Erdoğan İhvan’da da yenilgiyi kabul edecek

Temmuzun hemen başı. İslamcı bir tanıdıkla özel sohbetteyiz.
AKP medyasında genel yönetmen.
Önemli bir “kulis” bilgisi çıtlattı.
“Türkiye Mısır’la barışıyor. Genel mutabakat çoktan sağlandı.”
“Fakat Mısır tarafı acele etti.”
Aklıma ilk gelen soru: Barışmak için mi?
Değilmiş. Mısır’ın acelesi “diyet” tahsilatı içinmiş.
***
Muhatabım “nasıl”ı anlattı: “Mısır muhaberat ekibi İstanbul’a geldi.”
Tarih de verdi: İslam İşbirliği Örgütü İstanbul Zirvesi sırasında (14.4.2016).
Sebebi ziyaretleri: Türkiye’ye bir liste vermişler. 50 kadar İhvan yöneticisini kapsıyor.
Mısır’ın talebi: “Bu isimleri bize teslim edin.”
Muhatabımın yorumu: “Bizimkiler hazır değildi.”
***
Burada biraz duralım. Bilgi özetlemesi yapalım.
Bir: İhvan, şu ünlü Müslüman Kardeşler.
Mısır’ın devrik cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin örgütü.
Hemen bütün Arap ülkelerinde faaliyette.
İki: AKP hükümetinin Mısır’la temasta olduğunu duyuyorduk. Demek ki ilerleme sağlanmış.
Üç: Anlaşılan, pazarlık masasına İhvan da konulmuş. Mısır’ın iade talebi bunun işareti.
Dört: AKP, İhvan’ın “kelle”sini verecek kıvama henüz gelmemiş.
***
Bu konuşmadan bir-iki gün sonra. İslamcı medyada bir haber dolaştı. 4 Mayıstan (2016) itibaren.
İki vurgu öne çıkarıldı: “Türkiye’deki İhvan liderleri Sudan’a kaçıyor.”
“Mısır’a iade edilmekten korkuyorlar.”
***
Sonuç: AKP hükümeti kendini çıkmazda görüyor. Mısır’la barışmak zorunda.
Siyasi ve ekonomik mecburiyetler böyle gerektiriyor.
Fakat: İhvan liderlerini teslim etmenin de ideolojik maliyeti var.
Hem kendi içinde, hem de Sünni dünyada.
***
Malum: İhvan, Sünni dünyada ana akım sayılır.
Bir tür İhvan enternasyonalinden söz etmek bile mümkün.
Çünkü: İslamcı hareketlerin çoğu İhvan meşrebdir.
Yani: Din ve siyaset anlayışları ortaktır. Bir kısmı da İhvan’la organik bağ içinde.
Türkiye’deki Milli Görüş hareketi de öyle. İhvan dairesinde kabul edilir.
***
Aslında: Mısır’la barışma bu yüzden gecikiyor.
Yoksa: Tayyip Erdoğan’ın en hasarlı alanı Mısır değil. Hatta en hafifi.
Fakat: İdeolojik maliyet Erdoğan’ı yavaşlatıyor.
Zaten İsrail’le riskli bir adım attı. “Filistin hassasiyeti”nin AKP’de hâlâ ölmediği görüldü.
Bir de: “İhvan’ı satan lider” olmaktan çekiniyor.
Görünen: İhvancılar iade değil, sınır dışı edilecekler.
Sonuç: İhvan’ın Türkiye’den Sudan’a mülteci turizmi bir AKP organizasyonudur.
***
İhvan çerçevesinde diğer gelişmeler de şöyle.
Malum: Hamas, İhvan’ın Filistin şubesi.
Liderleri Halit Meşal, Şam’da kalıyordu.
İran, Suriye ve Hizbullah’la ittifak halindeydi.
2011 Suriye krizinde Hamas bir tercih yaptı.
Meşal tebdili mekan eyledi: Şam’dan Katar’a doğru.
Bu ara en sık gittiği ülke Suudi Arabistan.
En son Suudilere söz verdi: “Artık İran’dan silah almayacağız” diye.
Fakat Mahmud Zahhar ve ekibi buna karşı.
Zahhar, sadece siyasi değil, askeri kanatta da etkili.
***
Bir diğer “yarılma” Mısır İhvanı içinde.
Mursi’nin devrilmesinden sonra 3-4 kanat oluştu.
Türkiye’dekiler bile 2 parça.
Ayrılık, bu seneki iftarlara bile yansıdı.
Her kanat ayrı iftar verdi.
***
Suudiler İhvan tarlasında “hasat” peşinde.
Bilinir: Suudi hanedanı İhvan’ı hep tehdit kapsamında gördü.
Mursi’nin devrilmesine açık destek verdiler.
Riyad’ın hesabı: İhvan’ı kendileri hesabına ehlileştirmek.
Bu kapsamda bir iftar düzenlediler. Birkaç gün önce.
Davetliler: Tunus’tan İslamcı lider Raşid Gannuşi.
Hamas lideri Halid Meşal.
Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Yusuf Karadavi.
Üç de İhvan dairesinde.
***
Bir not daha: Hapisteki Mursi’nin hukuki statüsü değişti artık.
Eğer cumhurbaşkanı kalsaydı... 15 Haziran (2016) itibariyle görev süresi doldu.
Artık: İhvan dünyası, “Mursi görevine dönsün” diyemeyecek.
Buna bizimkiler de dahil...
Son söz: Erdoğan cenahında daha neler göreceğiz...