ABD'de İran karmaşası: Trump yönetimi yaptırımları durdurdu
Trump yönetimi, İran’a yönelik yeni yaptırımları sessizce askıya aldı. Karar, ABD içerisinde süregelen bir çatışmanın da parçası. İran nükleer programının hız kazandığı iddia edilirken ABD'nin "azami baskı" politikası belirsizlikle karşı karşıya.
ABD'nin İran’a yönelik yeni yaptırımları durdurulmuş durumda. Talimatın geçen hafta Beyaz Saray’dan geldiği belirtildi. Wall Street Journal (WSJ), bu tür direktiflerin normal şartlarda Ulusal Güvenlik Konseyi (NSC) ya da Hazine Bakanlığı tarafından yapıldığını vurguladı. ABD yayınına konuşan “içeriden” bir kaynak, Başkan Donald Trump’ın Tahran'a “azami baskı” politikasının şu anda “yerinde saydığını” söyledi.
İran yaptırımları sadece Batı Asya’yla sınırlı değil; Çin başta olmak üzere Japonya, Avrupa, Hindistan ve Güneydoğu Asya ile olan ilişkileri de doğrudan etkiliyor. İran petrolünün yüzde 90’dan fazlası hâlen Çin'e satılıyor.
NSC ÇÖKMÜŞ DURUMDA
WSJ'ye göre kararın neden NSC ya da Hazine Bakanlığı yerine Beyaz Saray Basın Sözcüsü Karoline Leavitt tarafından açıklandığı sorusu, içerideki karmaşaya işaret ediyor. Trump yönetiminin NSC'den 100'den fazla personeli izne çıkarması sonrası görev dağılımı hâlâ netleşmedi. CBS'in haberine göre NSC'nin iletişim birimi fiilen dağılmış durumda. Bu boşluğu Beyaz Saray Basın Sözcülüğü dolduruyor.
Yaptırımların askıya alındığı iddialarına ilişkin Beyaz Saray, açık bir yalanlama yapmadı. Ancak Basın Sözcüsü Yardımcısı Anna Kelly, “Yaptırımlarla ilgili yeni kararlar, Beyaz Saray ya da ilgili kurumlar tarafından duyurulacaktır.” dedi.
EN AZ ÜÇ ADIM ENGELLENDİ
Talimat, kısa süre önce Hazine Bakanlığının olağan bir yaptırım hamlesinin durdurulmasının hemen ardından geldi. O tarihten bu yana en az iki yeni yaptırım planı daha rafa kaldırıldı. 21 Mayıs’tan bu yana İran’a yönelik yeni hiçbir ABD yaptırımı ilan edilmedi.
Bazı yetkililer bu durumun sadece yeni yaptırımların daha dikkatli değerlendirilmesi anlamına geldiğini savunuyor. Ancak daha geniş kapsamlı bir duraklamadan endişe edenler de var. Özellikle İran politikası şahinlerinden olan bazı isimlerin gelişmelerden habersiz olduğu belirtiliyor.
NE KADAR KAPSAMLI?
Belirsizlik sadece süreyle sınırlı değil. Bu duraklama yalnızca yeni yaptırımları mı kapsıyor, yoksa mevcut yaptırımların uygulanmasına yönelik adımları da mı etkiliyor sorusu gündeme geliyor. WSJ, İran’ın petrol satışına yönelik yaptırımlar ve Katar’da bloke edilen fonlar gibi büyük kalemlerin değişmeden kalmasının beklendiğini vurguluyor. Ancak daha net bir yönlendirme olmadan belirsizlik sürecek gibi görünüyor.
“Trump yönetimi, İran’la nükleer görüşmeler devam ederken tansiyonu yükseltmek istemiyor.” diyen WSJ şu yorumları sıralıyor:
“Ancak İran’ı masaya getiren de bu baskıydı. Çin’e yapılan petrol satışlarını bozmaya başlayan son yaptırımlar da henüz yeni sonuç vermeye başlamıştı. Bu noktada frene basmak, pazarlık gücünü kaybetme riski taşıyor. Başkan Trump’ın kendi sözleriyle, 'Bir masaya en güçlü konumda oturmak istiyorsanız, elinizdeki baskı kozunu kaybetmemelisiniz.' Peki Trump, göreve gelir gelmez başlattığı 'azami baskı' politikasını şimdi kendi eliyle mi zayıflatıyor?”
UAEA'NİN İDDİALARI
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA), geçen hafta sonu İran’ın on nükleer bomba yapabilecek kapasiteye yaklaştığı iddiasında bulundu. Kurumun yayımladığı raporda, İran'ın yüksek miktardaki zenginleştirilmiş uranyum stokunun, Tahran'ın istemesi hâlinde on nükleer bombanın çekirdeğini oluşturacak şekilde hızlandırılabileceği öne sürüldü. Stokun son üç ayda yaklaşık yüzde 50, üretim hızının da yüzde 60 oranında artarak askeri kullanım seviyesine yaklaştığı iddia edildi.
İsrail, raporun İran'ın nükleer programının barışçıl olmadığını ortaya koyduğunu savundu. Başbakan Binyamin Netanyahu, “uluslararası toplumu İran'ı durdurmak için derhal harekete geçmeye” çağırdı.
RAPOR SİYASİ AMAÇLI, TEHDİT İSRAİL
İran Dışişleri Bakanlığı ise raporu “siyasi saiklerle atılmış gerekçesiz bir adım” olarak nitelendirdi. Açıklamada, Batı’nın siyasi hedefleri olmasaydı, İran’ın UAEA ile işbirliğine rağmen “böylesi adil olmayan bir raporun yayımlanmayacağı” ifade edildi. Raporun, “Siyonist rejimin sunduğu sahte belgelere” dayandığı belirtildi.
Tahran, UAEA’nın Yönetim Kurulu toplantısında alınacak kararlardan doğacak sorumluluğun ilgili ülkelere ait olacağını vurguladı. Ayrıca raporun “mesleki standartlardan yoksun” olduğu ve ABD’nin nükleer anlaşmadan çekilmesi ile Avrupa’nın taahhütlerini yerine getirmemesine değinmediği ifade edildi.
İran, nükleer silahlara sahip olmasına rağmen uluslararası denetime tâbi olmayan İsrail’in, kendi barışçıl programını tehdit ettiğini ve UAEA’nın bu tehdide karşı sessiz kalmasını da kınadı.
Öte yandan İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi, Tahran'ın Umman aracılığıyla ABD'den nükleer anlaşmaya ilişkin yeni bir teklif aldığını ve yanıtın hazırlandığını açıkladı.
Davut yıldızlı yüzüğüyle gündem olmuştu: Hizbullah şahini Ortagus'a yol göründüDünya
Colorado’da İsrail yanlısı gösteriye saldırı: Molotof kokteyliyle hedef alınan eylemde 8 kişi yaralandıDünya
Tel Aviv Ben Gurion Havalimanı yine hedef alındı: Yemen'den yatırımcılara İsrail'i terk edin uyarısıDünya