Elektrikli otomobiller 250 bini geçti: Peki şarj altyapısı ne durumda?
Türkiye genelinde 250 bini aşkın elektrikli otomobil trafiğe çıkmış durumda. Ancak bu hızlı büyüme, beraberinde önemli bir sorunu da getiriyor: Sürücüler hala istasyon bulmakta, şarj başlatmakta ve adil fiyatla hizmet almakta zorlanıyor.
Elektrikli otomobiller artık Türkiye’de günlük yaşamın bir parçası. 2025 Haziran ayı itibarıyla trafiğe kayıtlı elektrikli otomobil sayısı 250 binin üzerine çıktı. Ancak araç sayısındaki bu hızlı artışa rağmen, şarj altyapısının aynı hızda geliştiğini söylemek zor. Türkiye genelinde yaklaşık 30 bin şarj soketi bulunuyor; yani her 8–9 araca karşılık sadece 1 şarj noktası mevcut. Bu oran özellikle büyük şehirlerde ve yoğun otoyol güzergahlarında yetersizlik hissine neden oluyor.
AVRUPA’YA YAKLAŞIYORUZ AMA DENGE BOZULUYOR
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) verilerine göre, Türkiye’de bugün yaklaşık 12 bin 434 adet DC (hızlı) ve 17 bin 378 adet AC (yavaş) olmak üzere toplamda 29 bin 812 şarj soketi bulunuyor. Oransal olarak bu, Avrupa ile kıyaslanabilir seviyede olsa da coğrafi dağılım açısından ciddi eşitsizlikler göze çarpıyor. İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya ve Bursa en çok şarj noktasına sahip iller olarak öne çıkarken; İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Karadeniz gibi bölgelerde hala ciddi eksiklikler söz konusu.
177 FİRMA, 177 UYGULAMA: KULLANICILAR YÜK ALTINDA

EPDK’nın 2022’de yürürlüğe soktuğu Şarj Hizmeti Yönetmeliği sonrasında lisans süreci başladı. Bugün itibarıyla 177 şarj ağı işletmecisi lisans almış durumda. Ancak fiilen aktif olarak sahada hizmet veren firma sayısı yaklaşık 110 civarında. Her firmanın kendi uygulaması ve ödeme altyapısı bulunuyor. Roaming — yani operatörler arası ortak kullanım — ise hala yaygın değil. Bu durum kullanıcıları ciddi anlamda zorluyor. Sürücülerden gelen yaygın şikâyetler şu şekilde: “Şarj var ama sırada bekliyoruz.” “Birinde 9 TL, diğerinde 12 TL... Bu fiyat farkı neden?” “Gittiğimde istasyon arızalı çıktı.”
BERKAN BAYRAM: “KULLANICI BU YÜKÜ TAŞIMAMALI”

Elektrikli ve Hibrit Araçlar Derneği (TEHAD) Başkanı Berkan Bayram, şarj pazarındaki yapıyı “kontrolsüz büyüme” olarak tanımlıyor. Fiyat farklılıklarının ve platform çeşitliliğinin tüketiciye ağır bir yük getirdiğini vurguluyor: “Aynı lokasyonda hem 9 TL hem 12 TL’ye kWh satılıyor. Elektrikli otomobil sahibi şarj etmek için 10 farklı uygulamaya muhtaç. Bu sistem sürdürülebilir değil.” Bayram’ın önerileri arasında dikkat çeken başlıklar şunlar: EPDK öncülüğünde teşvikli birleşmeler sağlanmalı. Coğrafi düzenlemeyle firma kümelenmeleri dengelenmeli. Fiyat tavan–taban uygulaması yürürlüğe girmeli. Roaming (operatör bağımsız kullanım) zorunlu hale getirilmeli. Lisanslar, hizmet kalitesine göre yeniden sınıflandırılmalı.
YÜKSEK YATIRIM GEREKSİNİMİ FİYATLARI YÜKSELTİYOR

DC (hızlı) şarj üniteleri, yüksek maliyetli yatırımlar gerektiriyor. Özellikle küçük ölçekli firmalar bu yatırımları karşılayamıyor ve bu yüzden düşük güçlü cihazlarla hizmet veriyor. Öte yandan pazardaki en büyük 5 firma, fiyatlarını son dönemde agresif şekilde yükseltti. Aynı şehirde, aynı cihaz gücünde iki katına varan fiyat farkları yaşanabiliyor. Bu durum kullanıcı memnuniyetini doğrudan etkiliyor. TEHAD Başkanı Berkan Bayram’a göre, özellikle büyükşehirlerde lokasyon doygunluğu yaklaşıyor. Tüketici artık 50–60 kW’lık değil, 180 kW ve üzeri yüksek hızlı üniteleri talep ediyor. Ancak bu kapasiteyi sunabilmek ciddi bir finansman gerektiriyor; küçük firmalar için bu seviyeye ulaşmak oldukça zor.
ULUSLARARASI KARŞILAŞTIRMA: TÜRKİYE NEREDE DURUYOR?
ABD: Yaklaşık 5 milyon tam elektrikli araç ve 180 bin kamuya açık şarj ünitesi. DC oranı yüzde 33. Araç başına şarj noktası oranı: 28:1
Avrupa: Yaklaşık 6 milyon araç, 750 bin şarj noktası. DC oranı yüzde 18. Oran: 8:1
Türkiye: 250 binden fazla elektrikli otomobil, 30 bin şarj noktası. DC oranı yüzde 40. Oran: 11:1
Bu veriler, Türkiye’nin DC altyapı oranı bakımından önde olduğunu gösterse de mutlak sayı olarak Avrupa ve ABD’nin oldukça gerisinde. Ayrıca Türkiye’de şarj ağı pazarı çok daha parçalı ve konsolidasyona açık bir yapıya sahip.
SON SÖZ: ARAÇTAN ÖTE SİSTEM GEREKLİ
Elektrikli otomobillerin sayısı sürekli artıyor. Ancak kullanıcılar yalnızca araç değil, o aracı güvenle kullanabilecekleri, erişilebilir ve adil fiyatlı bir altyapı da talep ediyor. Bugünkü yapıda yüzlerce firmanın faaliyet gösterdiği, fiyatların standarttan uzaklaştığı bir ortamda sürdürülebilirlikten söz etmek zor. Konsolidasyon, düzenleme ve altyapı yatırımı artık bir seçenek değil, bir gereklilik. Türkiye’nin elektrikli ulaşım hedefleri için sadece araç değil, tüm sistemin birlikte gelişmesi gerekiyor.