06 Mayıs 2024 Pazartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Darbe tutmadı Moody's verelim

Evren Devrim Zelyut

Evren Devrim Zelyut

Eski Yazar

A+ A-

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, Venezuela'nın kredi notunu düşürdüğünü duyurdu.

Moody's'ten yapılan açıklamada, Venezuela'nın yabancı ve yerli para cinsinden kredi notunun "Caa3" seviyesinden "C" seviyesine düşürüldüğü, görünümünün "negatif"ten "durağan"a çekildiği belirtildi.

Türkiye’nin arkasından Venezuela’nın da notunun düşürülmesi ister istemez iki ülke arasındaki önemli bir benzerliği akıllara getirdi. Bu benzerlik iki ülkenin de ABD kökenli darbe girişimlerine maruz kalmaları.

VENEZUELA DA NE OLMUŞTU?

Ülkenin son on beş yılına baktığımızda, 11 Nisan 2002 günü Bolivarcı Venezuela Cumhuriyetinin anayasal Devlet Başkanı Hugo Chávez’i devirmek için Fedecámaras adlı işveren sendikası tarafından protestolar ve genel grev ile başlayan olaylar 11 Nisan 2002 günü çıkan çatışmalarla Başkan Chavez’in tutuklanmasına neden olmuştu. Ancak halkın ve hükümet yanlısı ordu birliklerinin desteğiyle darbe püskürtülmüş, Chávez 14 Nisan 2002 sabahı yeniden göreve dönmüştü.

Bu tarihten sonra bu sefer de başkan Nicolas Maduro döneminde ülkenin en büyük üçüncü kenti Valencia'daki bir askeri üste yaşanan hareketlilik ve eski bir yüzbaşı liderliğindeki silahlı kişilerin yayınladıkları videoyla halkı ayaklanmayla çağırması gündeme gelmişti. Ordu ile alakası olmayan bu girişimin tamamen bir algı operasyonu olduğu anlaşılmış, güya ordunun da isyan ettiği izlenimi verilmek istenmişti. Amacı "Bolivarcı devrimi" yıkmak ve ülke petrollerine konmak isteyen büyük batılı şirketlerin fonladığı sivil toplum kuruluşları ile bağlantılı olan bu hareket de kısa sürede ordu ve halk işbirliğiyle bastırılmıştı.

Venezuela’nın bu direnişi ABD’nin şimşeklerini üstüne çekmiş, 2017 Ağustos ayında Başkan Donald Trump Venezuela'ya karşı yeni ekonomik yaptırımlar uygulanması için Başkanlık Kararnamesini imzalamıştı.

Bu kararla ABD vatandaşlarının ve ABD’li şirketlerin Maduro'yla ticari ilişki kurması yasaklanmış, Venezuela’dan önemli isimler yaptırım kapsamına alınmış, devlete ait petrol şirketi izole edilmeye çalışılmıştı. Böylece Venezuela halkının refah düzeyine darbe vurularak iktidarın düşmesi hedeflenmişti.

İKİNCİ ÖRNEK TÜRKİYE

15 Temmuz 2016 yılında Türkiye’de hükümeti değiştirmek için hain bir darbe girişimi yapan FETÖ planlarının merkezinin de neresi olduğu herkesçe malum. Bu girişim de tıpkı Venezuela örneğinde olduğu gibi halk ve devlete sadık ordu birliklerince önlenmişti. Darbe girişimin başarısız olmasından sonra makro ekonomik dengelerinde bir sıkıntı yok iken büyük bir acele ile 20 Temmuz 2016’da S&P 23 Eylül 2016 tarihinde de Moody’s Türkiye’nin notunu kırmışlardı. En son Moody’s hızını alamayarak 8 Mart 2018’de Türkiye'nin kredi notunu "Ba1"den "Ba2"ye düşürmüştü.

AMAÇ SİYASİ YOLDAN DÜŞMEYEN ÜLKELERİ EKONOMİK YOLDAN DÜŞÜRMEK

Bu noktada Venezuela’nın sıkıntılı ekonomik tablosu nedeni ile not indirimini hak ettiğini savunan iktisatçıların atladığı ya da görmek istemediği bir konu var. Batı, darbelerle değiştiremedikleri ülkeleri, kredi notları gibi finansal enstürmanları kullanarak değiştirmek istiyor. Bahsettiğimiz ülkelerdeki ekonomik yapıları, bu ülkelere olan yatırım akışlarını keserek, izole ederek, daha kötü duruma sokmak istiyor. Ancak Türkiye güçlü ekonomik yapısı ve doğu ile yaptığı stratejik ortaklıklarla bu girişimleri boşa çıkartırken, ne yazık ki Venezuela ekonomisi zorlu günler geçirmektedir.

MOODY’S VE ABD KOL KOLA

Konuyu açıp, isim koymak gerekirse, ABD ve Moody’s kol kola girmiş, siyasi olarak yapamadıklarını ekonomik olarak yapmaya çalışmaktadır diyebiliriz. Şebeke çok basit işliyor: ABD askeri/siyasi darbe yapıyor, olursa ne ala. Olmaz ise yaptırımlar devreye giriyor, ekonomi sıkıntıya düşüyor, bu esnada Moody’s devreye giriyor not kırıyor. Moody’s notunu gören küresel yatırımcılar ilgili ülkeye girmiyor, böylece dış sermayeye ihtiyaç duyan ekonomi daha da bozuluyor.

Moody’s raporunda dikkatimizi çeken bir bölüm var. Raporda Moody’s, ABD'nin Venezuela üzerindeki yaptırımları nedeniyle ülkenin kendi borcunu yeniden yapılandırması veya finanse etmesinin imkansız olduğu bilgisine yer verip ayrıca, Venezuela'daki seçimlerin adil bir şekilde yapılmaması durumunda ABD'nin yaptırımları artırabileceği uyarısında bulunarak kaba bir tabirle Venezuela’ya adeta ayar çekmeye çalışmıştır.

Moody’s gibi kredi derecelendirme kuruluşlarının siyasete ne kadar bulaştığını artık dünyada bilmeyen yok. Ancak bu kuruluşların bilmediği iki gerçek var:

Birincisi, Rusya ve Çin yükselirken tek kutuplu dünya uygulamalarının modası artık geçmiştir. Ekonomik ya da siyasi olarak sıkıştırmak istedikleri ülkeler yalnız değildir.

İkincisi halkların bilgiye kavuşması dijital çağda zor değil ve bu da onların örgütlenmesini daha kolay kılarak, dış müdahalelere karşı güçlü bir savunma oluşturuyor.

Önümüzdeki yıllarda kredi derecelendirme kuruluşlarının yerini yeni ölçme mekanizmalarının alacağı bir döneme gireceğiz ve bu nesnel olmayan notlar da, notları veren piyonlar da tarihe karışacak.