05 Mayıs 2024 Pazar
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Avrupa Birliği’nin koronavirüsle sınavı

Ali Rıza Taşdelen

Ali Rıza Taşdelen

Gazete Yazarı

A+ A-

Avrupa Birliği (AB) ülkeleri yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı mücadelede kötü bir sınav verdi. En azından bugüne kadar. Önümüzdeki günlerde bir değişiklik yaşanır mı? Umarız yaşanır.

Geçen hafta, Dünya Sağlık Örgütü koronavirüsü “pandemi” (salgın) olarak değerlendirdi ve “Avrupa koronavirüsün merkezi haline geldi” açıklamasında bulundu. Çin tüm gücüyle salgına karşı savaşırken Avrupalı seyretti hatta yer yer dalga geçtiler; yok Çinliler yarasa yiyormuş, kedi köpek yiyormuş gibi bilimsel yaklaşımlardan uzak bir tutum içindeydiler. Kısa sürede dünyayı saran tehlikenin farkında değillerdi.

Salgının İtalya’yı sarması ve kasıp kavurması Avrupalıyı telaşa düşürdü. Ama çok geç kalmışlardı. Uzaktan ve sessizce Çin’i izleyen Avrupalı liderler aynı vurdumduymaz tavırla İtalya’da yaşanan drama da kayıtsız kalmışlardı.

NEOLİBERAL AB İTALYA’YI YALNIZ BIRAKTI

Tehlike Fransa, Almanya ve İspanya olmak üzere tüm yaşlı kıtayı sarmaya başlayınca uykudan uyandılar. Tam bir panik başlamıştı. Ülkeler arasında dayanışma hak getire! Her ülke kendi derdine düştü. Almanya koruyucu sağlık malzemelerinin ihracatını yasaklıyor, Fransa ise kendi hastaları için ülke içindeki tüm stoklara el koyuyordu. Fransız Yeşiller partisinin Avrupa Parlamentosu Milletvekili Yannick Jadot katıldığı bir televizyon programında AB ülkelerini egoistlikle suçladı. Bu ülkeler “İtalya ile sağlık malzemelerini, ilaçlarını, maskelerini ortak kullanıma sunmalı ve dayanışma içinde olmalıydı” dedi.

Batı kendi arasında dayanışma göstermedi. Gerek AB ülkeleri kendi arasında gerekse ABD-AB arasında dikenli teller örüldü, gümrükler kapatıldı, uçak seferleri iptal edildi. İnsanı merkezine almayan, kâr ve çıkarı amaçlayan, bireyci ve egoist bir sistem olan Neoliberalizmin bu salgınla birlikte bir kez daha iflas ettiğini gördük.

DEVLETÇİ, KAMUCU ÇİN YARDIMA KOŞTU

Neoliberal Avrupa ülkeleri İtalya’yı yalnız bırakırken, devletçi ve kamucu bir sistemi uygulayan insanlık cephesinin onurlu üyelerinden Çin, Ulusal Sağlık Komisyonu ve Çin Kızılhaç’ı tarafından Covid-19 salgınına karşı mücadelede tecrübe kazanmış sağlık ekibini 31 ton tıbbi malzemeyle İtalya’ya gönderdi.

İtalya Dışişleri Bakanı Luigi Di Maio, “Çin’in, ülkesine salgınla mücadelede yardımcı olması için tıbbi uzmanlar ve malzeme göndermesini takdirle karşıladığını” söyledi. “Dayanışma dediğimiz şey budur” açıklamasında bulundu.

Dünya Sağlık Örgütü Genel Sekreteri Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, “Çin’deki sert önlemlerin işe yaradığını” söyledi. “Sert” kelimesinden sanırım şunu anlamak gerek: “Merkezi devlet” refleksiyle Çin bu salgının üstesinden geldi. Genel Sekreter, bu yöntemin, yani “yalnızca devlet mekanizmasının tamamının dahil olduğu kolektif, koordine edilmiş ve kapsamlı bir yaklaşımla bu salgının azaltılabileceğini gösterdiğini” kabul ediyor.

KABUSA DÖNEN AB RÜYASI

Refahın, dayanışmanın, insan hakları ve demokrasinin merkezi olma iddiasıyla yola çıkan, kendi aralarındaki sınırları kaldıran AB ülkeleri, tehlike kapıya dayanınca kendi aralarındaki sınırları kapatarak Schengen Anlaşmasını da pratikte rafa kaldırdılar. Polonya, Slovakya, Danimarka ve Çekya sınırlarını tamamen kapatırken Avusturya ve Macaristan İtalya ile sınırlarını kapattılar. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise AB sınırlarının tamamen kapatılmasını gündeme getirdi.

Vaka ve ölü sayısı artınca-ki katlanarak artmaktadır- iyice panikleyen Avrupa ülkeleri, her biri kendi çıkarları doğrultusunda tedbirler almaya başladı. İspanya Olağanüstü hal ilan etti. Başbakan Pedro Sanchez “mecbur kalınmadıkça seyahat edilmemesi ve sokağa çıkılmaması” çağırısında bulundu. Fransa başta olmak üzere 7 AB ülkesi ana okulundan üniversitelere kadar tüm okulları kapattı. Tüm sportif faaliyetler durduruldu. 100 kişinin üzerindeki her türlü toplantı yasaklandı, konserler ve müze ziyaretleri iptal edildi. Fransa Başbakanı Edouard Philippe Cumartesi gece 12:00’den itibaren kafe, bar, diskotek ve restoranlarla birlikte gıda satışı yapan marketler, benzin istasyonları gibi zorunlu ihtiyaçları karşılayan ticari işletmelerin dışındaki tüm işletmelerin kapatılmasına karar verildiğini açıkladı.

Almanya Başbakanı Angela Merkel, Almanya’nın yüzde 60’ına koronavirüs bulaşma ihtimali olduğunu, İngiltere Başbakanı Boris Johnson İngiltere’de pek çok ailenin sevdiklerini zamanından önce kaybedeceğini söylerken, Fransa Cumhurbaşkanı “Yaşlıları ziyaret etmeyim” çağırısında bulundu. Avrupalıya cennet vadeden AB rüyası kabusa dönüşmüş durumda.

Söz konusu insan yaşamı. Umarız bu felaket Avrupalı liderlerinin aklını başına getir; bir taraftan kendi vatandaşını korurken diğer taraftan AB ülkeleri kendi arasında bir dayanışma geliştirir.