05 Mayıs 2024 Pazar
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Mustafa Yarıcı Aydınlık'a konuştu – 1: Pertek’ten TRT Koro şefliğine

‘Elektrik 18-20 yaşlarımda Pertek’e motor şeklinde geldi. Öğretmen okulunun yatılısını kazandım, oraya gittim. Orada müzik ağırlıklı derslerimiz vardı. Ve sosyal faaliyetlerde birinci derecede rol aldım. Ben almasam da hocalar zaten zorluyordu. Piyeslerde de oynadık, çaldık, söyledik.’

Mustafa Yarıcı Aydınlık'a konuştu – 1: Pertek’ten TRT Koro şefliğine
A+ A-
EMİNE SAĞLAM AKFIRAT

Bu hafta, TRT İzmir Radyosu’nun önde gelen Türk halk müziği ses, Mey ve klarnet sanatçısı, Yurttan Sesler Koro Şefi Mustafa Yarıcı ile birlikteyiz. Yarıcı, Tunceli Pertek ve Elazığ kültürü içinde yoğrulmuş yaşamını, ilkokulda iki sınıf arasında arkadaşlarına nasıl kaval çaldığını anlatıyor. Hayatını müziğe adamış Yarıcı’nın müzikle zenginleşen yaşam hikayesini gelin birlikte dinleyelim.

  • Kısaca özgeçmişinizden bahseder misiniz?

1950 yılında, Tunceli Pertek’te doğdum. Öğretmen okulunu bitirip TRT’ye geçtim. 35 yıl hizmet verip oradan emekli olmuş bir insanım.

İ.Can: Pertek müthiş bir yer. Senin Pertekli olduğunu bilmiyordum. Yıllardır Elazığlı olarak biliyorduk seni. Ama Pertek ve Elazığ sanki kardeş gibi kültürleri benziyor. Onları Keban Barajı bölüyor.

Kültür aynı kültür. Pertek önceden Elazığ’a bağlıymış. Daha sonra Tunceli’ye bağlamışlar. Keban Barajının etkisi de olabilir.

İ.Can: Çok yeşil ve çok güzel bir yer. Keban Barajı öncesi Pertek ile Elazığ arasında sadece Fırat vardı.

Karşıdan karşıya geçmek için Pertek Köprüsü vardı. Barajdan sonra su yükseldi, köprü yavaş yavaş aşağıya indi ve sonunda suyun altında kaldı. Köprüyü yıkıp ta onun demirini alacaklardı. Yıkma parası demir parasından daha fazla olduğu için vazgeçildi.

Mustafa Yarıcı Aydınlık'a konuştu – 1: Pertek’ten TRT Koro şefliğine - Resim : 1
Türkülerden Potpori, türküden türküye yöreden yöreye TV eğlence programı

25 YAŞINA KADAR PERTEK’TEYDİM

  • Kaç yaşına kadar oradaydınız?

25 yaşına kadar oradaydım. İlkokul ve ortaokulu Pertek’te okudum.

  • Babanız ne iş yapıyordu?

Babam Tapu-Kadastro’da çalıştı. Arabamız ve arazilerimiz vardı, annem ile birlikte çiftçilik yapardı. Annem ayrıca halı, kilim dokurdu. Beş kardeşiz. Üç erkek, iki kız. Kardeşlerimin çoğu Elazığ ve Pertek’te yaşıyor. Babamın adı İsmail, annemin Merve.

  • 25 yaşına kadar Pertev’de yaşadığınıza göre, yörenin kültürünü tamamen almış olmalısınız.

Evet aldım. İlkokulda kaval çalmaya başladım. Ortaokulda cümbüş ve klarnetle tanıştım.

MERKAMIDAN MÜZİĞE YÖNELDİM

  • Müzik öğretmenlerinizden sizi müziğe özendiren oldu mu?

Onların beni keşfinden ziyade, kendi merakımdan müziğe yöneldim. O zaman 25-30 kuruşa dilsiz bir kaval satın almıştım. Sınama yanılma yoluyla kendi kendime türküler çalmaya başladım. Öğretmenlerim de çaldığımı duydu tabi. Müzik derslerinde bana hep kaval çaldırıp türkü söyletirlerdi.

Bizim eski bir ilkokulumuz vardı, yandı. Oraya iki sınıflı baraka bir okul yaptılar. İki sınıfın arasında bir kapı vardı. O kapının ortasına her iki sınıfı göreceğim şekilde oturturlardı beni. Müzik derslerinde kaval çalar söylerdim. Müzik dersimiz biterdi.

İlkokul’un bahçesini çimlendirilirken, bütün öğretmenler, öğrenciler seferber olmuştuk. Başka yerden defalarca çim taşıyorduk. Öğretmenim beni gördü, “Gel buraya, sen niye gidiyorsun oraya” dedi. Ben “görevimizi yapıyoruz” deyince, “sen kavalını al gel burada çal, arkadaşlarına enerji ver” dedi.

  • Hangi türküleri okurdunuz hatırlıyor musunuz?

Okuduğum Pertek türküsü vardı;

“Başında pırlanta Süpürgeç dağı,

Önünde diz çökmüş Murad ırmağı,

Her yanın doludur bahçesi bağı

İnan ki cennetten güzelsin Pertek”.

Atatürk Pertek’e gelmiş. Pertek çok yeşil olduğu için cennete benzetmiş.

MELODİ AYNI DİYE TÜRKÜYÜ YOK SAYMAMAK GEREKİR

  • Bu türkünün notasını yazdınız mı?

Hayır yazmadım. Neden yazmadım? “Siyah perçemlerin gonca yüzlerin” bir türkümüz var. Aynı müzik.

İ.Can: Biz de böyle bir tutuculuk var. Ben buna katılmıyorum. Hepsi kaydedilsin. Ali Ekber Hocamın ve Aşık Mahsuni’nin melodileri birbirine çok benziyor. Bizde biliyorsun, Türk Halk Edebiyatında söz unsuru öne çıktığı için melodiler çok benziyor. Aynı olsa bile başka türküler olarak söyleriz. Melodiler birbirine benzeyebilir ama burada melodi değil söz önemlidir. O yüzden lütfen hocam bu türküyü yazalım. Tarihe kaydedilsin, arşivlere geçsin.

Tamam yazıp sana gönderiyorum.

Mustafa Yarıcı Aydınlık'a konuştu – 1: Pertek’ten TRT Koro şefliğine - Resim : 2
Mustafa Yarıcı, ilkokul 2. sınıfta

GİZLİCE ALDIĞIM KLARNET İLE ÇALMAYI ÖĞRENDİM

  • Nefesli çalgılara nasıl başladınız?

Benim en büyük abim Abdurrahim Yarıcı klarnet sevdalısı idi. Bir klarnet almış, çalıyordu. Ben daha çok küçüğüm, onu çalmak istiyorum ama yaklaştırmıyor. İlkokulu bitirip ortaokula başladığımda gizli gizli klarneti alıp çalmaya çalışacağım ama ulaşamıyordum. Abimin dolabının anahtarı var, kilitleyip gidiyor. Ortaokulda elişi dersinde anahtar yapmayı öğrendik. Kalıp kılıfına lehimi döküyorsun, sonra kalıbı kaldırıyorsun, lehim anahtar oluyor. Evet, anahtarı yaptım, abim evden çıktıktan sonra kilidi açtım.

Biraz klarnet çalanları izleyerek, çalışarak melodiler çalmaya başladım.

  • Çaldıktan sonra yerine hemen koyuyor muydunuz?

Evet, tekrar yerine koyuyordum, geldiğinde hiç anlamıyordu… Bunu birkaç defa yaptım. Bizim eski kerpiç evimizin pencere duvarı çok kalındı. Ben de o duvar içine oturur, öylece çalardım. Niye? Çünkü orada biraz da yankı yapıyor ya… O yankı çok hoşuma gidiyordu. O gün de oturdum ve çalmaya başladım.

Abim aynı zamanda avı çok severdi. O gün ava gidecekmiş eve erkenden gelmez mi? Bir baktım avlunun dış kapısı açıldı. Ben de klarnet çalıyorum. Eyvah dedim. Çünkü çok kızacaktı, titremeye başladım. Klarneti çabuk çabuk yerine koyayım derken kapıyı açtı. Çok korkmuştum, “Tamam, tamam, çalmaya devam et. Eğer çalamasaydın o zaman iş değişirdi ama çalabiliyorsun.” dedi. O an bütün korkum geçti.

Amatörce kendi kendime çalıyordum. Okul bitti, Tunceli Öğretmen Okulu'na geçtik. Orada cümbüş ile tanıştım.

  • Tunceli’nin yolları engebeli. Okula nasıl gittiniz? Elektrik var mıydı?

Elektrik 18-20 yaşlarımda Pertek’e motor şeklinde geldi. Bazen yanıyordu, bazen azalıyor, bazen arıza veriyordu. Yine de çok şükür tabii. Öğretmen okulunun yatılısını kazandım, oraya gittim. Orada da müzik ağırlıklı derslerimiz vardı tabii. Ve sosyal faaliyetlerde birinci derecede rol aldım. Ben almasan da hocalar zaten zorluyordu. Piyeslerde de oynadık, çaldık, söyledik. Klarnet de çaldım, türkü de çaldım, söyledim, cümbüş de çaldım. Tunceli'de o zamanlar bayağı meşhur olmuştum.

  • Sonrasında müzik eğitimine yöneldiniz mi?

Bütün bu hizmetleri isteyerek yaptım. Okul bitti öğretmen oldum. Sonrasında udun sesi hoşuma gitti, bir ud aldım, Elazığ Musiki Cemiyeti’nden ders alayım dedim, alamadım. Her şeyi kendi kendime öğrendim. Öğretmenlik tayinim çıktı, Elazığ'ın Karakoçan ilçesinin Gahmut Köyü'ne. Yeni adı Yeşil Belen.

Daha sonra askere gittim. Askerlik süremin iki ayını Ordu'da, kalan süreyi Erzincan'da sivil olarak öğretmenlik yaparak geçirdim.

1981’DE TRT’YE MÜZİSYEN OLARAK GİRDİM

  • Askerlikten sonra öğretmenliğe devam ettiniz mi?

Evet, tayinimi istedim, 1976 yılında İzmir'e geldim. Radyo sanatçılarından bazılarıyla tanıştım. Erzurumlu Kemal Kırmızı rahmetli mey sanatçısı, zurna çalardı. Onun faydasını gördüm. Türk sanat müziğinden, Bedri Karadağ, Nevzat Güyer ile tanışıp radyoya girmek istediğimi söyledim. Bu arada Anadolu Üniversitesi'ni de dışarıdan bitirdim.

Kemal Kırmızı’dan şöyle faydalandım. Nota kitapları, defterleri, TRT’nin notaları vardı. Nota okumaya, çalmaya, söylemeye ve o türküleri birer birer geçmeye başladım. Çok çalıştım, 1981 yılında radyo sınavına girdim.

Ses sanatçısı olarak başvurmuştum. Rahmetli Durmuş Yazıcıoğlu benim enstrüman çaldığımı biliyordu. Nefesli saz, yani klarnet çalıyordum. Bir de o sene Türkiye Radyoları’na halk müziği bölümüne klarnet kadrosu verilmişti. Durmuş Bey, “Seni klarnetten sınav edelim. Senin için ve kurum için çok güzel, çok iyi olur” dedi.  Fark etmez dedim, dilekçemi değiştirdim. Girdim, kazandım, 15 günlük Ankara'ya oryantasyon kursuna gittim.

Sonrasında dediler ki kanun çıkmış, halk müziğinde klarnet çaldırılmayacakmış. Ben ne yapacağım dedim. Dediler ki sen mey çal. Ben de o güne kadar bu aleti hiç elime almamıştım. Pertek de Mey diye bir alet yoktu tabii. Elazığ'ın etkisi altında, klasik sazlar, davul zurna ve bağlama var. Durmuş hocam, “Biz de sana güveniyoruz. Kemal Kırmızı’ya söyleyeceğim sana bir tane mey versin, sen çalış” dedi. Aldım, 15-20 gün sonra seanslara girmeye başladım. Klarnet çok ayrıntılıdır. Meyin de kendine özgü çalma şekilleri var tabii. Meyde burundan alıp, ağızdan veriyorsun.

  • Klarnette de çalarken burundan alınıp, ağızdan mı veriliyor?

Hayır, klarnette o yok. Sadece mey ve zurna da var.

İ.Can: Ben şöyle zannediyordum klarnet sonuçta Anadolu çalgısı olarak kabul edildi, içselleştirildi. O dönem mey çalanlar da klarnete geçtiler. Halk ezgilerine ve halk kültürüne kendi tadını verdi klarnet. Bir Batı sazı idi ama Anadolu'nun yörelerine göre ifade etti kendini değil mi?

Evet, Anadolu'ya kendini kabul ettirdi.

İ.Can: Klarnette Erzurum'da farklı bir tını çalındı.

Eğin’de başka, Elazığ’da başka, Silifke de başka, Bodrum'da, Kuşadası'nda başka. Ama çalınan aynı klarnet. Fakat klarnet tekniğiyle yine de çalınması gerekiyor. Çünkü klarnetin aşağı yukarı üç buçuk oktav sesi var. Meyin bir oktav. Zurna da birkaç oktav ses vardır. Neyde o yok. Ben geliştirmeye de çalıştım ama olmadı. Velhasıl ondan sonra mey çalmaya başladım?

Mustafa Yarıcı Aydınlık'a konuştu – 1: Pertek’ten TRT Koro şefliğine - Resim : 3
Mustafa Yarıcı

1987’DE SES SANATÇISI SINAVINI KAZANDIM

  • Radyoda ne zaman göreve başlayabildiniz?

1981'de radyoya girdim ama ancak 83'te başlayabildim. Öğretmenlikten, yani Milli Eğitim Bakanlığı'ndan TRT'ye geçiş süresi uzun oldu.

  • Ses sınavına ne zaman girdiniz?

1987 yılında ses sınavına girdim. Onu kazandım ve ses sanatçısı olarak devam ettim. Ama yine yeri geldiği zaman çaldığım enstrümanları da çaldım. Nihayet bizim kurumumuz, bizim çalıştığımız, ekmek yediğimiz yer ve de vatandaşımıza, milletimize hizmettir bu. Ondan kaçınmadık hiçbir zaman.

Ben ses sanatçısıyım, koroda hem toplu hem solo türkü söylüyordum. Her ay bir solomuz vardı. Artı canlı yayınlar, sabah kuşağı, akşam kuşağı gibi programlarımız vardı. Onların dışında da başka arkadaşlarımızın programlarına girip Mey çalardım. 1998-99’da koro şefliği gündeme geldi. Müdürümüz Leyla Hanım da koro şefliği önerdi. Ankara'da koro şefliği sınavına girdik. Onu da kazanınca bu defa hem saz sanatçısı hem ses sanatçısı hem de koro şefi olarak görevime devam ettim. Emekli oluncaya kadar.

MUSTAFA YARICI MEŞHUR ETTİĞİ TÜRKÜ

Kara Kuzum Sana Çanlar Takayım

Kara da kuzum sana çanlar takayım

Aman aman takayım

Ah takayım da ben zevkime

Ah ah bakayım aman

 

Ah senin için dağı taşı yakayım

Aman aman yakayım

 

Bağlantı:

 

Meleme de guzum meleme de vazgeç eşinden aman

Aşk ile sevda geçmez oldu

başımdan aman

 

Akşam oldu nerelere gideyim

Sabah olsun sürüleri güdeyim

Sen olmazsan şu cihanda nedeyim

Bağlantı

Mustafa Yarıcı Aydınlık'a konuştu – 1: Pertek’ten TRT Koro şefliğine - Resim : 4

Mustafa Yarıcı Aydınlık'a konuştu – 1: Pertek’ten TRT Koro şefliğine - Resim : 5

Yöresi: Kastamonu

Kaynak Kişi: İhsan Kozanoğlu

Derleyen: Ankara Devlet Konservatuarı 

Notaya Alan: Mustafa Yarıcı

Makamsal Dizi: Gülizar

Türü: Ağıt

Ses Genişliği: 9 Ses

Önümüzdeki hafta türkümüz: “Karanfil Ekilende”

Son Dakika Haberleri