Pazarda dengeler değişiyor! Avrupa’da küçük elektrikli otomobil savaşında Çin rüzgârı
Avrupa otomotiv pazarı, küçük elektrikli araç segmentinde tarihi bir kırılma yaşıyor. Çinli üreticilerin uygun fiyat ve teknoloji hamleleri, kıtanın köklü markalarını köşeye sıkıştırıyor
Neşet Tosun
Editor
ÇİN’li markaların uygun fiyat politikaları ve model çeşitliliği, Avrupa kıtanın köklü üreticilerini savunmaya iterken, pazar dinamikleri hızla değişiyor. BYD markasının öncülüğünü yaptığı Çinli EV otomobil üreticileri, Avrupa pazarında sadece var olmuyor, aynı zamanda otomobil pazarını da dönüştürüyor.
BYD FİYAT VE DONANIMDA İDDİALI
Tesla’yı 2024 yılında geride bırakarak dünyanın en büyük elektrikli araç üreticisi olan BYD, 2025 Mayıs ayında Çin pazarında Seagull ismiyle satışa sunduğu kompakt modelini, Avrupa pazarında “Dolphin Mini” adıyla 19 bin 990 avrodan başlayan fiyatla satmaya başladı.
322 km ve 507 km menzil seçeneklerine sahip bu model, sadece fiyatıyla değil, donanımıyla da segmentinde iddialı. Avrupalı tüketiciler için bu gelişme, uzun süredir beklenen "ulaşılabilir elektrikli araç" döneminin başlangıcı olabilir. Şehir içi kullanım için pratik, çevreci ve ekonomik çözümler sunan bu modeller, özellikle 25 bin Avro altı fiyat bandına inildikçe cazibesini artırıyor.
SIKI EMİSYON KURALLARI DÖNÜŞÜMÜ HIZLANDIRIYOR
AB’nin 2025 itibarıyla devreye aldığı yeni emisyon kuralları nedeniyle otomobil üreticileri ciddi baskı altına girmiş durumda. 2021 yılına kıyasla yüzde 15 daha düşük CO₂ salımı zorunlu hale gelirken, bu oran 2030 yılında yüzde 55’e yükselecek. Bu dönüşüm, elektrikli araçlara geçişi hızlandırırken, üreticiler için maliyet ve zaman yarışı anlamına geliyor. Rho Motion'ın açıkladığı rakamlara göre 2025 yılının ilk 4 ayında Avrupa pazarında BEV satışları yüzde 26,4 arttı ve pazarın yüzde 15,3’ünü oluşturdu. Plug-in hibritlerde de yüzde 7,8'lik artışla yüzde 7,9'luk pazar payına ulaşıldı. Ancak dikkat çeken nokta, bu büyümenin önemli bir kısmının Çin menşeli araçlarla yaşanıyor olması.
ÇİN’İN AVRUPA HAMLESİ BEV İLE SINIRLI DEĞİL
Çin, Avrupa pazarına 2025 yılının ilk 4 ayında 238 bin BEV ve PHEV ihraç etti. Plug-in hibrit ihracatındaki yüzde 436’lık artış, Çinli markaların yeni stratejisini gözler önüne seriyor. Bu araçlar, Avrupa’nın BEV odaklı gümrük tarifelerinden kaçmanın bir aracı olarak kullanılıyor. Diğer taraftan Çinli markaların LFP batarya teknolojisinde sahip oldukları maliyet avantajı fiyat düşüşü yapmalarına olanak sağlıyor.
Çin'in BYD, Geely ve SAIC gibi dev otomobil markaları, kendilerini BEV modellerle sınırlamayarak hibrit ve benzinli model seçenekleriyle de Avrupa pazarına yönelmiş durumda. Rho Motion verilerine göre Çinli markaların Avrupa pazarında sattığı otomobillerin yüzde 67’si hibrit ya da ICE modellerden oluşuyor.
AVRUPALI ÜRETİCİLERDEN GEÇ GELEN YANIT
Avrupalı markalar ise bu fiyat rekabetine yanıt vermekte gecikti. Ancak son dönemde Renault 5, Twingo E-Tech, VW ID.2, Puma Gen-E gibi modellerle atağa geçmeye hazırlanıyor. Bu modellerin çoğunun 2025- 2026 arasında, yaklaşık 25 bin avro bandında pazara girmesi bekleniyor. Japon ve Koreli üreticiler de Kia EV2, Nissan Micra EV ve Hyundai’nin küçük segment EV’siyle bu yarışa katılıyor. Fakat burada temel sorun üretim maliyetleri. Çin’deki devlet destekleri, ölçek ekonomileri ve daha az regülasyon yükü, Avrupa’daki üreticilere göre önemli bir fiyat avantajı sağlıyor. Batarya teknolojisindeki hakimiyet de cabası.
REKABET SERTLEŞİYOR TÜKETİCİ KAZANIYOR
Küçük elektrikli araç segmenti, Avrupa otomotiv pazarının en sıcak çatışma hattına dönüşmüş durumda. Çinli markalar hızlı ve uyum sağlamakta başarılı. Avrupalı üreticiler için bu rekabet, yenilikçilikle birleşmeyen geçmiş başarıların artık yeterli olmayacağını gösteriyor. Kısa vadede kazanan tüketici olabilir, ancak uzun vadede bu savaşın galibini stratejik vizyon, üretim esnekliği ve teknoloji belirleyecek.
