BEV ve PHEV pazarında güç dengesi değişti: Elektrikli otomobil satışlarının yeni lideri belli oldu
Elektrikli otomobillerde küresel rekabet hiç olmadığı kadar sert. Çinli markalar satış rakamlarında liderliği alırken, Avrupa ve ABD pazarı bu yükselişe karşı yeni stratejiler geliştiriyor. Türkiye ise TOGG ile bu rekabete dâhil olmaya hazırlanıyor.
Dünya genelinde elektrikli araç satışları yükselişte. Nisan 2025'te hem tam elektrikli araçlar (BEV) hem de şarj edilebilir hibritler (PHEV) pazarı büyümeye devam etti. Çin'in liderliği sürerken, ABD ve Avrupa pazarı gelişmeleri de dikkat çekici.
KÜRESEL BEV ve PHEV SATIŞLARI ARTIYOR

Elektrikli araç pazarı, 2025 yılının Nisan ayında büyümesini sürdürdü. BEV (bataryalı elektrikli araç) satışları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 39,4 artarak 1 milyon 30 bin 468 adede ulaştı. Bu, 291 bin 156 yeni elektrikli aracın trafiğe katılması anlamına geliyor. PHEV (şarj edilebilir hibrit) pazarı da yüzde 34 büyüyerek 567 bin 986 adet seviyesine çıktı. Toplamda 144 bin 119 yeni PHEV aracı yollara çıktı. 225'in ilk 4 ayında ise BEV satışları yüzde 39 artışla 3,79 milyon adede ulaşırken, PHEV satışları yüzde 30,9 yükselerek 2,1 milyon adet seviyesini gördü.
ÇİN PAZARI AÇIK ARA ÖNDE
Ocak–Nisan 2025 döneminde BEV satışlarının yüzde 57,5’i Çin kaynaklı gerçekleşti. PHEV satışlarında ise Çin'in payı yüzde 69,4 gibi ezici bir seviyeye ulaştı. ABD, BEV satışlarında yüzde 9,8, PHEV satışlarında ise sadece yüzde 5,4 pay ile Çin'in oldukça gerisinde kaldı. Avrupa ülkeleri arasında Almanya, BEV ve PHEV pazarının yüzde 4,2’sini elinde bulundururken; İngiltere BEV’de yüzde 3,8, PHEV’de yüzde 3,2 pay aldı. Fransa BEV pazarında yüzde 2,7 ile beşinci sırada yer alırken, İspanya PHEV satışlarında yüzde 1,4’lük paya sahip.
Nisan 2025’te En Çok Satan Elektrikli Araçlar (BEV)
- Tesla Model Y – 57 bin 219 adet
- BYD Seagull / Dolphin Mini – 37 bin 769 adet
- Wuling Mini – 36 bin 341 adet
- Geely Geome Xingyuan – 36 bin 270 adet
- Xiaomi SU7 – 28 bin 615 adet
- BYD Yuan Plus / Atto 3 – 27 bin 255 adet
- Wuling Bingo – 25 bin 620 adet
- Tesla Model 3 – 23 bin 734 adet
- Geely Panda Mini – 17 bin 831 adet
- BYD Yuan Up / Atto 2 – 17 bin 220 adet
Tesla Model Y, küresel liderliğini korurken, Çinli markaların listeye yoğun biçimde girdiği görülüyor.
2025’in İlk 4 Ayında En Çok Satan Elektrikli Araçlar (BEV)
- Tesla Model Y – 259 bin 152 adet (pazar payı yüzde 6,8 )
- Tesla Model 3 – 143 bin 358 adet (pazar payı yüzde 3,8)
- BYD Seagull / Dolphin Mini – 127 bin 817 adet (pazar payı yüzde 3,4)
- Wuling Mini – 125 bin 526 adet (pazar payı yüzde 3,3)
- Geely Geome Xingyuan – 125 bin 485 adet (pazar payı yüzde 3,3)
- Xiaomi SU7 – 104.536 adet (pazar payı yüzde 2,8)
- BYD Yuan Plus / Atto 3 – 85 bin 015 adet (pazar payı yüzde 2,2)
- BYD Yuan Up / Atto 2 – 75 bin 311 adet (pazar payı yüzde 2,0)
- Wuling Bingo – 65 bin 772 adet (pazar payı yüzde 1,7)
- Xpeng M03 – 61.340 adet (pazar payı yüzde 1,6)
Tesla Model Y, yılı açık ara lider götürürken, Xiaomi SU7 gibi yeni modeller kısa sürede ciddi satış rakamlarına ulaştı.
Nisan 2025’te En Çok Satan Şarj Edilebilir Hibritler (PHEV)
- BYD Song Plus / Seal U – 31 bin 920 adet
- BYD Song Pro – 19 bin 702 adet
- BYD Qin Plus – 18 bin 709 adet
- Li Auto L6 – 16 bin 755 adet
- Chery Fengyun T6 / Tansuo 06 – 16 bin 86 adet
- BYD Seal 06 – 14 bin 511 adet
- BYD Qin L – 12 bin 131 adet
- Aito M9 – 11 bin 288 adet
- BYD Song L – 11 bin 152 adet
- Galaxy Starship 7 – 11 bin 114 adet
BYD markası, ilk üç sırayı ve toplamda altı modeli listeye sokarak PHEV pazarında açık üstünlük sağladı. 2025’in İlk 4 Ayında
En Çok Satan PHEV Modelleri
- BYD Song Plus / Seal U – 109 bin 952 adet (pazar payı yüzde 5,2 )
- BYD Song Pro – 88 bin 962 adet (pazar payı yüzde 4,2)
- BYD Qin Plus – 71 bin 685 adet (pazar payı yüzde 3,4)
- BYD Qin L – 66 bin 62 adet (yüzde 3,1)
- BYD Seal 06 – 61 bin 402 adet (yüzde 2,9)
- Li Auto L6 – 61 bin 102 adet (pazar payı yüzde 2,9)
- Galaxy Starship 7 – 53 bin 400 adet (pazar payı yüzde 2,5)
- BYD Song L – 43 bin 298 adet (yüzde 2,1)
- BYD Han – 41 bin 201 adet (yüzde 2,0)
- BYD Destroyer / Seal 05 – 40 bin 929 adet (yüzde 1,9)
Ocak–Nisan 2025 döneminde BYD, ilk 5 sırayı domine etti. Sadece Li Auto ve Galaxy gibi markalar rekabete dahil olabildi.
ÇİN ELEKTRİKLİ MOBİLİTEDE LİDERLİĞİ PEKİŞTİRİYOR
Çinli üreticiler, gerek uygun fiyatlı şehir içi modelleri gerekse gelişmiş teknolojileriyle hem BEV hem de PHEV pazarına damga vurmaya devam ediyor. Tesla hala globalde ilk sırada yer alsa da, Çin’in toplam hacimdeki üstünlüğü giderek artıyor. Avrupa ve ABD pazarları ise bu rekabette yeni stratejiler geliştirmek zorunda kalabilir.
REKABETİN ARKA PLANINDA NE VAR?

Elektrikli araç pazarında Çin’in üstünlüğü yalnızca satış rakamlarından ibaret değil. Bu fark, uzun vadeli stratejiler, güçlü bir sanayi politikası ve ileri teknoloji yatırımlarıyla oluştu. Bugün hem üretim hem de tüketim tarafında öne çıkmasının temelinde, uyguladığı kapsamlı teşvik politikaları ve entegre tedarik zinciri bulunuyor. Çin, merkezi planlama yaklaşımıyla elektrikli araçları stratejik sektör ilan etti. Elektrikli modellere yönelik vergi muafiyetleri, kent içi kullanım öncelikleri, yerli üretimi önceleyen regülasyonlar ve batarya yatırımlarına sağlanan desteklerle hem markaların hem de tüketicilerin dönüşüm süreci hızlandırıldı.
Aynı zamanda, batarya hücresi, yazılım, sürücü destek sistemleri gibi yüksek teknolojili bileşenlerde yerlileşme oranı ciddi şekilde artırıldı. ABD pazarı ise daha korumacı bir yaklaşım izliyor. Uygulanan vergi teşvikleri yalnızca Kuzey Amerika’da üretilen araç ve bataryalar için geçerli. Bu durum, yerli üretimi ve istihdamı desteklerken Çinli üreticilerin pazara doğrudan girmesini büyük ölçüde zorlaştırıyor. Tesla gibi markalar bu sistemin avantajını kullanarak pazardaki liderliğini pekiştiriyor. Avrupa ise çevre odaklı dönüşümü daha bütüncül biçimde ele alıyor. Emisyon hedefleri ve sıfır karbon planları kapsamında otomotiv üreticilerine ciddi sorumluluklar yüklenmiş durumda.
Ancak Çinli markaların agresif fiyat politikaları ve yüksek teknoloji donanımları, Avrupa pazarı için ciddi bir rekabet baskısı yaratıyor. Bu nedenle Çin’den ithal edilen elektrikli araçlara karşı ticari önlemler ve yerli üretimi korumaya yönelik girişimler sıkça gündeme geliyor. Elektrikli mobilitenin kalbinde yer alan batarya teknolojisi, ülkeler arasındaki rekabette belirleyici bir unsur. Bugün küresel batarya üretiminin büyük kısmı Çin merkezli şirketler tarafından gerçekleştiriliyor. Bu durum, Çinli markalara hem maliyet avantajı hem de üretim esnekliği sağlıyor.
Avrupa ve ABD ise bu bağımlılığı azaltmak amacıyla yerli batarya üretim tesisleri ve madencilik altyapıları kurmaya yönelmiş durumda. Teknoloji alanında da farklar belirginleşiyor. Çinli üreticiler, yazılım tabanlı kullanıcı deneyimi konusunda büyük bir sıçrama gerçekleştirdi. Dijital kokpit sistemleri, otonom sürüş yardımcıları, yapay zekâ destekli sesli komut sistemleri ve hızlı güncellenebilen araç yazılımları ile Çinli markalar, özellikle genç kullanıcıların beklentilerine yanıt veriyor.
Amerikan markaları, özellikle yazılım ve batarya entegrasyonu konularında öncü olmaya devam ederken, Avrupa markaları hâlâ mühendislik kalitesi, güvenlik ve sürüş dinamiği gibi geleneksel otomotiv değerlerinde güçlü konumda. Ancak yazılım odaklı yaklaşımın yükselişi, tüm üreticileri yeni bir dönüşüme zorluyor.
TÜRKİYE İÇİN FIRSATLAR ve SINAVLAR: TOGG AVRUPA YOLUNDA

Küresel elektrikli araç dönüşümü, Türkiye için yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda stratejik bir sınav niteliği taşıyor. Türkiye'nin ilk yerli elektrikli otomobili olan TOGG’un Avrupa pazarına açılma hedefi, bu dönüşümde en somut ve dikkatle izlenen adımlardan biri konumunda. Bu hedefin hayata geçebilmesi için ise yalnızca üretim kapasitesi değil; teknolojik yeterlilik, sürdürülebilirlik stratejileri, marka algısı ve rekabetçi fiyatlandırma gibi birçok dinamiğin birlikte değerlendirilmesi gerekiyor.
Çinli üreticilerin güçlü devlet teşvikleriyle desteklenen yüksek yerlilik oranlı tedarik zinciri, bugün küresel pazarda önemli bir ivme yaratmış durumda. Bu markalar, sadece uygun fiyatlarıyla değil; gelişmiş yazılım entegrasyonu, kullanıcı deneyimi ve yapay zekâ destekli sürüş sistemleri gibi alanlarda da ciddi bir rekabet avantajı sunuyor. Bu tablo, yalnızca Togg’u değil, Avrupa’daki tüm üreticileri daha fazla rekabetçi olmaya zorluyor.
Ancak Togg’un önemli bir avantajı bulunuyor: Avrupa Birliği ile yürürlükte olan Gümrük Birliği sayesinde, Çin menşeli araçlara uygulanabilecek ek vergilere takılmadan, AB pazarına rekabetçi şartlarda giriş yapabilme olasılığı. Türkiye’nin Avrupa’ya coğrafi yakınlığı, lojistik kolaylığı ve genç mühendislik gücü de bu avantajı destekleyen diğer önemli unsurlar arasında yer alıyor. Buna karşın, Avrupa otomotiv pazarı son derece sıkı regülasyonlara tabi.
Togg’un bu pazarda kalıcı olabilmesi için batarya geri dönüşümünden karbon ayak izine, veri güvenliğinden sürüş güvenliğine kadar pek çok kriteri karşılaması gerekecek. Türkiye'nin halen gelişmekte olan elektrikli araç tedarik ekosistemi de bu süreçte belirleyici rol oynayacak. Batarya üretimi, yazılım geliştirme, elektronik kontrol sistemleri ve şarj altyapısı gibi alanlarda yapılacak yatırımlar, Togg’un yalnızca bir araç üreticisi değil; bütünsel bir teknoloji markası olarak konumlanmasını sağlayabilir. Bu alanda sağlanacak başarı, yalnızca TOGG için değil, yerli yan sanayi firmalarının da küresel ölçekte güçlenmesine zemin hazırlayabilir.
Sonuç olarak, elektrikli araçlarda yaşanan küresel dönüşüm, Türkiye için yalnızca bir sanayi yatırımı değil, aynı zamanda teknoloji ve kalkınma vizyonunun bir yansıması niteliğinde. Togg’un Avrupa pazarındaki başarısı, sadece bir otomobilin değil, Türkiye’nin bu dönüşümde nasıl bir rol üstleneceğinin de ilk büyük göstergesi olacak.