SYDV işçileri protokolün dışında bırakıldı! Koop-İş 1003 vakıfta greve çıktı

TÜRK-İŞ’e bağlı Koop-İş Sendikası, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları’nda (SYDV) ülke genelinde greve çıktı. Çalışanların haklarının korunması için bu adımı zorunlu gördüklerini açıklayan sendika, İstanbul Valiliği Sosyal Yardımlaşma Vakfı Başkanlığı önünde eylem düzenledi. Basın açıklamasını Koop-İş Sendikası 1. Bölge Başkanı Aziz Hacısalihoğlu okudu. Açıklama öncesinde polis engeliyle karşılaşan işçilerle arbede yaşanırken, gerginliğin ardından açıklamaya izin verildi.
Koop-İş Sendikası’nın, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı 1003 SYDV iş yerinde yaptığı grev öncesinde bazı vali yardımcıları ve kaymakamların çalışanlara greve katılmamaları yönünde baskı yaptığı dile getirildi.

‘SYDV İŞÇİLERİ GÖRÜŞMELERDEN DIŞLANDI’

Hacısalihoğlu şu ifadeleri kullandı:
“TÜRK-İŞ ile Hükümet arasında 1 Ocak 2025’ten geçerli olan Kamu Kesimi Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü, uzun müzakerelerin ardından 2 Ağustos 2025’te imzalandı. Bu protokolle Koop-İş, örgütlü olduğumuz 58 kamu işyerinin sözleşmesini TÜHİS ile imzaladı. Kalan işyerlerinde de imzalar sürecek.
“Ne yazık ki imzalanan Çerçeve Protokolüne rağmen yaklaşık 10 bin Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı (SYDV) işçisini ilgilendiren sözleşme görüşmeleri anlaşmazlıkla sonuçlandı. 2003’ten bu yana sendikamızda örgütlü, 2018’den bu yana protokol kapsamında sözleşme imzalayan SYDV işçileri için, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bu dönem çalışanları 600 bin kamu işçisinden ayırarak memur zammını teklif etti. Koop-İş olarak bu teklifi asla kabul etmedik.

‘İŞÇİLERİN RIZKI ÜZERİNDEN TASARRUF OLMAZ’

“Ülkemiz ekonomik darboğazdan geçiyor. Enflasyon düşürülemiyor, hayat her geçen gün pahalılaşıyor. Halkımız büyük geçim sıkıntısı yaşarken, Aile Bakanlığı’nın SYDV işçilerine reva gördüğü bu teklif çalışma barışını zedeliyor. Oysa SYDV çalışanları pandemi, deprem, sel gibi her felakette mesai gözetmeden halkın yanında oldu. Büyük kısmı üniversite mezunu olan bu emekçiler, devletimizin sosyal vicdanının yaşayan temsilcileridir. SYDV çalışanlarının ücretlerini yardıma muhtaç kesimlerin rızkıyla ölçmek haksızlıktır, adaletsizliktir. Daha çok yardım yapılmalı, ama bu, çalışanların ekmeğinden kesilmemelidir. Bizi işimizle, aşımızla tehdit etmesinler. Amacımız kavga olmadı ama artık söz bitmiş, bıçak kemiğe dayanmıştır. Sonuç alınıncaya kadar mücadelemize devam edeceğiz.

"Maaşını bekleyen bu işçilere biz zam vermeyeceğiz diyenlere yazıklar olsun. Greve çıkan işçilerin iş akdi feshedilecek şeklinde duyumlar alıyoruz. Her üyemiz isterse bugün çalışabilir. Baskı yok. Fakat sonrasında imzalanan toplu sözleşmeden yararlanması söz konusu olamaz. Bu tercih değil kanunda yer alır. Bu grev pankartlarını SYDV'nın kapısına asmak zorundayız. Koop-İş olarak kamu iş yerlerinin yüzde 98'inde örgütlüyüz. Grev vardır pankartımızı astık. Tutanağımızı tutacağız. Bugünden itibaren grev başlamıştır."

'EMEKÇİ ZORDA ÇAĞRILIYOR
HAK PAYLAŞIMINDA YOK SAYILIYOR’

TÜRK-İŞ Birinci Bölge Başkanı Halil Faki Erdal da şunları söyledi:
“Genel Başkanımız Ergün Atalay’ın selamlarını ve destek mesajlarını iletmek için bugün buradayım. Türkiye’de sendikacılık ve emeği temsil edenler yanlış anlaşılıyor. Ne zaman yangın, deprem gibi zor zamanlar olsa emekçi sınıfı çağırıyorlar; ama hak paylaşımına gelince ‘emekçi gelme’ deniyor. Böyle bir dünya yok. Burası Türkiye Cumhuriyeti; yasalarla, anayasayla yönetiliyor. Sendika kanunları, ceza kanunları var.
Çalışma hayatının şartlarını arkadaşlarımız yerine getiriyorsa, buna imza atan işverenin ve bakanlığın da görevini yerine getirmesi gerekir. 8 aydır süren kamu çerçeve protokolü sonrası sendikamız TÜHİS ile tek tek sözleşmelere imza attı. Ama SYDV, ‘ben buna imza atmam’ diyor. Bu çocuk oyuncağı mı? Koskoca bakanlıksınız, o zaman TÜHİS’e niye yetki verdiniz? Kamu olmalarına rağmen memur sendikalarının verdiği zammı uygulamak istiyorlar. Her işin bir yolu yordamı var. 8 aydır neredeydiniz?

‘1003 VAKIFTA GREVE ÇIKTIK’

“Cumhurbaşkanımız, Cumhurbaşkanı Yardımcımız, Çalışma Bakanımız bu protokolü imzaladı. Aile Bakanlığı ise ‘ben bunu veremem’ diyebiliyor. Toplu sözleşmeden doğan hakkımız olan grev kararını bugün buraya asmak zorundayız. Kimse keyfi bir uygulama yapmıyor. Madem Kamu Çerçeve Protokolünü uygulamayacaktınız, son gün mü haber verilir?
“Karşınızda bu iş kolunun en büyük sendikası var. Oturup konuşmanız gerekirdi. Son gün gelip, ‘ben bunu uygulamayacağım, grev kararını asmayın’ diyorsunuz. Biz amirlerimize, müdürlerimize ‘siz şu görevlerinizi yapmayın’ diyor muyuz? Koop-İş bugün 1003 Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfında grev kararlarını astı.

‘İŞÇİLERİ TEHDİT ETMEK SUÇ’

“Grev uygulamasına çıkarsanız diye işçileri tehdit ediyorlar. Oysa bu ceza kanununa göre suçtur. Anayasanın 53. ve 54. maddelerini çiğnemek olur. Biz uzlaşıdan yanayız. Grev son çaredir. Ama uygulanmazsa arkadaşlarımıza karşı sorumluluğumuzu yerine getiremeyiz, yetkimizi kaybederiz. İşçinin hakkıdır. Uzlaşabiliyorsak uzlaşacağız, uzlaşamazsak grev hakkımızı sonuna kadar kullanacağız. TÜRK-İŞ olarak Koop-İş’in yanındayız.”