Eski şehrin kalbindeki sarı cami
Çin’de ‘Antik Kenti ziyaret etmeden Kaşgar’ı görmüş sayılmazsınız.’ deniyor. Burası Kaşgar’ın kalbi. Eski yapıların korunduğu, Uygur kültürünün yaşatıldığı eski şehrin her bir noktası, ziyaretçilerini tarihte yolculuğa çıkarıyor
Çin Haber Servisi’nin davetlisi olarak Sinciang Uygur Özerk Bölgesi’nin önemli şehirlerinden Kaşgar’dayız. Dün teknoloji ve sanayi gelişimiyle ilgili izlenimlerimizi paylaştık. Bugün de kentin kadim tarihinin ve kültürünün içinde bir yolculuğa çıkıyoruz.

Sinciang bölgesinin en büyük zenginliği çok sayıda etnik grubun yuvası olması. Bölgede 56 farklı etnik grup yaşıyor. Uygurlar, Çinliler, Kazaklar, Moğollar, Dunganlar, Kırgızlar, Mançular, Tacikler, Özbekler, Tatarlar, Ruslar… 25 milyonu aşkın nüfusu var. İslam, Budizm, Taoizm, Protestanlık, Katoliklik ve Doğu Ortodoksluğu inançları yaygın. “Müslümanların ibadetleri engelleniyor!” propagandasına karşı gerçekleri Aydınlık okurları zaten daha önce bu sayfalarda okudu. Tekrar işlemiyoruz.
HER GÜN CANLI VE RENKLİ
Bunun yerine Kaşgar Eski Kenti’nin kapısını aralıyoruz ve yüzlerce yıllık tarihin arasında yürüyoruz. Çin’de “Kaşgar’ı ziyaret etmeden Sinciang'a gitmiş sayılmazsınız, Antik Kenti ziyaret etmeden Kaşgar’ı görmüş sayılmazsınız.” deniyor. Denildiği kadar var. Antik Kent alanında 40 binden fazla nüfus yaşıyor. Antik Kent’in dört ana kapısı var. Ana kapının önünde şehir kapısı açılış töreni düzenleniyor. Alan sabahtan itibaren canlanıyor, tezgahlar açılıyor ve ziyaretçiler doluşuyor. Alışveriş, renk cümbüşü, çay kokuları, fotoğraflar, çeşit çeşit tezgâh önünden geçen kalabalıklar, eski tuğlalardan yapılar… Antik Kent ve çevresi Kapalı Çarşı’yı andıran dükkanlarla dolu. Biz önce çömlek tezgahlarının arasından geçiyoruz. Kulağımıza aşina bir müzik geliyor: “Bu akşam ölürüm beni kimse tutamaz…” Bir çömlek satıcısı radyosundan Türk şarkıcı Murat Kekilli’nin şarkısını dinliyor.

İlerliyoruz ve zanaatkârların çarşısına giriyoruz. Bakır cezveler, döküm çaydanlıklar, kaşıklar, kapı tokmakları… Bir dönem kullanılan tarım aletlerinin örnekleri duvarlarda asılı. Zanaatkârlar atölyede çalışırken ürünlerini inceliyoruz. Her biri el emeği göz nuru… Buradan sonra bizde aktar olarak bilinen bir Uygur Tıp Pazarı’na da uğruyoruz. Çeşitli kurutulmuş bitkilerin olduğu çuvallar var. Üzerlerinde “baş ağrısı”, “mide hastalıkları” gibi notlar yazılı.

SİNCİANG’IN EN BÜYÜK CAMİSİ
Bu turumuzun ardından Iydgâh Meydanı’na geliyoruz ve karşımızda Sinciang’ın en büyük camisi çıkıyor.

Iydgâh Camisi sarı rengi ve tarihiyle Sinciang’ın simge yapılarından biri. 15. yüzyılda inşa edilmiş. 580 yıllık… Sonraki yüzyıllarda üzerine eklemeler yapılmış. Her cuma binlerce kişi burada ibadetini yapıyor. Özgün bir mimarisi var. Caminin ana kapısından girince uzun beyaz kavak ağaçlarının çevrelediği taş yolda huzurlu bir atmosferde yürüyorsunuz. Bu ağaçlar az su istediği için özel olarak seçilmiş.

Caminin imamı Muhammed Cuma bize eşlik ediyor. Ramazan ayında Sinciang’a gelen Aykut Tölegen’in röportaj yaptığı imamlardan biriydi… Tıpkı Tölegen’e anlattığı gibi 11 gazetecinin yer aldığı heyete de cami cemaatinin ibadetini burada özgürce yapabildiğini söylüyor. Tarihi cami devlet tarafından korumaya alınmış ve tüm masrafları karşılanıyor.
USTALARIN İMZASI
Yeşil boyalı 1140 sütûnun her birini başka bir usta yapmış ve birbirinden farklı. Ayakkabılarımızı çıkarıp caminin içine giriyoruz. Kırmızı halılarla kaplı. İmam Cuma bize Uygurca el yazması Kur’an’ı gösteriyor. İçerisi 400 kişinin aynı anda namaz kılabileceği büyüklükte. Ramazan ve Cuma namazları da cemaat tarafından hem caminin içinde hem dışında kılınıyor.

Kaşgar Eski Şehri’nde çay evleri, restoranlar, konaklama binaları da yer alıyor. Antik Kent çevresi 20 Temmuz 2015’te Çin Ulusal Turizm İdaresi tarafından “Ulusal 5A Seviyesi Turistik Yer” olarak tescillenmiş. Hollywood yapımı Uçurtma Avcısı filmi de eski şehir sokaklarında çekilmiş.
BÜYÜLEYİCİ MÜZİĞİN KÖYÜ

Çin Sinciang’daki farklı kültürlerin yaşatılmasına önem veriyor. Uygur müziği için de aynısı geçerli. 150 yıldır Uygur müzik aletlerinin üretildiği Shufu ilçesindeki Towan Ukusak Köyünü ziyaret ediyoruz. Devlet 2000 yılında köyün kültürünü korumak için harekete geçmiş. “Çin Sincan Halk Müzik Aletleri Köyü” olarak adlandırılan bu köyde, köylüler 50’den fazla müzik aleti üretiyor. Ağırlıklı olarak telli çalgılar.

Gözümüzün önünde, tahtalar, deriler ve teller ustaların ellerinde müzik aletlerine dönüşüyor. Tambur, dutar, rawap, qushtar, ghijek, boy boy defler… Telli çalgıların süslemelerini boynuzlardan elde ettikleri küçük parçaları tek tek dizerek yapıyorlar. Vurmalı defler için ise çoğunlukla yılan derisi kullanılıyor.

Bu köyde ustalarının ellerine çalınan Uygur müziğini dinlemenin verdiği keyfi yazıyla anlatmak güç. Çalarken yaşıyorlar, bize de yaşatıyorlar. Bizlere de çalmayı denememiz için izin veriyorlar. Köy turistik ziyaretlere açık.
O anı yaşamak başka ama dinlemek isteyenler için buraya da videosunu ekliyoruz:
BAHÇEDE HARARETLİ BİR OYUN
Çin’de devletin sosyal yaşam için oluşturduğu alanlar var. Bunlar topluluk olarak adlandırılıyor. Biz 2017'de kurulan Donghu Topluluğu’na gidiyoruz. 6 bin 201 kişinin yaşadığı Hongyang Yerleşim Alanı buraya bağlı. Nüfusun yüzde 62'sini yaşlılar ve gençler oluşturuyor. Bu nüfusun nitelikli vakit geçirmesi için merkez oluşturulmuş. Çocuklar bahçedeki spor alanlarında oyunlar oynuyor. Yaşlılar yemeklerini yiyor, müzik kurslarına katılıyor. Yaşlılar aktivite merkezi, gündüz bakım merkezi, yaşlılar kantini, müzik, satranç, kaligrafi ve resim odaları, dans stüdyoları, badminton kortları, masa tenisi kortları ve çocuk oyun alanları gibi tesisler var. Biz de kaligrafi odasında fırça ve mürekkeple geleneksel Çin harflerini yazmaya çalışıyoruz. Müzik odasındaki eğlenceye dahil oluyor. Çıkarken de bahçede bir masa etrafında doluşan yaşlı bir grubun hararetle Çin satrancı oynayışına şahit oluyoruz.

GELENEKSEL ÇİN TIBBI
Çin modern tıbbın yanında Geleneksel Tıbbı da uygulamayı sürdürüyor. 2019’da açılan Geleneksel Çin Tıbbı Hastanesi’ne uğruyoruz. Burası bir kamu hastanesi.
Sağlık sigortası olan herkes Türkiye’deki gibi bu hastanelere gelip tedavi olabiliyor. Yatak sayısı 800. Sinciang Tıp Üniversitesi, Geleneksel Çin Tıbbı Hastanesi'nin Kaşgar’daki şubesi. Okulda geleneksel tıp eğitimi alan doktorlar bunu bu hastanelerde hayata geçiriyor. Akapunktur, fizik tedavi, ısı tedavisi gibi birimleri geziyoruz.
Meslektaşımız Çin’de doktorların ilk muayenede dört yöntemi kullandığını söylüyor: “Çin’de doktor önce bakar, sonra koklar, sonra soru sorar, ardından dokunur.” Hastanın tedavisi için buna göre bir süreç belirleniyor.
Doktorlar bizi de muayene ediyor. El bileklerimizdeki bir noktayı üç parmakları ile tutup bekliyorlar. Bu noktanın vücudumuzdaki bazı sorunların işaretini verdiğini söylüyorlar. Bana üç konuda soru soruyor. Üçünün de başımızdan geçen sorunlarla ilgili olduğunu ekleyelim. Sonra benim uzman doktora görünmemi öneriyor.
MEYVE BAŞ TACI
Sokaklarda peş peşe onlarca karpuz-kavun satıcısı var. Kahvaltıdan akşam yemeğine kadar her öğünün eşlikçisi. Kocaman üzümler, yeşil incirler, kırmızı erikler de bölgede yetişen önemli meyvelerden. Sokak satıcılarının tezgahlarını süslüyor. Sokak satıcıları bile ödeme için WeChat kullanıyor. Satıcılar artık ürünlerini pazarlamak için bağırmaktan usanmış. Tezgahtan sarkan megafondan önceden kaydedilmiş bir ses kaydı, tekrar, tekrar, tekrar dönüyor…


Iydgâh Camiî İmamı Cuma: Hükûmet camilerimizi koruma altına aldıÇin'de Ramazan... Sinciang Uygur Özerk Bölgesi'nden İzlenimler
Üreterek büyüyen kadim şehir KaşgarGezi