Otomotiv sanayinde benzinli ve dizel otomobil yasağı tartışması derinleşiyor: 1 Milyon kişi işsiz kalabilir
Avrupa Birliği’nin 2035 yılına kadar içten yanmalı motorlu araç satışlarını durdurma hedefinden vazgeçmesi, otomotiv sanayinde büyük istihdam kayıplarına ve milyarlarca Avro'luk yatırım iptallerine yol açabilir.
Brüksel merkezli çevre kampanya grubu Transport & Environment (T&E) tarafından 8 Temmuz 2025’te yayımlanan bir çalışmada, Avrupa Birliği'nin (AB) 2035 yılına kadar yeni içten yanmalı motorlu araç satışını durdurma kararına sadık kalmasının otomotiv sanayinde yeni bir büyüme dalgasına neden olabileceği ifade edildi. Çalışmaya göre bu hedef ve beraberinde uygulanacak sanayi destek politikaları, Avrupa’da yıllık otomobil üretiminin yeniden 16,8 milyon adede ulaşmasını sağlayabilir. Bu seviye, 2008 finansal krizi sonrası görülen en yüksek üretim miktarına eşdeğer.
Raporda, 2035 sıfır emisyon hedefinin terk edilmesi ve bu sürece dair kapsamlı bir sanayi stratejisinin oluşturulmaması durumunda ise otomotiv sektöründe çalışan 1 milyon kişinin işini kaybedilebileceği ve planlanan batarya yatırımlarının üçte ikisinin iptal olabileceği belirtiliyor. Elektrikli araçların daha az parça gerektirmesi ve montajda daha az iş gücüne ihtiyaç duyması gibi gerekçelerle elektrikliye geçişin istihdam kaybına neden olacağı yönündeki otomotiv lobilerinin açıklamalarına karşı çıkan T&E, doğru destekleyici politikalarla elektrikliye geçişin net istihdam artışı sağlayabileceğini savunuyor. T&E Kıdemli Direktörü Julia Poliscanova, “Bu, Avrupa otomotiv endüstrisi için ya ileri sıçrama ya da geri düşüş anlamına gelecek bir an.
Elektrikli araçlar, batarya ve şarj teknolojilerinde küresel rekabet son derece yoğun” ifadelerini kullandı. Aynı çalışmada, içten yanmalı motorlu araç üretimindeki iş kayıplarının, batarya üretiminde 2030’a kadar 100 binden fazla, şarj altyapısında ise 2035’e kadar 120 bin yeni iş oluşturulmasıyla dengelenebileceği de kaydedildi. Buna karşın, yasağın zayıflatılması ve sanayi politikalarının eksikliği, otomotiv değer zincirinin Avrupa ekonomisine katkısını 2035’e kadar 90 milyar Avro azaltabilir.
OTOMOTİV SANAYİİ LOBİLERİ: “YASAĞIN MALİYETİ AĞIR OLUR”
Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği (ACEA) ve otomotiv tedarikçileri birliği CLEPA, içten yanmalı motor yasağının ciddi iş kayıplarına yol açacağı görüşünü sürdürüyor. CLEPA, 2040 yılına kadar Avrupa’daki otomotiv tedarikçilerinde 500 bine kadar çalışanın işini kaybedilebileceğini, bu kayıpların yalnızca 226 bin yeni pozisyonla telafi edilebileceğini ve net olarak 275 bin kişinin işsiz kalacağını tahmin ediyor. ACEA ise, elektrikli araç satışlarındaki yavaşlama ve Çinli üreticilerin yükselişiyle birlikte Avrupa’da üretimin önemli ölçüde düşeceğini, bunun da milyonlarca işi tehdit edeceğini, tüketiciye zarar vereceğini ve Avrupa’nın ekonomik güvenliğini zayıflatacağını savunuyor.
SİYASİ BASKILAR ARTARKEN AB HALA 2035 KARARINA SADIK
Mayıs 2025’te Avrupa Parlamentosu, otomobil ve hafif ticari araçlar için bazı CO₂ emisyon hedeflerini esnetmeyi kabul etti. Ancak 2035’te içten yanmalı motorlu yeni araç satışının sona ermesine yönelik yasal düzenleme halen yürürlükte. Yeni karara göre, otomobil üreticileri 2025–2027 arasında emisyon hedeflerine yıllık değil, üç yıllık ortalama üzerinden uyacaklar. Bununla birlikte, Almanya başta olmak üzere birçok ülke ve lobi grubu, bu düzenlemenin yumuşatılması için baskı yapıyor. Almanya’nın otomotiv lobisi VDA, 2035’ten sonra içten yanmalı motorların en az %10 oranında satılabilmesine olanak tanıyacak bir esneklik önerisinde bulunuyor. Avrupa Parlamentosu’nun en büyük siyasi grubu olan EPP (Avrupa Halk Partisi) de hibrit ve biyoyakıtlı araçların bu hedefe dahil edilmesi için yasa değişikliği çağrısında bulunuyor. Avrupa Komisyonu ise şu anda e-yakıt, biyoyakıt ve diğer alternatiflerin değerlendirilmesi için 29 Eylül 2025 tarihine kadar kamuoyu görüşü topluyor.
ENDÜSTRİDE YÖN ARAYIŞI: ELEKTRİKLİ ÜRETİM Mİ, GEÇİŞ ESNEKLİĞİ Mİ?
Tartışmanın merkezinde, Avrupa’nın elektrikli araç dönüşümünde küresel lider olup olamayacağı sorusu yer alıyor. Wired ve Financial Times gibi yayınlarda yer alan analizlerde, Avrupa’nın bu dönüşümde Çinli üreticiler karşısındayavaş kaldığı, otomobil üreticilerinin karlarını korumak için hibrit ve benzinli modelleri yeniden öne çıkardığı vurgulanıyor. Ancak çevreci gruplar ve bazı hükümetler, bu tür geri adımların Avrupa’yı hem ekonomik hem teknolojik olarak daha fazla dışa bağımlı hâle getireceği görüşünde birleşiyor.
KARAR VAKTİ YAKLAŞIYOR
2035 hedefi hala AB yasalarında geçerli bir düzenleme olarak yer alıyor. Ancak uygulamada emisyon hedeflerine uyum konusunda yeni esneklikler getirildi. Sanayi, sendikalar, çevre grupları ve siyasetçiler arasında süren bu mücadele, Avrupa otomotiv endüstrisinin geleceğini doğrudan etkileyecek. Eylül 2025’te yapılacak kamuoyu danışma süreci ve sonrasında alınacak kararlar, kıtanın otomotiv rotasını şekillendirecek. Bu süreçte gözler, üretimden istihdama, çevresel etkiden ekonomik güvenliğe kadar pek çok parametre üzerinde yoğunlaşmış durumda.
Otomotiv devinden büyük işten çıkarma: 2 bin 900 çalışan işinden olacakOtomobil