06 Mayıs 2024 Pazartesi
İstanbul 11°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Ankara’da taktik savaşları

İsmet Özçelik

İsmet Özçelik

Gazete Yazarı

A+ A-

Havalar soğurken, Ankara ısınıyor. Eldeki bütün kozlar masaya konmaya başladı.

Partiler, Cumhurbaşkanlığı, genel ve yerel seçimleri kazanmak için formül üretmeye çalışıyor. Tam anlamıyla taktik savaşı yaşanıyor.

“Kazanmak için her yol mubah” anlayışı hakim. Böyle giderse “kurallı” bir mücadele değil, “kuralsız” bir dövüş yaşanacak.

AKP UYGUN ZAMAN KOLLUYOR

AKP sonuç almak için en uygun zamanı kolluyor. AKP için çalışan kamuoyu araştırma kuruluşları sürekli mesaide. Her ihtimal değerlendiriliyor. Yarın seçim olacakmış gibi hareket ediliyor. Ama kesin karar için hâlâ ışığın görülmesi bekleniyor.

Değerlendirmelerin sürekli güncellendiği bildiriliyor.

Bütün çalışmalar “Beştepe” merkezli. Başbakan Binali Yıldırım “misafir sanatçı” rolünde. Bu aralar yurt dışı gezileri tercih ediyor.

“Huzur için sık sık Ankara’dan uzaklaştığını” iddia edenler de var.

AKP’DE KILIÇDAROĞLU GAYRETİ

16 Nisan halk oylaması öncesinde “Hayır” oyları öndeydi. Zaman daraldıkça Beştepe’de ve AKP genel merkezinde gerilim yükseliyordu. Propagandayı yönlendiren ekip kamuoyu araştırma şirketlerinin yöneticileriyle toplantı üstüne toplantı yapıyordu.

Kampanyanın Kılıçdaroğlu üzerinden sürdürülmesi ve “Erdoğan-Kılıçdaroğlu oylamasına dönüştürülmesi” görüşü benimsendi. Buna uygun bir kampanyaya geçildi.

Kılıçdaroğlu durumu tam anlayamadığı için Erdoğan’ın sürekli kendini hedef almasından şikayet ediyordu. “Halk oylamasında ben değil, anayasa değişikliği oylanacak” deyip durdu.

Taktik başarılı oldu. Sonuç tartışmalı da olsa kıl payı “Evet” önde çıktı.

YİNE AYNI TAKTİK

Önümüzdeki dönemde büyük olasılıkla erken seçim var. Erdoğan bir yandan geniş kesimleri etkileyecek paketler açıklıyor. Diğer yandan da Kılıçdaroğlu’nu mindere çekmeye çalışıyor.

Her gün ekranlarda. Beştepe’deki konferans salonu seçim propaganda bürosu gibi. Kürsüye çıkıyor başlıyor konuşmaya.

Konuşmasının birkaç dakikasını toplantının gündemine ayırıyor ve sözü bir şekilde Kılıçdaroğlu’na getiriyor. Bazen alakasız da olsa fark etmiyor.

Kılıçdaroğlu’nu yumuşak karın olarak gördüğü çok belli.

Anlayacağınız aynı taktik yine devrede. Seçim denklemi Kılıçdaroğlu üzerine kuruluyor.

İNCE HESAP

Erdoğan izlediği ince taktikle, CHP içinde Kılıçdaroğlu’nun konumunu pekiştiriyor. Diğer yandan da onu hedef alıp seçimi yine Erdoğan-Kılıçdaroğlu seçimi haline getirmeye çalışıyor.

Kılıçdaroğlu parti içinde gücünü arttırdığı için memnun. Ama aynı memnuniyet Erdoğan ve AKP’de de var.

KILIÇDAROĞLU KALIN

Tabi Erdoğan’ın tuzağını anlayanlar da yok değil. Tecrübeli CHP’liler durumun farkında. Kılıçdaroğlu’nun sadece CHP’ye oy veren yüzde 25 içinde güçlü olduğunu ifade ediyorlar.

Son dönem için uyarıları da var. “Yüzde 25’in de aşağıya doğru hareketli” vurgusu yapıyorlar.

“Erdoğan resmen CHP ile oynuyor. Yakında CHP kurultayı var. Kılıçdaroğlu’na rakip çıkacak biri de görünmüyor. Erdoğan ona saldırdığı için parti tabanı sahip çıkıyor. Zaten Erdoğan’ın istediği de bu. Kılıçdaroğlu hep CHP’nin başında kalsın itiyor” diyorlar.

BAHÇELİ’NİN DURUMU

MHP’nin kaderini AKP ile birleştirdiğini söylemiştim. Görüştüğüm MHP’liler, “Şu anda başka çaremiz yok” görüşünde. Koşullara teslim olmuş durumdalar.

Halkta, Erdoğan’a karşı “milli bir aday” talebi yüksek.

Türkiye’nin büyüyen sorunlarının ancak toplumun bütününü kucaklayan bir Cumhurbaşkanı ile çözüleceği düşünülüyor. Bu çerçevede siyasi partilere yönelik baskı da artıyor.

Ankara’da taktik savaşları sürse de sonucu halk belirleyecek.

“Bütün çıkışlar kör çıkmazlarda bulunur” sözü çok kullanılmaya başlandı.

İzliyoruz..!