeteciliğe başladı.

Yazının Devamı