Polat ailesinin avukatı Aydınlık’a konuştu: Nihai rapor gelmeden iddianame yazıldı
Dilan ve Engin Polat’ın avukatı Sevinç Horoz, Polat ailesine yönelik kara para aklama soruşturmasıyla ilgili Aydınlık’a konuştu
Avukat Horoz, savcının iddianameyi MASAK raporunu beklemeden yazdığını, soruşturma dosyasında kara para aklama iddiasına ilişkin hiçbir delil bulunmadığını belirtti.
Soruşturmanın Seyhan S. ve gazeteci Murat Ağırel’in ifadeleriyle başlatıldığına dikkat çeken Horoz, bu ifadelerde herhangi bir delilin yer almadığını, Seyhan S. ve Ağırel’e karşı yasal haklarını kullandıklarını kaydetti.
İddianame yazıldıktan sonra hazırlanan nihai MASAK raporunda da kara para aklama suçunun yer almadığının altını çizen avukat Horoz, dosyadaki sıkıntılı noktaların düzeltilmesini beklediklerini ifade etti.
‘TMSF KARARI YANLIŞ’
Aydınlık’a ulaşan Horoz, soruşturma sürecinin başından itibaren yaşananları şöyle anlattı:
“Soruşturma Seyhan S. ve Murat Ağırel’in tanık ifadeleri ve ilk hazırlanan MASAK raporuyla başlatıldı. Polat ailesine kara para aklama, dolandırıcılık ve suç örgütü kurma iddiaları yöneltildi. Bu süreçte TMSF, şirketlere kayyum olarak atandı. Halbuki bu da yasaya göre doğru değildi. Çünkü ortada bir terör şüphesi yoktu. Böyle bir şüphe yokken ve kara paraya ilişkin herhangi bir delil yokken hukuksuz şekilde kayyum ataması yapıldı.
“Polat ailesi tutuklandıktan sonra soruşturmaya bir gizli tanık eklendi. Gizli tanığın ifadesi ile iddianame yazıldı. Oysa bu şahıs soruşturma başlatıldıktan çok sonra ortaya çıktı. İddianameye Soylu ve Ağırel’in ifadeleri eklenmedi. Savcı da nihai MASAK raporunu beklemeden alel acele iddianameyi yazdı. Ancak iddianamede aklanan kara paraya ilişkin somut hiçbir olay anlatılmadı. Para nerede, nasıl aklandı, miktarı ne kadardı vb. hiçbir bilgi yoktu. İddianame yazıldıktan sonra MASAK raporu geldi. Raporda, kaynağı belirsiz paranın olmadığı açıkça belirtildi.”
‘YAŞAMAYAN İSİMLER ŞÜPHELİ OLDU’
İddianamenin sorunlar barındırdığını aktaran avukat Horoz, şöyle devam etti:
“Soruşturma sırasında çok sayıda tanık ifade verdi. Ancak bunların beyanları iddianameye yazılmamış. Hayatta olmayan isimler ve 18 yaşından küçük çocuklar örgüt üyesi şüphelisi yapıldı. Bu da iddianamenin sorunlu olduğunun başka bir göstergesi.
“Soruşturma savcısı G.K., yasaya aykırı şekilde Kasım 2023’te şirketlere kayyum atanmasını talep etti. Bu da kabul edildi. Ancak daha sonra savcı G.K.’nin eşi İ.K.’nin Adnan Oktar bağlantısı ortaya çıktı. Savcı da emekliliğini istemek zorunda kaldı. Emekli olunca dosya başka bir savcıya verildi. Fakat yeni savcı da soruşturmayı benzer şekilde yürüttü. Sonucunda yazılan iddianame de sıkıntılıydı.
“Mahkeme de zaten iddianameyi iade etti. Çünkü iddianamede delil bulunmuyordu. Ancak her ne olduysa savcı, aynı iddianameyi mahkemeye yine gönderdi ve bu sefer kabul edildi.
“Bugün geldiğimiz nokta itibariyle, müvekkillerim dolandırıcılık davasında beraat etti. MASAK raporuyla kara para aklamanın olmadığı da tescillendi. Dosyada delil yok. Tanıkların ifadelerinin doğru olmadığı da ortaya çıktı. Artık bu davadan beraat sonucu bekliyoruz.”
‘DOSYA KASITLI ŞEKİLDE SIZDIRILDI’
Avukat Sevinç Horoz, soruşturmada gizlilik olmasına rağmen dosyanın basına sızdırılmasının kasıtlı yapıldığını belirtti ve şunları ekledi:
“Soruşturma sürecinde bütün gelişmeler sistemli şekilde hep aynı gazetecilere sızdırıldı. Örneğin, müvekkillerimle savcılığa ifade verdiğimiz andan çok kısa bir süre sonra ifadelerin basına yansığını gördük. Süreci bu noktaya getirenler hakkında yargı süreci başlattık. Sızdırılan iddiaları bazı gazeteciler köşelerinde yazdı, sosyal medyada bilgi kirliliği yaratıldı. Biz gerçekleri anlatmak istedik ama herkes kapısını kapattı.”