Çin otomotiv sektörü yeni denge arayışında: Tedarik zinciri krizi, aşırı kapasite ve iç piyasa baskısı derinleşiyor
Çin, küresel elektrikli araç pazarında liderliğini pekiştirirken, içeride teşviklerin tükenmesi, bayilerin stok baskısı ve nadir toprak ihracatında yaşanan kısıtlamalar, otomotiv sektöründe yeni bir denge arayışı sürecine girdi.


Çin’in küresel otomotiv sektöründeki etkisi, hem yerel pazar dinamikleri hem de uluslararası tedarik zincirleri üzerinden son dönemde daha belirgin hale geldi. Ülkedeki otomobil üreticileri bir yandan sıfır emisyonlu araç pazarında önemli bir üstünlük kurarken, diğer yandan iç piyasada stok baskısı, teşvik fonlarının tükenmesi ve aşırı üretim kapasitesi gibi yapısal sorunlarla karşı karşıya kaldı. Aynı zamanda Çin'in nadir toprak elementleri üzerindeki ihracat kontrolleri, dünya genelindeki otomobil üreticilerini zorlar hale geldi.
TEDARİK ZİNCİRİNDE NADİR TOPRAKLAR KRİZİ
2025 Nisan ayında yürürlüğe giren ve mıknatıs içeren nadir toprak metalleri kapsayan ihracat kısıtlamaları, Çin'in küresel otomotiv tedarik zincirindeki kritik rolünü daha da pekiştirdi. Çin Ticaret Bakanlığı tarafından uygulanan yeni kurallar kapsamında ihracatçılar, nadir toprak metalleri içeren ürünler için izin almak zorunda kaldı. Ancak bu izin süreçleri oldukça yavaş ilerliyor ve başvuruların çoğu ya bekletiliyor ya da doğrudan reddediliyor. Bu durum, elektrikli araç motorları, hoparlör sistemleri ve cam kontrol panelleri gibi parçalarda kullanılan bileşenlerin tedarikinde önemli aksamalara neden oldu.
İhracat kontrolleri yalnızca Çin’in iç politikasını değil, aynı zamanda Avrupa ve Kuzey Amerika’daki otomobil üreticilerinin parça akışını da doğrudan etkiledi. Alternatif tedarik kaynaklarının kısa vadede mümkün olmaması, özellikle elektrikli araçlarda kullanılan mıknatıs temelli motor sistemlerinde darboğaz yaşattı.
İÇ PAZARDA KRİZ DERİNLEŞİYOR
İç pazarda ise Çinli otomobil üreticileri ciddi bir stok fazlası baskısıyla karşı karşıya. Çin Otomobil Bayileri Derneği, bazı üreticilerin pazarlama hedeflerine ulaşmak için bayilere aşırı miktarda araç gönderdiğini ve bu durumun "stok yığılması" sorununu beraberinde getirdiğini açıkladı. Dernek, üreticilere bu tür uygulamalardan vazgeçme çağrısı yaparken, bu stratejinin bayilerin faaliyetlerini sürdürülebilirlik açısından tehdit ettiğine dikkat çekti. Araçlar üzerindeki yoğun baskı nedeniyle bazı bayilerin ellerindeki stokları zararına satmak zorunda kaldığı, bu nedenle piyasada sağlıksız fiyatlandırmaların yaygınlaştığı bildirildi.
Bazı şehirlerde bayiler sıfır kilometre görünümünde araçları aslında ikinci el olarak piyasaya sürerek fiyatları dengelemeye çalışıyor. Ancak bu uygulama, tüketici güvenini zedeliyor ve satış sonrası değer kaybına yol açabiliyor.
TEŞVİKLER TÜKENDİ BAZI ŞEHİRLERDE SÜBVANSİYONLAR ASKIYA ALINDI
Öte yandan, Çin’in bazı şehirlerinde otomobil alımına yönelik sübvansiyon programları askıya alındı. Zhengzhou, Luoyang, Shenyang, Changsha, Ningbo ve Chongqing gibi büyük şehirlerde uygulanan takas indirimleri ve vergi teşvikleri, fonların tükenmesi nedeniyle durduruldu. Çin merkezi hükümeti tarafından yılın ilk yarısında tüketimi canlandırmak amacıyla tahsis edilen yaklaşık 300 milyar Yuan'lık bütçenin 162 milyar Yuan'ı kullanıldı. Ancak bazı araç satışlarında "sıfır kilometreye çevrilmiş ikinci el araç" uygulamalarıyla teşviklerin kötüye kullanıldığı ve bu nedenle fonların beklenenden hızlı tükendiği iddia edildi. Çin Ticaret Bakanlığı’nın, bu tür uygulamalara karşı yeni düzenlemeler hazırlığında olduğu belirtildi.
Teşviklerin askıya alınması, hem tüketici talebinde kısa vadeli bir düşüşe hem de otomobil üreticilerinin yerel satış hedeflerinde revizyona neden oldu. Fonların yeniden tahsis edilip edilmeyeceği ise belirsizliğini koruyor.
ELEKTRİKLİ OTOMOBİLLERDE DÜNYA LİDERLİĞİ
Küresel çapta ise Çinli üreticiler sıfır emisyonlu araç (ZEV) pazarında dikkat çekici bir ivme yakaladı. ICCT (International Council on Clean Transportation) tarafından yapılan bir araştırmaya göre, Çinli markalar dünya genelindeki ZEV satışlarının yüzde 50’sinden fazlasını oluşturuyor. 2024 yılı sonunda Çin’de aylık sıfır emisyonlu araç satışları 1 milyon adedi geçerek rekor kırdı. Bu satışların yüzde 70’inin yalnızca beş marka tarafından gerçekleştirildiği belirtiliyor. BYD, Tesla’yı geride bırakarak en çok satış yapan marka olurken, Geely ve SAIC gibi diğer üreticiler de 2025 hedeflerini şimdiden tutturdu.
Çin, bu başarısını büyük ölçüde iç pazardaki hızlı elektrikli araç adaptasyonuna, agresif fiyatlandırmaya ve yerli batarya üretim kapasitesine borçlu. Ancak sübvansiyonların kısıtlanması ve tedarik zinciri aksamaları, bu yükselişi frenleyebilir.
AŞIRI KAPASİTE UYARISI
Ancak Çinli üreticilerin ihracat pazarlarındaki büyüme planları, iç pazardaki sorunlar ve küresel tedarik zincirinde yaşanan darboğazlarla birlikte denge arayışına girdi. Geely Yönetim Kurulu Başkanı Li Shufu, Chongqing Otomotiv Forumu’nda yaptığı konuşmada, küresel otomotiv endüstrisinin ciddi bir "aşırı kapasite" sorunuyla karşı karşıya olduğunu söyledi. Bu değerlendirme sonrası Geely’nin yeni fabrika planlarını askıya aldığı bildirildi.
Shufu’nun açıklamaları, üretimin talep üzerindeki baskısına ve sektörün kendi kendini tüketen bir büyüme modeline saplandığına dair bir uyarı olarak yorumlandı. Özellikle elektrikli araç üretiminde arzın, gerçek talebin çok ötesine geçmesi dikkat çekiyor.
KÜRESEL GÜÇ İÇSEL SINAV
Çin’in küresel otomotiv sahnesindeki ağırlığı, hem yenilikçilik hem de kaynak kontrolü bakımından dikkat çekiyor. Ancak üretim kapasitesinin piyasa taleplerini aşması, tedarik zincirinde yaşanan darboğazlar ve teşvik fonlarındaki belirsizlikler, sektörün sürdürülebilir büyümesini tehdit ediyor. İçerideki yapısal sorunlarla küresel avantajlar arasındaki bu dengesizlik, önümüzdeki dönemde Çin otomotiv sektörünün rotasını belirleyecek en önemli unsur olarak öne çıkıyor.