08 Mayıs 2024 Çarşamba
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Kanun teklifinin arkasındaki plan: Sesli rehberlik sistemi

Yasa taslağında rehberlere siz artık otobüste değil müze önlerinde bekleyerek müzelerde anlatım yapacaksınız deniyor. Şirketin işlettiği müzelerde başlatılan rehberlere işlerini yaptırmama iradesini yasalaştırmak arzusu da rehberlerin otobüsten indirilmelerinin nedenlerinden sadece biri…

Kanun teklifinin arkasındaki plan: Sesli rehberlik sistemi! Turist Rehberliği Kanun Teklifi nedir?
A+ A-
ÇİMEN FİLİZ PAŞA / TURİST REHBERLERİ VAKFI (TUREV) BAŞKANI

Uzun zamandır müzelerde karekod ile dinlenilen kısa anlatım hizmeti veriliyor. Karekodu okutmak için müzelerde kumanda ve kulaklık kiralanıyor. Başlangıçta, rehbersiz gezen bireysel gezginleri kısa ve yüzeysel bilgilendirmek amacıyla çok masum başlayan dijital rehberlik hizmetini hepimiz desteklemiştik. Bireysel gezginler bu şekilde basit kısa anlatımlarla bilgilendiriliyorlardı. Rehberler de her grubun ilgi durumuna göre bilgiyi tarihsel, sosyolojik süreç içerisinde bütüncül bir şekilde anlatarak acentenin kendilerine verdikleri tur programını gerçekleştiriyorlardı.

Turizm Bakanının akrabasının büyük ortak olduğu dillendirilen bir şirketin imtiyazlı bir şekilde en önemli müzeleri kiralamaya başladığı konuşuluyor. Sadece İstanbul’da önce Tapu Kadastro Binasını arkasından, Ayasofya’nın üst katını, dükkân gibi istedikleri şekilde kullanma hakkına sahip olarak kiralamasının hemen arkasından rehberlerin müzede iş yapmalarına müdahaleye başladı. “Namaz kılanlara gürültü gidiyor” iddiasına tezat “pazarcılar gibi megafonlarla” anlatım yapılmasının yasak olduğunu duyuran çığırtkanlık tacizleri başlatıldı. Müzeye de anlatım yapmanın yasak olduğu ilanları asıldı. Rehberlerin gruplarına anlatım yapma hakları “burası bizim dükkanımız” yasa tanımayız mantığıyla gruplarının yanında taciz etmeye evrildi.

Özel imtiyazlı kiracı olduklarından Ayasofya yönetiminin herhangi bir yaptırımı olamayacağı ortaya çıkınca, rehberler tepkilerini basın yoluyla devlete duyurmaya çalıştılar. Tepkiler çoğalınca şirket geri adım atarak rehberlerin anlatım yapmasının yasak olduğunu megafonla bağıra bağıra duyuran çığırtkanları kaldırdılar. Anlatım yapılamaz yazısı hala yerinde duruyor ve görevliler rehberleri gruplarının yanında rahatsız etmeyi sürdürüyor!

Kanun teklifinin arkasındaki plan: Sesli rehberlik sistemi - Resim : 1

PLAN YASA TEKLİFİ İLE ORTAYA ÇIKTI

Şirketinin Efes’te ve Kapadokya’da yine aynı mantıkla müze kiraladıkları söylentileri dillenince bu müze işletme meraklarının birkaç müzeyle dinmeyeceği ve rehberlere karşı olan bu düşmanlığın, son meslek yasa tasarısıyla bir arada değerlendirilince gözden kaçırılmaya çalışılan sinsi bir planın varlığı da ortaya çıktı.

Yasa taslağında rehberlere siz artık otobüste değil müze önlerinde bekleyerek müzelerde anlatım yapacaksınız deniyor. Fakat bu sıradan, sığ ve yüzeysel kısa dijital bilgilere mecbur bırakılacak grupların rehber alma gereksinimini de engelliyorlar. Şirketin işlettiği müzelerde başlatılan rehberlere işlerini yaptırmama iradesini yasalaştırmak arzusu rehberlerin otobüsten indirilme nedenlerinden sadece biridir. Bu art niyetli tehlikeli girişim, sadece otobüslerde ülkemizin tanıtılmasına değil, müzelerin de detaylı bir şekilde anlatılmasına engel olmayı hedeflemektedir. Ülkemize kadar gelmiş meraklı gezginleri gerçek rehberlik hizmeti yerine dünyanın her yerinden bilgisayara girerek kolayca ulaşabilecekleri sanal turlara mahkûm etmeyi değişen dünya olarak lanse ediyorlar.

GENEL GEÇER BİLGİLER

Evimize misafir olarak gelen birine kendimizi anlatıp ağırlamak yerine mekanik bir ses aygıtından genel geçer bilgiler vermek ne kadar mantıklıysa, ülkemize gelen turistleri bir kulaklıkla sergi gezdirir gibi gezdirmek o kadar mantıklıdır. Bu taslağın sahipleri, ülkemize gelen turistlerin kültürümüzü yaşam tarzımızı deneyimleyip yaşamadan, ülkemizin, bölgemizin tarihini öğrenip bizi anlayacak kadar tanımadan, sergi gezer gibi gezdikten sonra geri dönmelerini arzulamaktadırlar. Bu proje, özel ilgi ve kültür turu olarak adlandırdığımız varsıl ve entelektüel turistlerin ilgi gösterdiği turların yok olmasına, ülkemizin eksi maliyetle getirilen ucuz turist cenneti olmasına yol açacaktır. Kendi bindiğimiz dalı tüm itirazlara rağmen kesme ısrarıdır bu…

TÜRKÇE REHBERLİK MESLEK KALİTESİNİ DÜŞÜRÜR

Kanun teklifi ile getirilmek istenen Türkçe rehberlik dünyanın en yüksek standartlı mesleğinin kalitesini düşürür. Her biri en az bir yabancı dili ana dili gibi konuşan ülkenin yüz akı 14.000 deneyimli, bilgili, belgeli ana dili Türkçe olan Turist Rehberi ve her yıl doksana yakın meslek bölümünden mezun olan 5.000 Turist rehberi adayını işsiz bırakıp yerlerine dil bilmeyenlerin sözde rehber, özde muavin gibi kullanılma projesi akıl dışıdır. Dilsiz mezun olanların mağdur olmalarını istemiyorlarsa, bu şekilde mezun edenlere açtırılacak en az bir yıl yabancı dil hazırlık okullarında ücretsiz eğitim verilmesi sağlanmalıdır. Yabancı dil öğretemeyen tüm rehberlik meslek okulları kapatılmalı ve dil öğretilmediği için mağdur olan öğrencilerin ödedikleri eğitim ücreti faizleriyle iade ettirilmelidir.

VATANA SALDIRI KANUN TEKLİFİ

Bu taslak vatanın, güvenliğine, itibarına, ekonomik zenginliğine doğrudan saldırıdır. Yıllarca fakültelerde 32 bilim dalında eğitim görüp mezun olan öğrenci uygulama gezisine katılıp hem dil hem de uygulama sınavlarından başarıyla geçerek çalışma belgesi almaya hak kazanır. Meslek içi eğitimlerle kendini geliştiren, hedef ülkenin literatürünü araştıran okuyan rehberi otobüsten indirip yerine dilsiz, bilgisiz, kendini geliştirme yetisinden yoksun ve/veya art niyetli kişileri yerleştirme planı, başta olmak üzere Anayasaya aykırı tüm bu hukuksal dayatmaların iptal edilmesi milli güvenlik sorununu daha başlamadan engelleyecek en doğru hareket olur.

Bu taslak;

*İslamiyet’i terör dini olarak gösteren misyonerlerin,

*Peygamberimize ahlaksız karikatürlerle hakaret edenlerin,

*Atamızın ve Cumhurbaşkanımızın fotoğraflarını hedef tahtasına koyarak tatbikat yapanların,

*Ülkemizi her seçim döneminde dolar manipülasyonuyla köşeye sıkıştırarak buradaki uşaklarına umut verenlerin,

*Anadolu turu yapıyorum diyerek, en ücra köylere mezralara ellerini kollarını sallayarak girecek ve her türlü terör faaliyetini kolaylıkla gerçekleştireceklerin,

*Ermeni soykırımı buralarda yapılmıştır diyeceklerin,

*PKK gerilladır terörist değildir diyeceklerin,

*FETÖ terör örgütü üyelerini ülkelerinde koruyanların,

*Doğa ve/veya kent fotoğrafları çekiyor kılıfıyla, stratejik fotoğraflar, özel bilgiler toplayan yabancı istihbarat ajanlarının,

*Ülkedeki yoksulluğun rüzgarını arkasına alarak tarihi eserlerimizi kaçıracakların,

*Ülkemize ait nadir bitki ve hayvan türlerini daha da rahat yurt dışına kaçıracakların amaçlarına ulaşmak için rüyalarında bile göremeyecekleri kadar büyük bir hediye olacaktır.

Bu taslak Vatanın, güvenliğine, itibarına, ekonomik zenginliğine yasa korumasıyla planlanan doğrudan saldırıdır.

KÖLE GİBİ ÇALIŞTIRIP KOMİSYONCU İLAN ETTİLER

Antalya’nın nefes kesen kıyı şeridine plansız bir şekilde mantar gibi dikilen 45 tatil köyü ve 401 otelin binlerce yatağı sadece yazın birkaç ay çalışıyor, yaz sezonu bitince de kapanıyordu. Bu durum kalitesiz işgücüyle, neredeyse sekiz ay kapalı kalan otellerde her yıl yeniden hizmete girmek için yüksek bakım maliyetleri gibi olumsuzluk yaratıyordu.

Yıllar önce dünyada uygulaması olan satış odaklı satış politikası tur operatörleri ve geleneksel el sanatları mağazalarının ortak girişimiyle gerçekleşti. Tüm turizm bileşenleri bir araya getirilip bir haftalık her şey dahil paket turların Avrupa’da uçak biletinden ucuza satılmasıyla boş sezon sorunu ortadan kaldırıldı

Böylece Antalya’da turizm sektörü düşük sezonda ucuz, Yaz sezonunda normal fiyatlarla tüm yıl açık kalmaya başladı. Oteller bakım maliyetlerini en aza indiren bu sisteme tüm yataklarının satışlarını kişi/gece başı sembolik kârlarla garanti alma koşuluyla destek oldu. Turist gruplarına farklı sektörlerde hizmet verecek binlerce personel istihdamı sağlandı. Herkes asgari ücret ve prim alarak performansı oranında düzenli gelire ve refaha sahip oldu.

Doğal olarak ucuz olması için giderinin altına satılan turların ortaya çıkardığı eksi maliyet farkı turistlerin sistemli bir şekilde halı, kuyum, deri, seramik, tekstil, lokum vb. geleneksel ürün ve ekstra etkinlik satışlarına yönlendirilmeleri sayesinde kapatılıyordu. Başlangıçta çok verimli gibi gözüken bu sistem, yerli tur operatörlerinin aç gözlü rekabet hırsları ve yetersiz denetimler sonucunda Frankeştayn’a dönüştü. Mali kayıt sorunundan kurtulmak için artık ödemeler turistlerden geldikleri ülkelerde alınıyor, kullanmaları için ellerinde boncuklarla Antalya’ya gönderiliyorlardı.

Alt gelir sınıfına sahip binlerce kişi evlerinde kalmaktan çok daha ucuz olan her şey dahil haftalık programlara defalarca katılıyorlardı. Bir günde onlarca uçakla her gün gelen binlerce turist zamanlarının büyük bir bölümünü otelle paydaş mağazalarda geçiyordu. Rehberlerden müzeler için kısa detaysız bilgiler verilebilecek kadar az süre ayırmaları isteniyordu. Meslek yasası olmayan ve gelecek kaygısı taşıyan rehberlerin bir bölümü bu fabrikasyon turizm sistemine uyum sağlamak zorunda kaldı.

Eksi maliyetin zararını satışla kapama sistemi daha sonra boş sezon dışına da taşarak tüm yıla ve ülkenin en önemli diğer turistik bölgelerine yayılmaya başladı. Otelleri, sıcak hava balonları, otobüsleri, mağazaları, restoranlarıyla tekelleşen büyük Türk acenteleri gözlerini daha da karartıp ülke yararı gözetme kurallarını unutup vahşi kapitalist sistemin içerisinde ayakta kalmak için kaçınılmaz bir şekilde her türlü yanlışı yapmaya başladılar. Rakiplerini piyasadan silebilmek için yabancı tur acenteleriyle satışlardan hanut/komisyon ortaklığı dahil her türlü iş birliğine girmekten böylece ülkemizde kalması gereken Turizm gelirlerini giderek eritmekten kaçınmadılar. Kendisinden başka hiçbir yerli acenteye yaşam şansı tanımama hırsını engelleyecek denetim mekanizması, serbest piyasa ekonomisi söyleminin arkasına saklanarak çalıştırılmayınca her şey çığırından çıktı. Yabancı tur operatörlerinin her pazarlık yılında artan gelirinin maliyet yükü de, günde 18 saate yakın çalıştırılan araç sürücüleriyle turist rehberlerine yüklendi. Ödemelerin ülkeye girmeden dışarıda el değiştirmesi de vergi gelirimiz buharlaştı.

Devletin döviz sıkıntısını çözmek için ne kadar vergi ödendiğine değil ne kadar turist getirdiğine bakarak planlanan teşvik, mafyavari tekelleşen yerli tur operatörlerini daha fazla arayışa itti. Dünyanın her tarafına seyahate giderken yüksek fiyatlar ödeyen Japon, Amerikalı, Brezilyalı, Rus, Çinli acenteleri bile 500$ gibi eksi maliyet, bu da yetmeyince uçak maliyetinin dahi altına fiyat teklifleriyle ikna etiler. Böylece ülkeye döviz kazandıran, vergisini eksiksiz ödeyen, kaliteli turlar düzenleyerek ülke tanıtımına katkı sağlayarak kamu hizmeti veren acenteleri oyun dışına ittiler. Aradaki açığı kapatmak ve kâr edebilmek için rehberlerin meslek yasalarının olmaması avantajını kullanan işveren, rehberleri işsizlikle korkutup küçük bir satış primiyle bahşiş gelirine hapsetti.

Rehberlerin uzun süren mücadeleleri sonucunda turist rehberlerin meslek yasası yürürlüğe girdi, bölgesel meslek odaları ve çatı örgütü olan TUREB (Turist Rehberleri Birliği) yasaların verdiği güçle kendilerine ve ülkeye dayatılan köleci tutumla mücadele etmeye başladı. Yasayla işverenle rehber arasında sözleşme ve en az taban ücretten günlük ödeme zorunluluğu getirilince, her biri milyonlarca dolar kayıt dışı para kazanan merdiven altı acenteler, kaçak rehberlik ve kaçak acentecilik denetimlerinden kurtulmak için HANUT/KOMİSYON sistemlerini dayattıkları rehberleri, HANUTÇU ilan ederek itibar saldırısı başlattılar. Bu karalama kampanyasıyla ülkeye hizmetten başka kaygısı olmayan Rehberleri gereksiz, ahlaksız kazanç peşinde gibi tanıtıp yalnızlaştırarak, hazırlattıkları derme çatma, tutarsız yasa taslağa rahatça müdahale edeceklerdi. Komisyonda bekleyen rehber yasa taslağında gözden kaçan en önemli taleplerden birinin turist otobüslerinin yollarda ve müzelerde denetlenemeyeceği maddesi bu yasanın taslağının aslında kimlere hizmet edeceğini apaçık göstermektedir.

Kendisi de atanana kadar yıllarca rehberlik, acentecilik, sonrasında otelcilik, havayolu işletmeciliği yapan Turizm bakanı sayın Mehmet Ersoy’un, rehberlerin kendi iradeleri ile program dışına çıktıklarını ima ederek “hanutu/komisyonu yasaklayacağız” açıklamasını yaparak rehber ve namuslu acentecileri cezalandırma ilan ederken, akrabasının en büyük ortak olduğu iddia edilen müze işletme şirketinin, tüm acente ve rehberlere turist getirmeleri halinde yüzde 10 hanut/komisyon vereceğini yazılı olarak duyurması da çelişki değilse nedir?

Turizm paydaşlarının dengesini çoğu yabancı sermayeli oteller ve havayolları lehine, orta büyüklükteki dürüst çalışan acenteler ve rehberlerin aleyhine değiştirmeyi hedefleyen Turizm yasa taslağının, hükümetin sırtına yepyeni işsizler ordusuyla birlikte ülkede kalmayacak milyonlarca dolarlık yeni ekonomik kayıplar yükleyeceği gerçeğini gözden kaçırmamak hayati önem taşmaktadır.

4 MADDE ÖNERİLER

•Meslekte en az 10 yıl aktif olarak çalışmış deneyimli rehberlerin ülkenin yurt dışında tanıtım için katılacağı etkinliklerde uygulama aşamasının sonuna kadar istihdam edilmeleri kimsenin beklemediği kadar etkili dönüşleri sağlayacaktır. Yasal düzenlemelerin yapılmasıyla ülke tanıtımının en başından sonuna kadar istihdam edilecek Turist rehberlerine sorumluluk verildiğinde, kazanımlar devletin reklam tanıtım bütçesinde yarıdan fazla tasarrufla başlayacak. Daha fazla varsıl turistin gelmesiyle taçlanacaktır.

•Okul gezilerinin her bölgenin düşük turizm sezonuna alınarak tüm programın turist rehberleriyle gerçekleştirilmesi öğrencilerin tarih, kültür, çevre ve öğrenme bilinci kazanmalarını sağlayacaktır. Devlet okullarının ticari olmayan tüm eğitim gezilerini Meslek odalarımızın, TUREB Turist Rehberleri Birliğimizin ve TUREV Turist rehberleri vakfımızın desteğiyle ücretsiz rehberlik hizmeti vermeyi görev olarak kabul ederiz. Okulda çoğu zaman sıkıcı geçen derslerini gezileri sırasında öğrencilere sevdirecek en önemli araç turist rehberleridir.

•Kayıt dışılığı engellemek için de rehberlerden faydalanılabilir. Son birkaç yıldır rehberlerin çalışma kartlarına eklenen çipler takip edilerek bir rehberin müzelere girme düzeni ve sıkılığında yılda kaç kez tur yaptığı çok rahat saptanabilir. Rehber ve acente sözleşmelerinin de denetlenmesiyle iş veren acenteler/tur operatörlerinin kayıtları rahatça kontrol edilip denetlenebilecektir.

•Tüm dünya da olduğu gibi özellikle turizm satış gelirleri kayıt dışılıktan ancak bu işi acenteler adına gerçekleştiren en önemli değer olan turist rehberlerine verilecek denetim yetkisiyle takip etmek çok daha kolay ve doğru olacaktır. Kayıt dışılıktan kurtarılacak bu önemli gelir kalemi de işi gerçekleştirenlerle kayıt altına alınırsa, ülkelerine gönüllü tanıtım elçilerimiz olarak dönecek gezginlerin dünyanın en kaliteli geleneksel el sanatlarımıza gösterecekleri ilginin kayıt dışılıktan kurtarılması turizm gelirimizi ikiye katlayacaktır.

•Turist rehberleri yıllardır her afet döneminde inisiyatif alarak afet bölgelerine ilk koşan gönüllerden olmayı başarmış, bulundukları afet bölgesinde yabancı arama kurtarma ekiplerine destek olmuş, kurtarma çalışmalarına da şahsen katılmışlardır. Bunu hiçbir zaman reklam etmemiş ülke tanıtımında olduğu gibi afet bölgelerinde bulunmayı da vatan görevi olarak algılamışlardır. Turizm bakanlığının il müdürlükleri aracılığıyla başlattığı AFAD/SİVİL SAVUNMA planlamasına afet anında turistlerin tahliyesi sırasında turistlerle ve gelen yabancı kurtarma ekipleriyle iletişimi sağlamak amacıyla dil bilen rehberlerin öncelikli olarak katılması talebi çok doğrudur. Rehberler bu çağrıya ceza gibi gelen yasa taslağı gölgesinde dahi olumlu bakmışlardır. Vatan evladı rehberler yerine yabancılara, kaçaklara para kazandırma çabası içerisinde afet bölgelerine gönüllü desteğin azalması tehlikesini barındırmaktadır.

KAÇAĞI DURDURMAK GELİRİ İKİYE KATLAR

Turizm gelirinin bu yıl 57 milyara yakın olduğu söyleniyor. Rehberlerin ve işlerini yasal çerçevede ülke tanıtımını önceleyerek yapmaya çalışan acentelere devletin yaptırımlar desteğiyle kaçak turları engellemeleri fırsatı verilirse devlet kasasına en az bir o kadar ek gelir daha girecektir.

Not: “Vatan Saldırı Kanun Teklifindeki” 32 dersin listesini göstermekte önemli

1. Dinler tarihi

2. Türkiye flora faunası

3. ⁠Türk halk bilimi ve el sanatları

4. ⁠Anadolu antik kentleri

5. ⁠Turizm Hukuku

6. İkonografi

7. Özel ilgi Turizmi

8. ⁠Türk edebiyatı

9. ⁠İşletme Politikası

10. Pazarlama İlkeleri

11. Temel Muhasebe ilkeleri

12. İstatistik

13. Türk mutfak Kültürü

14. ⁠Turizm Coğrafyası

15. ⁠Sağlık Tedbirleri ve ilk yardım

16. Turizm rehberliği

17. ⁠Rekreasyon

18. ⁠İnsan Kaynakları yönetimi

19. ⁠Türk ve Anadolu mitolojisi

20. ⁠Turizm Pazarlaması

21. ⁠Konaklama işletmeleri

22. ⁠Seyahat Acenteciliği ve Tur operatörlüğü

23. Temel Bilgi Teknolojileri kullanımı

24. Atatürk ilkeleri ve İnkılap tarihi

25. ⁠Davranış Bilimleri

26. İşletme matematiği

27. ⁠Genel İşletme

28. ⁠Türk dili ve Edebiyatı

29. ⁠Yiyecek ve İçecek hizmetleri

30. Yönetim ve Organizasyon

31. ⁠Kültür ve Turizm

32. ⁠Yabancı dil

Turizm Müze