Bölgenin güvenlik anlayışı ortaklaşıyor
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Doha’da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı-Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi öncesinde İranlı mevkidaşı Abbas Erakçi ile sohbet etti.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Al Jazeera Arapça ve Katar TV'ye değerlendirmelerde bulundu. Katar’ın başkenti Doha'da katıldığı İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT)-Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi Dışişleri Bakanları Toplantısı'nın ardından konuşan Fidan, bölge ülkelerinin sadece Filistin meselesiyle değil, İsrail'in yayılmacılığıyla karşı karşıya olduğunu belirtti. Fidan, "İsrail yayılmacılığının arkasında yatan iki sebep var. Birincisi, İsrail'in topraklarını genişletip büyük İsrail'i kurmak. İkincisi ise bölgedeki ülkeleri zayıf, etkisiz, özellikle İsrail'e komşu olan ülkeleri, bölünmüş vaziyette bırakmak." dedi. Önceki gün de Mısır ve İran bölgede ortak bir güç oluşturmak için çağrıda bulunmuştu.
‘DAHA SAĞLAM TEMELLERE OTURTMALIYIZ’
"Sadece Filistin meselesiyle değil, İsrail'in yayılmacılığıyla karşı karşıyayız." diyen Fidan, en son saldırının Katar'a yapıldığına ve asıl odaklanılması gereken büyük problemin bu olduğuna dikkati çekti. “Yani bölgesel güvenliğimizin daha sağlam ve kurumsal temellere oturtturulması gerekiyor.” diyen Fidan, “Bölgede hiç kimse hiç kimsenin güvenliğini tehdit eder durumda olmamalı. Bölge egemenlik, güvenlik ve toprak bütünlüğü gibi sorunları aşmış olmalı. Ama İsrail'in şu andaki saldırgan politikası tamamıyla bu noktalar üzerine odaklanmış durumda." ifadelerini kullandı.
‘ARAP-ULUSLARASI KOALİSYONU’
Filistinli gruplar, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT)-Arap Birliği Olağanüstü Zirvesi'nde, İsrail'in yaklaşık 2 yıldır Gazze'de sürdürdüğü soykırım savaşını durduracak bir "uluslararası koalisyon"un oluşturulması çağrısında bulundu.
Filistinli gruplar adına HAMAS'ın Telegram hesabından yapılan açıklamada, Katar'ın başkenti Doha'da İİT-Arap Birliği Olağanüstü Zirvesi yapıldığı belirtildi.
Gazze’de İsrail'in yaklaşık iki yıldır sürdürdüğü "soykırım savaşını" durdurmak için acil ve kolektif adımlar atılmasının talep edildiği açıklamada, Gazze'de akan kanın durdurulmasının zirvede birinci öncelik olması gerektiğine vurgu yapıldı.
Gazze'deki soykırım savaşının durdurulması için hem İsrail'e hem de destekçilerine baskılar kuracak bir "Arap-Uluslararası Koalisyonu" oluşturulması çağrısının yapıldığı açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Filistin halkı, kendilerini tehcir etmek amacıyla katleden bir soykırım savaşına maruz kalıyor. ABD'nin destekleri ve himayesinde gerçekleşen bu savaş, Filistinlilerin kimliklerini, varoluşlarını ve ulusal haklarını ortadan kaldırmayı hedefliyor."
İsrail’in yürüttüğü savaşın yalnızca Filistin halkını değil, tüm Arap ve İslam dünyasının güvenlik ve istikrarını tehdit ettiği belirtilen açıklamada, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hükümetinin, bölge genelinde saldırgan ve yasa dışı bir politika izlediğine dikkat çekildi.
İsrail'e karşı baskı araçlarının kullanılması çağrısında bulunulan açıklamada, petrol silahının kullanılması ve Arap ülkelerinin İsrail'e yaptırımlar uygulamasının yanı sıra caydırıcı diğer bazı yaptırımlar için uluslararası toplumun da harekete geçirilmesi gerektiğine işaret edildi.
‘Arap Gücü’ formülü
İran ve Mısır ortak güç tartışmasını derinleştirdi. İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Başkanı Ali Laricani, zirvesi öncesinde sert uyarılarda bulundu. Laricani, “Hiçbir somut adımın atılmadığı, sonuçsuz konuşmalarla dolu konferanslar, tıpkı BM Güvenlik Konseyi toplantıları gibi işgalcinin suçlarını sürdürmesini fiilen teşvik ediyor.” dedi. İranlı yetkili, İsrail’i durdurmak için İslam ülkelerinin en azından ortak bir “operasyon odası” kurması gerektiğini vurguladı. Bu adımın, İsrail’e destek veren güçleri de endişeye sevk edeceğini, onları politikalarını yeniden gözden geçirmeye zorlayacağını belirtti. Laricani sözlerini şu çağrıyla tamamladı: “Filistin’de aç ve mazlum Müslümanlar için bugüne kadar hiçbir şey yapmadınız. Hiç değilse kendi yok oluşunuzu önlemek için küçük de olsa bir karar alın.”
Londra merkezli Al-Quds Al-Arabi'ye göre de Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, saldırıya uğrayan herhangi bir Arap devletini koruyabilecek bir hızlı müdahale gücü için Arap ülkelerinden destek sağlamaya çalışıyor. Gazete, önerinin Doha'da düzenlenen Arap zirvesi öncesi diplomatik temaslarda dile getirildiğini ve İsrail'le gerilimi artırmaktan ziyade, savunma amaçlı bir şemsiye olarak sunulduğunu belirtti.
ANA ORTAK RİYAD
Benzer ayrıntılara yer veren Filistin merkezli Ma'an haber sitesi de Kahire'nin bu güce 20 bin civarında Mısırlı asker göndermeyi planladığını yazdı. Planın ilerlemesi durumunda ise Suudi Arabistan'ın ana ortaklardan biri olması öngörülüyor. Ma'an, görüşmelerin devam ettiğini bildirdi.
FAS VE CEZAYİR DE MASADA
Hizbullah'a yakınlığıyla da bilinen Lübnan gazetesi el-Ahbar'ın alıntı yaptığı kaynak ise “Arap Gücü”nde diğer bölgesel ve siyasi unsurların da rol oynayacağını ve Fas ile Cezayir'den askerlerin de katılımının söz konusu olabileceğini vurguladı. Kaynak sözlerini şöyle sürdürdü: "Mekanizma, gerektiğinde gücün konuşlandırılmasına izin vermeli ve bölgesel politikaları dengeleyerek Arap devletlerinin ve ordularının yapısını yansıtacak şekilde oluşturulmalıdır."
